Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

22 Temmuz 2008 Salı

ZAMAN DEGIL GECEN...




Bugun benim dogum gunumdu..


Sabah ise giderken arabada dusundum.. Kutlayacak ne cok seyim var.. Sukredecek cok seyim var..
Yasadigima cok memnunum.. Yasam cok garip, cok buyulu, cok ozel birsey..

Iyi ki dogmusum.. Iyi ki varim.. Ne guzel gecmis cocuklugum.. Yorulmadan, hirpalanmadan, sevgiyle.. Oyle gecsin istiyorum cocugumun ki de..



Yasadigima cok memnunum..



Buyudukce anneme benziyorum.. Sabah gunesi dogarken gormek beni mutlu ediyor..



Babama da benziyorum gun gectikce.. Cayin rengine, gazetenin hisirtisina, saksidaki narin cicegine, yeni koparilmis nanenin kokusuna gulumsuyorum..


Ama encok kendime benziyorum artik..

Buyuyorum.. Yasami bildikce, ogrendikce, yasadikca her an daha da degerleniyor benim icin.. Sevdiklerimin hayatimdaki varligi, geciciligi bildigimden daha cok yer kapliyor yuregimde..



"Insan bir guncuk yasayan su sinegidir" diyor Aragon..

"Ben de bir insandan baska neyim ki?, Sevmis olmaktandir ovuncum, baska degil"


Cok telefon geldi bugun.. Cok mesaj aldim.. Hastanede cok guzel bir parti verdiler.. Cok hos bir yaz cantasi ve sapkasi almislar bana..
Guzel bir bufe hazirladim.. En sonunda bogurtlenli pasta ve sampanya vardi. Sampanyanin tipasi tavanda iz birakti.. Dile kolay.. 4... yas.. (Federico beni 40 yasinda saniyor, ben kendimi 25'lerde filan, bozmayin olmaz mi?)

Aksam, annem, babam, Gulcin ve Can webcam'den "happy birthday" soylediler.. Cok kotu soylediler, acaip kotu soylediler ama oyle ictendiler ki, ben agladim..

Bu yasima geldigime, anne olabildigime, hayatimda sevdiklerimin varligina binlerce kez sukrediyorum..

























Buyuyorum..


Dogum gunum kutlu olsun..

21 Temmuz 2008 Pazartesi

LA DOLCE VITA...




Federico bir ara, niye bize az misafir geliyor mu ne demisti, tam hatirlamiyorum.. Ama evimizde hep misafir olsun istegi evrende yerini buldu ve once Hatice geldi.. Italya’yi ve Italyan’lari benden once tanimistir. Iyi Italyanca konusur.. Sadece bizim dugunumuzde Antonio’ya tercumanlik yaparken dili tutulmustur, bir de saraplarin ve peynirlerin adini yanlis soyler ama tadlarini ve icildikleri anlarin onemini unutmaz.. Alisverisler yaptik, sokaklari arsinladik, yemekler yedik, Konya'daki mecburi hizmet yillarimizi ve ortak arkadaslarimizi epeyce bir andik.. Bazilarinin kulaklari cinladi, bazilarininki biraz yandi..

Megerse o sirada Nurcan’da Roma’da imis.. Her zamanki gibi beni en sona birakmis.. Ben “kalp kalbe karsi derler” diye tam o sirada, biz Hatice ile onun da cok sevdigi "Palombini" yani benim deyimimle fichettolar (yakisikli, bakimli, fazlaca metrosexuel erkekler) barindayken, onu aramisim.. Her zamanki gibi cok hos, cok bakimli, cok havaliydi.. Ne iyi oldu.. Gorustuk.. Ankarali dostlarimdan haber aldim..














Sonra Federico’nun amcasi Mimmo geldi Oslo’dan.. Federico ile beraber babanneyi de alip, 3 ogul, bir torun tatil yaptilar.. Mimmo’da her zamaki gibi cok Italyan, cok uluslarasi, cok hos sohbet, cok keyifliydi.. Tabii ki babannemiz “Nonna Diana’da” onlarla birlikte Roma’ya geldi..

