Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

22 Ekim 2012 Pazartesi

HARIKASINIZ ESMA... BUYUK HARFLERLE HARIKASINIZ...

http://www.youtube.com/watch?v=Mr5xWFkE8vs

Bu oykuyu Esma'nin en cok sevdigi sarkilardan biriyle dinleyin istiyorum.  Control+click yapinca muzik gelecek...

Esma'yi subat ayinda yayinladigim oykusunden hatirlayacaksiniz... Guzel yurekli, sevecen, akilli ve guzel bir kadin, cok iyi bir anne, cok tatli bir arkadas... O zaman da yazmistim..

http://mevsimlerdenroma.blogspot.it/2012/02/esmanin-oykusu.html

Sizlerle birlikte programi takip etti, aliskanliklarini degistirdi, sizlerle birlikte ciddi sayilacak miktarda kilo verdi... Sonra hepimizi urkuten, "ben ne derseniz yapiyorum ama kilom yerinde sayiyor" donemi geldi...

Esma'ya benim cok sevdigim bir zayiflama diyetini uygulamaya karar verdik (normal protein diyetidir, ortalikta konusulanlardan cok farkli, fizyolojik mekanizmalari kullanan,kilo kaybettiren bir diyettir).  tahliller yapildi, elektrolar cekildi bana yollandi, heyecanla diyete baslandi... Benim Italya'da cok kullandigim, cok sevdigim, cok iyi sonuclar aldigim bu diyeti Esma sevmedi.  Cunku o bir Akdeniz kadini... O bir Ege tatilcisi... O bir mutfak sihirbazi, kendi icat ettigi kekler, inanilmaz pirasa dolmalari, pizzalar yapan, tarhanalar hazirlayip, kendi diktigi torbalara dolduran, alisverisini keyifle, kendi elleriyle yapan, evde pestil bile hazirlayan bir kadin... Italya'da olsa, protein ekmekleri, cikolatalari, protein kekleri, biskuvileri bulabilirdik ve Akdeniz-Italyan diyetini bir sure icin taklit ederek, miktarlara ve yemek yeme stiline bagli kalarak 1 ayda neredeyse 5-6 kilo verebilirdik, ama Turkiye'de boyle bir sansimiz olmadigi icin, sadece bu diyetten vaz gectik.



O zaman dedik, hic moralimizi bozmayalim ve nerede kaldiysak oradan devam edelim. Nerede kaldiysak, oradan devam ettik...
Esma kendine bir adim sayar aldi. Ilk gunler bacaklari agridi, zorlandi ama yilmadi. yasemin gibi, azimle devam etti. yagmur demedi, sicaksa aksam saatlerini, serinse oglen saatlerini tercih etti. Arkadas toplantilarina gitti ama olcusunu bilerek yedi. Yag miktarlarina dikkat etti, pisirdigi yemekleri siraya koydu, secimlere ozen gosterdi...
hergun ama hergun hic "of" demeden bana her yedigi, saatleriyle birlikte yazdi. hergun... Neredeyse iki aydir... Ustelik oyle siradan listeler yapmadi, gorev savmadi... Ayrintili, dikkatli yazilmis listeler yolladi...
Mesela,
hemen kahvaltı biraz ıspanak yapraklarıyla yağı silinmiş tavada omlet ve biraz peynir ( Yeni çıkmış ödül almış Murat bey burgu peyniri azıcık ))))...47 gr ekmek...bitki çayı....