Sonra Linda geldi Oslo’dan.. Iskandinav guzelligi ve kulturu, akdeniz kalbi, dogu hassasiyetiyle, tanidigim icin gercekten mutlu oldugum cok ozel bir insan.. Ingilizce, turkce, italyanca karisimi bir dil konustuk onunla.. Gozlerimiz dola dola hayati elege koyup eledik.. Bazen cok gulduk.. “Kiz kiza” uzun suren yemekler yedik.. Alisverisler yaptik, makyaj malzemelerimizi gozden gecirdik.. Cocuklardan, hayattan, asktan , hayal kirikliklarindan, umuttan konustuk.. Benim aldigim, “kariyer yapmak isteyen kadinlarin hayatta yapmamalari gereken hatalar” kitabindaki hatalarin hemen hemen hepsini yapiyor olmamiza gulduk.. Allahtan kitap indirimli satistaydi da, kendimi iki kez “saf” hissetmedim..

Cok dolu dolu, cok farkli duygularla, cok farkli seyler yaparak gecti iki hafta..

Ne guzel sey, insanin kapisinin acik olmasi.. O kapidan giren sevgili insanlar olmasi..

12 Temmuz 2008 Cumartesi

HAYROLA BEYLER! NEREYE BOYLE?


Bu yil indirimli satislardan hicbirsey almama kararima inanilmaz derecede sadakat gosterirken, evimizin yakinindaki alisveris merkezinde, bir magazanin vitrininde inanilmaz guzel bir canta, beni kara delik gibi vitrine cekiyor. Burnumu cama yapistirip, bu guzelim cantayi, butun kislik giysilerimle, eldivenlerimle, esarplarimla hayalimde kombin ediyorum ama bir gariplik duygusu geciyor cantaya ilgi gostermek disinda kalmis bir kac nöronumdan. Mevsim yaz, indirim yaz indirimi, canta kislik, vitrindeki manken kazak, twid pantolon ve bot giymis bir erkek!

Mevsim yaz, indirim yaz indirimi, hava neredeyse 40°C, kisliklar cikmis bile ve erkekler gecen kis hafiften gozukmeye baslayan egilimi, gundelik hale getirmisler ve artik canta tasiyorlar.

Parfumerilerde sadece erkeklere ait bolumlerin orani hergecen gun artiyor. Kuaforlerde, eger onlardan sira gelirse, manikur randevusu alabiliyorsunuz. Solarium siralari, model karistiran erkeklerle dolu.. Ve artik canta tasiyorlar.. Ustelik Burhan Bey modeli portfoy degil, cok rafine, cok hos, kiskanilasi cantalar..


Kadinlar; var olma savaslarinda, ask kirginliklarinda, cocuk da yaparim, kariyer de inatlasmalari icinde, ev, cocugun okulu, super market Bermuda ucgenlerinde, ev ekonomisi hesaplarinda, kapimi acma, hesabimi odeme, ben kendime de sana da yeterim lerde..Islerinde hep daha basarili, daha yukseklere hedefli.

Erkekler; omuzlarindan butun bu yukler alindikca daha keyifli, daha bakimli, daha az yorgun, daha cok kadinlar..

Olsun erkek cantasi.. Alirim da, kullanirim da.. Indirimde degil zaten, gelecek kis sezonunun cantasi.. :-) )

P.S: Ben 2009 yilinin kisliklari cikmis diye hayret ederken, baharlik ve yazliklari bile cikmis.. Dunya mi cok hizli donuyor, ben mi yavaslamisim biraz bilmiyorum..
Fotograflar:Sirasiyla,
VERSACE
BURBERRY
CAVALLI
DOLCE&GABBANA

9 Temmuz 2008 Çarşamba

ROMA'DA "SALDI" GUNLERI

Italya’da indirim dendiginde oyle gidim gidim, gizli gizli, ufak ufak, %20’ler, %30’lar, sonra bos askilar kaldiginda kimsenin almayacagi seylere yapistirilan %50’lik indirimler anlasilmaz.. Indirim tarihi cok onceden bilinir. Beklerseniz, dunyanin heryerinden buraya akin akin gelenlerin ya da modaya duskun Italyan’larin sizinle birlikte bekleyeceklerini dusunurseniz, belki indirimde beklediginizi bulursunuz.. Ya da hic birseye onceden karar vermeden cikip, binlerce secenekten kendinize uyanlari ihtiyaciniz olsun olmasin alip, askilariniza dizersiniz.