mesela;
citir koy biberleriyle, iki minik domatesi, patlamis patlicanla kavurdum

mesela
1 haşlanmış yumurta,beyaz peynir light bir parça da burgu dan....tere yeşillik ne varsa 48 gr ekmek çay...
mesela:
öğlen yemeği saat 13 gibiydi sanırım evden götürdüğüm 6 kaşık nohut,33 gr ekmek yine o yoğurtlardan bir tane daha....
ara öğün saat 17 de 1 elma,1 erik iki 160 gr geldi,tam yerken kuşum boncukun sesini dudum fazlasını ona verdim kesip.....iki bisküvi yanında çayyy
akşam 19.30 da palamut fırında,soğan,maydanoz baharat ve limonla pişirilmiş........yeşil salata ile olur...
mesela;
1 kırmızı pancar,çiğ bir kabak,4 köy biberi,8 parça kuru domates,maydanoz,dere otu ,roka,3 su bardağı haşlanmış nohut ( Bir bardak yaklaşık 4 ,5 kaşık geliyor ),1 tatlı kaşığı kavrulmuş susam,1 yemek kaşığı zeytinyağı,1 limon,zahter .kırmızı pul biber,tuz....Ölçü iki kişiliktir, Arkadaşım ve ben...
mesela;
saat 14 de öğle yemeği 1 bardak kepekli makarna,1 sap pırasa yarım kabakla haşlandı.indirince tereyağı ve dere otu koyup yedim..bir kase yoğurtla..
1 kase tarhana çorbası

diye diyet yapan degil, yemek kitabi yazan bir insanin lezzetli uslubunu kullandi, hic sikayet etmedi, hep olumlu, hep keyifli, hep tadi yerinde listeler yazdi...

Bazen 15 gunde 600 kg kaybetti diye uzuldu... Bazen tarti hic oynamadi... Hergun yaklasik 10.000 adim yurumeye devam etti. Olumlulugunu, guvenini hic yitirmedi, hayatina ureterek, sevgisini boluserek, yasami kucaklayarak devam etti.

Kurslara gitti, resimler yapti, seramikler boyadi, danteller ordu... O dunyaya gulumsedi, dunya da ona...
92 kilodan basladigi seruvenini,  68'lerde devam ettiriyor Esma...

Siz ona sorun, Esma, yemedigin birsey varmi, "yasak" bir besin var mi, elleme denen bir tatli, bir meyve, bir yiyecek varmi aklinda diye... Siz sorun ben de okuyayim cevabini...

En ustteki fotografa bakin, bir de bu en son fotograflara...
Harikasiniz  Esma demiyecegiz de ne diyecegiz? Siz soyleyin...

Asagida Esma'nin el islerinden ornekler var... Ben Esma'nin yasam oykusunu biraz daha ayrintili biliyorum, onun icin, onu cok sevgiyle, cok icten, cok da saygiyla kucakliyorum... Sevgili Esma, ben bu blog sayesinde cok sevgili insanlarla karsilastim, yuzlerini gormeden cogunu cok sevdim, sevildigimi hissettim. Siz onlardan birisiniz...





ESMA'NIN DIYET KEKI OLMAYAN DIYET KEKI... :-))
4 yumurta
5 kaşık yoğurt
1 çay bardağı süt
1 çay bardağı yağ (yarısı fındık yağı yarısı zeytin yağı),2 yemek kaşığı tahin...
3 kaşık az şekerli incir reçelinden
1 çay bardağı pekmez yarısı üzüm yarısı harnup(keçi boynuzu) pekmezi
10 tane küçük hurma
10 tane kendi kuruttuğum mürdüm eriği
bir miktar kuru kayısı iyice yıkanıp sıkılmış,
1 yeşil elme
1 kırmızı elma
1 şeftali
1 su bardağı yulaf ezmesi
1 su bardağı yulaf kepegi
1 su bardağı buğday kepeği
2 kaşık keten tohumu çekilmiş hali1 bardak normal un...
1 tk zerdeçal
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
hepsi karıştırılıp pişirildi..
kek yemeden 3.5 km ,keki yedikten sonra 3.5 km yol yurudum ama

ESMA'NIN EL ISI CALISMALARI;




22 Ekim 2012'Roma

18 Ekim 2012 Perşembe

KIM KORKAR TARTILARDAN...? SON 3 YILDA NELER YAPMISIZ... HEPSI BIRDEN... seda'ya yurek dolusu tesekkurlerle...




 
Seda’ya diyorum ki, ne cok emek verdigimi kendim bile unutmusum... Delimiyim neyim ben !   Sonra da diyorum ki, aslinda ben deliyim tamam da, sana ne oluyor?   Butun yazilar tarandi, siniflandirildi, bize yazan herkesin (hadi sinifa kayit diyelim), Aslihan’la beraber verileri kaydedildi, BMI’a gore farkli listeler hazirlandi... Oyle boyle bir emek degil, cok ciddi, cok profesyonelce calisildi ve butun bunlar bir tesekkur karsiliginda yapildi... Seda, “sevildigini bil simarma” dermis aile icinde, ben sevildigimi biliyorum, siz de biliyorsunuz...

Haziran sonunda Seda’dan geldi oneri... Topluca tekrar yayinlasan demisti. Pratik Anne, zaten yapmisti,

http://pratikanne.com/2011/12/mevsimlerden-roma-ile-saglikli-beslenme.html

Seda, tekrar gozden gecirdi, butun yazilari siraya koydu, ayirdi, sinifladi, ustune bir de pratik ve hafif yemek tariflerinizin oldugu linki ekledi.

http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/12/komsuda-piser.html

Once pratik anne’nin blog yazisini okuyalim izniyle, sonra da 3 yilin programina bir goz atin. Hepsi elinizin altinda, yorumlari ve cevaplarini da okuyun lutfen. Kendinize bu badarci emegi cok gormeyin… Unutmayin, bu hayat sizin, degerini bilin..

Ben artık Sihirli Diyet (http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/02/9-yil-oncesinin-fotograflarina.html) aramıyorum, sağlıklı beslenmek istiyorum ama nereden başlayacağımı bilemiyorum diyorsanız, sizi İzmir Marşı ile Mevsimlerden Roma bloguna yönlendiriyorum.

Esas amacın kilo vermek veya zayıflamak değil de sağlıklı beslenme ve spor olduğu ve bu yolla aynı zamanda ideal kilo ve fiziki görünüme ulaşılacağı fikrini uygulayan nadir programlardan biriMevsimlerden Roma blogunun sahibi Mehtap Pasin Gualano’nun beslenme programı.

Mehtap Hanım İtalya’da yaşayan bir doktor. Ben de kendisinin sessiz takipçi ve programın uygulayıcılarındanım. Mehtap Hanım liderliğinde iki kere toplu olarak belli bir tarihte bir çok kişi bu programa başladı. Bazı arkadaşlar katılımcıların gelişimlerini takip ettiler. Bu program ile çok insan beslenme biçimini kökten değiştirdi ve çok verimli sonuçlar aldı.

Bu programı – şu anda birebir uygulamasam bile – sevmemin ve kolayca benimsememin nedenleri şu:


1. Uygulanması çok kolay. Hele de aileniz var ise, herkesin damak zevkine uygun bir program ve tüm ev halkı bu yemeklerden yiyebilir.


2. Haftalık programlarda seçenek çok fazla. Bir günlük program ile, bir veya iki hafta boyunca hergün aynı şeyi yiyip baymıyorsunuz. Zaten amaç hergün farklı şeyler yiyip metabolizmayı şaşırtmak.

3. Mehtap Hanım, bu program ile en az haftada 3 gün, birer saatten başlayarak sporsal aktivite eklemenizi öneriyor.


4. Mehtap Hanım’ın programı sınırlı süreli bir program gibi gözükse de blogu detaylı okursanız aslına öyle değil. Her hafta uyguladığınız programlara dikkat ederseniz yavaş yavaş Mehtap hanım’ın iletmeye çalıştığı sağlıklı beslenme yöntemlerini anlamaya ve içselleştirmeye başlıyorsunuz. Kendisi de bunun program bitince bitmeyeceğini ve sürekli olması gerektiğini vurguluyor zaten. Bunların bir kısmını

İşin Sırrı Dengede (http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/02/isin-sirri-dengede.html) ve

Methap’ın Kural Olmayan Kuralları http://mevsimlerdenroma.blogspot.it/2009/11/benim-adim.html
yazıları özetliyor.

Mehtap Hanım’ın

Anlıyorum ama Hak Vermiyorum (http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/12/anliyorum-ama-hak-vermiyorum.html) yazısını çok ama çok seviyorum. Bahanelerinden kurtulamayanlara açık reçete. Muhakkak okumanız gerek.

Ben bu programı belli tarihlerde başlayan gruplar ile yapmadım. Kendi başıma kel alaka bir tarihte başladım ve 3 ay boyunca hafta hafta takip ettim. Siz de böyle yapabilirsiniz. İlla yeniden başlasın diye beklemenize gerek yok.