İndirimden yaklasik 15 gun once, iyi magazalar hatirli musterilerini asla ve asla indirimin adini agizlarina almadan(yasaktir cunku), gardroplarini gozden gecirmeye davet ederler. Gidersiniz, mektubunuzu sessizce kasaya birakirsiniz ve alisverisin o sizi ele gecirmeye hazir seytansi buyusune kendinizi birakirsiniz..

Siradan magazalar da, yaklasik bir hafta onceden kim magazaya girerse, birseyler uygulayabileceklerini soylerler ihtiyatla.. Bu birseyler, yaklasik %30 civaridir ve iyi bir indirimdir.

Indirim sabahi magazalar kepenklerini 50% ile acarlar. Heryil oldugu gibi gazeteler hemen ertesi gun sahte indirim fotograflarini 1.sayfadan basmaya hazirdirlar. Eger dikkatli bir tuketici iseniz, begendiginiz seylerin fiatini aklinizda tutar ve bu aldatmacadan kurtulabilirsiniz.

Bu yilki indirimli satislardan beklenen gelir 4 milyar euro.. Ilk gun Roma’da magazalar bos sokaklara bakip durdular.. Hava cok sicak oldugundan, herkes denize kactigindan degil, siradan bir cift ayakkabinin fiati 1 haftalik mutfak masrafini coktan astigindan.. Euro ortalama italyanlarin yasam standartlarini bas asagi etmeye devam ediyor ve herseyi 5 euro’ya dusuren, sentetikten bile sentetik urunler satan teen age magazalari disinda magazalar hala raflari tika basa dolu duruyorlar.

Iyi urunler cok. Cok guzeller, cok kaliteliler ama ortalama bir Italyan maasi belki oyle bir ceketin sadece 1 kolunu ve birkac dugmesini almaya yetebilir.

Bazen oyle magazalarin onunde durup bakarim. Iceride hicbir guvenceleri olmadan, daha dogrusu gecici kontratlarla calisan tezgahtarlar, ne dusunurler aksamlari evlerine donerken, yorgun baslarini kirli otobus camlarina dayayip.. ?

Yine de Italya, pazarda satilan urunlerle bile insanlarin hos giyinebildigi, modadan anlayan, modayi sevenlerin ulkesi.. Soyle bir cikiyorsunuz carsilara, gozunuz gonlunuz aciliyor.. Bir de guzel kahve molasi alisverisin sonunda, cantanizdaki sadece bir corap bile olsa..


P.S:
1.fotograf Dolce&Gabbana
2.fotograf G.Armani
3.fotograf S.Ferragamo

7 Temmuz 2008 Pazartesi

DETOX..(2)



Detox niye yapilir sorusuna bir onceki yazimda cevap vermistim. Dogal kosullarda yetismis sebze ve meyve tuketerek vucutta biriken toksinlerin atilmasina yardimci olmak ve bu sayede daha enerjik, daha konsantre, sinir sistemi daha guclu, daha guzel ve bakimli yapacak bir kur olarak genel anlamda tanimlanabilir. (Alkol ve uyusturucu bagimliligini bu konunun disinda tutuyorum).

Bu toksinler nelerdir?
Hangi yollarla organizmaya girerler?
Onlari uzaklastirmak ne kadar kolaydir?

Toksinlerin bir kismi, vucudumuzda dogal fizyolojik sureclerin sonuclarinda olusurlar ve yine iki onemli organ karaciger ve bobrek yoluyla yine ve bir kismi da deri ve lenf sistemi araciligi ile dogal mekanizmalar kullanilarak elimine edilirler.

Bunun disinda yedigimizin besinlerin yetistirilmeleri ve saklanmalari sirasinda kullanilan antiparazit ilaclar, sentetik gubreler, besin raf omrunu uzatan, ya da onlari tatlandiran kimyasal maddelerin cogu da vucutta birikme ozelligine sahiptirler ve bu anlamda toksiktirler.

Cevre kosullari, kullandigimiz temizlik urunleri ve soludugumuz hava da ayri birer toksin kaynagidirlar.