Bugün başlayın. Kolaylık olsun diye, size aşağıda hafta hafta Mehtap Hanım’ın programının linklerini veriyorum. Sağlıklı beslenme piş, ağzıma düş diye buna derim. İnternet internet olalı böyle hizmet görmemiştir.

Mehtap Hanım’ın blogu sağlıklı beslenme konusunda inanılmaz zengin bir kaynak. Çok vaktiniz var ise Sihirli Diyet yazısından başlayın ve tek tek yazı ve yorumları okuyarak başa gelin. Blogda aynı zamanda yorumlarda da çok güzel soru ve cevaplar var. Vaktiniz olursa onları da okuyun.

Eğer biraz daha motivasyona ihtiyacınız varsa başarı hikayelerine

(http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/search/label/virgulune%20dokunmadan...) gözatın. Ör: #1

(http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/12/her-oykude-bir-basari-saklidir.html) ,#2

(http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/02/ozlemle-hic-karsilasmadim.html) , #3

(http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/12/kiymet.html) , #4

(http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/10/virgulune-dokunmadanemosun-oykusu.html) , #5

(http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2011/01/bu-yilin-ilk-oykusu.html)

Şu anda bana Mehtap Hanım’ın programından yadigar kalan her kahvaltıda rokalı salata, öğle yemeklerimde yeşil sebze çorbası ve metabolizma çayı (http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/04/siz-hala-baslamadiniz-mi.html) . Yeşil Sebze Çorbasını toptan yapıyorum. Hafta içi sağlıklı yemek alternatifi olmadığı zaman elimin altında hazır oluyor, kaçamağa geçit yok. Ayrıca çok lezzetli ve bana enerji verdiğini hissediyorum.

Mehtap Hanım’ın önerdiği ama şu anda uygulamadığım iki şey: Ara öğünler ve sabahları ekmek (gluten hassasiyeti başgösterdiği için Karatay Diyeti Usulü kahvaltı yapmak işime geliyor).

Mehtap Hanım’a internette herkesin ulaşıp faydalanabileceği bir ortamda böyle zengin bir kaynak oluşturduğu için ne kadar teşekkür etsek az. Aşağıda 2009 ve ve 2010′da yapılan gruplara verilen program listesi hafta hafta mevcut. Bu listeler tam haftabaşı ile örtüşmeyebilir. Bazı listeler bir önceki haftanın sonuna doğru verilmiş. Yazıları dikkatlice okursanız hemen çıkarırsınız. Zaten 5. haftadan itibaren otomatik pilota geçmeye başlıyorsunuz.

MPG Programı #1

Bu ilk iki hafta http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/04/pazartesi-baslayan-diyetler.html

3. Hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/04/2-haftayi-geride-biraktik.html

4. Hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/05/dunyayi-hafifletiyoruz.html

5. Hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/05/bana-kirmizi-cok-yakisiyor.html

6. Hafta http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/05/odev-okuyan-ogretmenler-gibiyim.html

2. aydan sonra  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/09/dersiniz-bos-mu-gecti-haydi-herkes.html

3. aydan sonra  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/10/karman-corman-bir-sekilde-geciyor-hafta.html

MPG Programı #2

İlk Üç Gün http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/11/ilk-gunler.html

1. ve 2. Hafta http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/11/10-24-kasim.html

3. ve 4. Hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/11/benimle-ilgili-yazdigi-her-referans.html

5. Hafta http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/12/mutfaga-yakisan-erkekler.html

6. hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/12/ara-vermek-yok.html

7. hafta   http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2011/01/yeni-yilin-ilk-gunaydini.html

8.hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2011/01/eksik-olan-ne.html

9. hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2011/02/bir-cesit-detox.html

10. hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2011/02/se-non-ora-quando.html

11. ve 12. Hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2011/03/bunlar-da-gecer.html

13. hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2011/05/gunaydin-nasilsiniz-hesaplanmamis.html

14.hafta   http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2011/06/sadece-hafta.html

15.hafta   http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2011/06/pazartesi-1-kucuk-meyve-1-kupa-sut-30.html

MPG Programı #3

1. Hafta http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2012/01/terzi-kendi-sokugunu-dikmez-mi.html

2. ve 3. Hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2012/02/hep-uygundur.html

4. Hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2012/03/romada-bahar.html

5. hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2012/03/aklin-kac-yolu-var.html

6. hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2012/04/dove-sto.html

7. ve 8.hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2012/05/doktor-sana-ne-dedi.html

9. hafta  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2012/05/ah-kalbim.html

Genel bilgiler:

Kahvaltılar http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/03/gazeteleri-ben-getiririm.html

Ara öğünler http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/03/yiyerek-dolmaz.html

Ramazan ayında sağlıklı beslenmek http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/07/ramazan-ayinda-saglikli-beslenmek-icin.html

Günlük Kalori İhtiyacı Hesabı I http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/12/kalemler-hazir-mi.html

Günlük Kalori İhtiyacı Hesabı II http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/12/neydi-bu-hesapladigimiz-bazal.html

Soru-Cevap II  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/04/her-sorunun-cevabi-var-mi-hayatta.html

Soru-Cevap I  http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/11/merak-ettikleriniz.html

Koruma programı

 http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/07/hinci-nolcak.html

 http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/07/kendinize-inanmaktan-vaz-gecmeyin.html

 http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2009/12/oppppppppppppppppssssss.html

 http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/01/sizin-corabinizda-ne-var.html

Metabolik diyet



Bu programlar sirasinda cogunuzun cok emegi gecti. Burada oldunuz, destek verdiniz, beklediniz, sabrettiniz, yetisemedigim yerlerde birbirinize yardim ettiniz... Blogun kafasi karisti duzelttiniz, linkleri aradiniz buldunuz, formati yenilediniz..

Hic kimseye sirtimizi dayamadan, hicbir seyin reklamini yapmadan, evimizde ve elimizde ne varsa onlari kullanarak yuzlerce kilo verdik birlikte, dunyayi hafiflettik... Bir kisminiz, iki satircik olsun oykusunu paylasmayi cok gordu, bir kisminiz bana yazdi, fotograflar yolladi ama yayinlamayin dedi, bir kisminiz, yuregini de hayatini da acti hepimize... Ornek oldu, cesaret verdi, guvenini gosterdi...

Pazartesi gunu, cok sevdigim bir kadinin ikinci kisim oykusunu okuyacaksiniz... Ilk defa bir oykuyu ben yazdim onun iznini alarak... Cunku cok ama cok ozel, istedim ki ben anlatayim...

Esma burada olacak, siz de burada olun lutfen...



18 Ekim 2012'Roma


8 Ekim 2012 Pazartesi

PARDON, SIZIN DIYET NERELI?

Hani demistim ya “araya giren hayat olsun, ne olur” diye… Iste oyle geciverdi aylar hizla hayatin pesinde… Muhtesem bir donus olacak ben biliyorum, size de soyleyecegim…


Ne cok sey birikti konusacak, anlatacak, paylasacak…

Uzun, sicak, guzel bir yaz mevsimi gecti… Roma, Oslo, Istanbul zaten komsu kapisi artik, ve annemler kuzey Ege’de…

Donuste, artik yatay mi, dikey mi, tam onikiden mi, gecerken bir bulutun uzerinden duserek mi bilmem, kendimi Roma’nin en prestijli devlet hastanelerinden birinde buluveriyorum. Yeni bolum, yeni bir ortam, yeni koridorlar, yeni odalar, hersey yeni hastaliklar disinda… Yabanci kaliyorum birden, evimi ozluyorum boyle zamanlarda hep oldugu gibi…

Aklimin bir kosesinde hep Turkiye var, ne kadar kalsak kisa geliyor tatil… Cok hizla geciyor…

Istanbul seyahatlerinden birinde, sabah Seda ile olaganustu keyifli bir kahvalti yapiyoruz, gelecek uzerine hayaller kuruyoruz, hayattan, cocuklardan, isten, evden, evlilikten konusuyoruz… Vitrin bakiyoruz, ayakkabilar deniyoruz, makyaj malzemelerini karistiyoruz magazalarda…Ama encok benzer bir hayalin olma ihtimalini hayal edip gulumsuyoruz, birbirimizi gulduruyoruz…

Ogleden sonra Manifesto grubundan Selin Hanim’la kahve icmek uzere onlarin Etiler’deki ofislerine gidiyoruz… Selin (siz isterseniz Hanim deyin, kadin kiligina girmis bir tay aslinda, onun icin Selin diyecegim izniyle) incecik, cok zarif cok hos bir kadin.