Oyleyse belirli araliklarla “soft” detox kurleri yapmak cozum mudur? Yoksa vucudu bu toksinlerden arindirmak icin, hicbirseyin cignenmedigi, vucudun cesitli lavmanlarla bosaltildigi, dogal ilaclarla desteklenen detox programlari uygulamak mi gerekir?

KAC CESIT DETOX PROGRAMI VARDIR? SIZ HANGISINI SECMELISINIZ?

Binlerce detox programi vardir... Hatta belki daha cok..

Neredeyse sadece su icilerek ve lavmanlar yapilarak vucudu alt-ust eden programlardan baslayarak, ev kuru denen 1 gunluk programlara, ellerinizi ve ayaklarinizi cesitli sularin icinde tutarak yapilanlardan tutun, haftalik lux spa kurlerine kadar binlerce detox programindan bahsedilebilir. Bazilari “ayurvedik” tpinize gore, tasidiginiz pozitif ya da negatif enerjiye bakarak, bazilari kan pH duzeyinize gore formule edilirler. Sadece meyve, sadece sebze, sadece meyve-sebze suyu, sadece limonata(master cleance), sadece meyve suyu-protein karisimi iceceklerin tuketilmesi, antioksidan, lif, ve vitamin destekli bu kurler bittiklerinde vucudun ne zaman baslangic kosullarina donecegi ise cok da acik degildir.

En cok kullanilan detox kurleri, iki ya da 3 gunluk cignemesiz (sadece meyve-sebze suyu, vitamin ve antioksidan destegi) diyetin ardindan 4-5 gunluk gecis programi (kabuklu princ, meyve, buharda pismis sebze), ve bu 1 haftanin ardindan yavas yavas saglikli besinlerin eklenmesiyle olusturulan bir beslenme programina donmektir. Bunun sonucunda kendinizi daha enerjik, daha dinamik, daha aydinlik, daha hafif bulsaniz da, toksinleri elimine ettiginize dair bilimsel veriler cok yetersizdir. Ustelik bircok tip cevresinde bu diyetler sadece anlamsiz cabalar olarak tanimlanmakla kalmayip, tehlikeli olarak ta nitelendirilmektedirler.

Detox kurleri sirasinda, bas agrisi, halsizlik, bulanti, ishal gibi semptomlarin da ortaya cikabilecegi dusunuldugunde, yetisme cagindakilerin, hamilelerin ya da cocuk sahibi olmayi arzu edenlerin, yaslilarin ve diabet gibi onemli metabolik hastaliklari bulunanlarin bu diyetten uzak durmalari gerekir...

(Devam edecek....)

3 Temmuz 2008 Perşembe

BANA NELER OLUYOR...


Aslinda birsey oldugu yok.. Roma cok sicak ve cok nemli.. Cok calisiyorum. Tatil yaklastikca elim ayagim daha cok birbirine dolaniyor. Dadimiz Marisa, bir kursa katilmak uzere gitti, eski dadimiz Doina biraz etrafi toparlamak icin geldi ama birazdan fazla toparlamis ki, icinde detox ile ilgili tum notlarimin oldugu dosya evin icinde kayboldu..

Rastgele seyler yazmak istemiyorum detox ile ilgili.. o nedenle son bir umut, biraz daha etrafa bakacagim ve yine bulamazsam, "nokta. Satir basi" deyip yeniden baslayacagim..
Bu arada, yakinda bogurtlenler olacak.. Butun koyu renkli besinler gibi lycopen icerir. Cok onemli antioksidan ozelligi vardir ve C vitamininden de zengindir. Bulursaniz yiyin mutlaka..


Hepsi bu.. Hayir degil.. online kisi sayisini gosteren sayac kayboldu.. Yeniden yerine koyamiyorum nedense sayaci..Herhalde sayacak pekbir kimse olmadigindan kacmistir diyecegim ama, dunden bugune yaklasik 40 kisi gelmis soyle bir bakmaya.. Yani o kadar da kimsesiz degiliz.. Sonra benim, benle birlikte 10 kisi eden, sadik okur kitlem var kapi gibi arkamda.. (Burdasiniz degil mi?)
Pazar gunu donecegim mutlaka.. O zamana kadar kendinize iyi bakin..