 

Cok renkli, cok kisilikli, cok keyifli odasina aliyor bizi…

Sonra Hande Hanim geliyor… Gulumsedigi zaman gozlerinde minik minik ates bocekleri yanan sansli insanlardan, oylesine aydinlik ve isikli yuzu… Kahvelerimizi yudumlarken, Turkiye’de gundemde olan diyetlerden, fazla kilolardan, calisma hayati ile beslenme duzeninin uyumundan filan soz ederken Ozan Bey geliyor odaya…

Manifesto’nun chairman’i. Hani biraz da emr-i vakiyle ona da bir kahve isteniyor ve konusmaya devam ediyoruz…

Ozan Bey cok hos, -hadi itiraf edelim- yakisikli ve bakimli bir erkek…


Hem kahvesini yudumluyor, hem de hafiften o an konusulan diyet konusunda hanimlara takiliyor… O, iyi kesimli gomlegin kamufle ettigi belinin etrafindaki hafif kalinlasma disinda, simdilik kilo problemi olmayan bir erkek ve konusmaya hakki var ama benim o anki konum cok baska…

Ben Turk mutfaginin olaganustu bir mutfak olduguna inaniyorum ve “Unesco Akdeniz diyetini insanlik kultur mirasi olarak kabul etti, Turkiye’nin esamesi bile okunmadi diyorum”… Biz Akdenize kiyisi olan bir ulke degil miyiz?

Yazik degil mi bizim olaganustu mutfagimiza ?” Elimdeki dosyadan parmagima bulasan fotocopi murekkebi, gozumu yasartiyor, “bakin beni nasil aglatiyor bu konu” diyorum gulumsuyoruz…

Aslinda haklisiniz diyor Ozan Bey, yani “Akdenizliligimizin kiymetini bilelim en iyisi” … Ne guzel soylediniz diyorum…





Donus yolunda arabadan hem bogaza, o herseye ragmen yitmeyen olaganustu manzaraya bakiyorum, hem de Seda ile lafliyorum… Ne guzel bir slogan degil mi diyorum, “Akdenizliligimizin kiymetini bilelim, nasil da bir cirpida soyleyiverdi”… Tabii, bu onlarin isi, cok yaraticilar diyor Seda… Hos insanlar hepsi diyorum...

Biraz sessiz kalip yolu izliyorum… Iyi de diyorum Seda’ya, Akdenizliligimizin kiymetini bilelim de, Egeliligimizinkini bilmeyelim mi..? Onca ot yemegi, zeytinyagi, zeytinyaglisi, saglikli tarhanasi filan…

Ege tamam, ya Karadeniz?



Peki ya Marmara, Osmanl mutfagi… O Guney dogu yemekleri… Bilmeyelim mi kiymetini? Trakya mutfagini, Dogu anadolu mutfagini,


kulturumuzun bir parcasi olan Cerkez yemeklerini, Tatar yemeklerini unutalim gitsin mi?




Dusunun bir Turk mutfaginin zenginligini, lezzetini, siz yemegi bilirseniz hem de cok saglikli oldugunu… Dusunun ve tanimlayin Dunya’nin neresine ait oldugunuzu…



Boyle bir zenginlik, bu kadar cesit, bu kadar ayrintili bir mutfak varken , biz en iyisi cografyamizin kiymetini bilelim, oyle boyle bir tarih degil bizimkisi, ne de siradan bir cografya…

Bu vesileyle, Sevgili Selin’e cok icten bir tesekkur, Hande Hanim ve Ozan Bey’e de Roma’dan  sevgilerimi yolluyorum… Roma'ya gelecekler ve birlikte,  Unesco Kultur Mirasi etiketli cok lezzetli yemekler yiyecegiz ve olaganustu saraplar icecegiz ve kimsenin gobeginden filan soz etmeyecegiz...  Seda da burada olacak mutlaka...

Artik uzun aralar vermek yok cunku konusacak cok seyimiz var…  Sakin bir yere ayrilmayin... Bu olagaustu muzigin keyfine varin...



8/10/2012’Roma