Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

22 Aralık 2010 Çarşamba

KARA BULUTLARI KALDIR ARADAN...

Aysegul Hanim, ev halkini yolcu ettikten sonra hergunku gibi pencereleri acti, yorganlari yataklarin ayak uclarina dogru kivirdi, oglunun cikarken ters biraktigi terlikleri cevirdi, cop kovasindaki poseti yeniledi, aksam yemegi icin pisirecegi eti cozulsun diye buzluktan cikartti,...
Sonra bir bardak daha cay icmek icin masaya oturdu ve radyonun dugmesini cevirdi... “Kara bulutlari kaldir aradan, vay aman...” caliyordu radyoda... Eski sarkilarin yerini tutmuyor yeniler diye dusundu...

Cayin yudumlarken, yuruyus yapsam mi dedi, cani hic bu ruzgarda cikmak istemedi. Kahvalti masasini toparlamaya basladi. Zeytinlerin kapagini kapatti, ekmekleri sepete koydu, peynirleri dolaba kaldirdi. Oglunun tabaginda biraktigi yarim dilimden az ekmegi atmaya kiyamadi, uzerine 1 tatli kasigi tahin-pekmez (110) koyup agzina atti. Ne yedi bu cocuk kahvaltida, ekmegini bile bitirmeden cikmis dedi.

Karsi komsusu aradi saat 11’e dogru. “Hadi gel kahve yapayim” dedi. “Sen gel“ dedi Aysegul, “duduklude kuru fasulye pisiyor, ben yaparim kahveleri”. Cok iyi bir arkadasti karsi komsusu, bankadan emekli, akilli, becerikli bir kadindi. Gelirken elinde ustu kagit peceteyle ortulu bir tabakta iki dilim havuclu kek getirmisti.

“Ben yemem valla rejimdeyim” dedi Aysegul, yapisti kaldi ustume kilolar... “askolsun” dedi Nurhan Hanim, dun Ayfer’de mercimekli kofteleri yedin, benim kekime gelince mi rejimdesin, cok az yag var icinde zaten havuclu bu kek, sebze sayilir” O zaman sutlu nescafe yapayim dedi Aysegul... Nescafelerini ictiler, keklerini (385) yediler, sonra cok oturmadan gitti Nurhan Hanim...

Oglen yemegi vaktinde, yemek istemedi Aysegul Hanim, yedigi kekten duydugu suclulukla. Buyuk bir tabak marul salatasi hazirladi, hic yag koymadi, cok tatsiz tutsuz gozuktu gozune salatasi, 1 kasik italyan sosu ekledi (70) iki tane sosis hasladi ekmeksiz (250) yedi...

Aksam uzeri temizleyiciye verdigi eteklerini almak uzere cikti, donuste firindan ekmek aldi, ev baklavasi satan tatlicinin onune gelince dayanamadi, kisi basi 2 tane olacak sekilde 8 tane baklava aldi. Herzaman yolum dusmuyor ki buraya dedi icinden.

Eve dondugunde daha aksam yemegine cok vardi, oglen yedigi salata onu iyice aciktirmisti. Tuttu kendini, 1 elma, iki ceviz yedi.

yemeginde etli kuru fasulye, pilav ve tursu vardi. Tabagina azicik pilav koydugunu goren kocasi, gulumseyerek “yine mi rejimdesin ?” dedi... “Alay etme” dedi Aysegul, “benim metabolizmam yavas, su icsem yariyor”...
.........................................................................................................................
Gunde 500 kalori eksik almayi basarsak, duzenli ana ogunler yiyerek, ve ara ogunlerimizi de ihmal etmeden, yani ac kalmadan haftada 1 kilo verebiliriz.

Gunde 500 kalori... Nasil aldigimizi fark etmeden aliverdigimiz 500 kalori...

1 dilim elmali kek 405 kalori
2 dilim salam 135 kalori
5 tane hurma 75 kalori
50 gram wafers 245 kalori mesela...

Aysegul, oglen yemeginde 1 tabak aksamdan kalma sehriye corbasi icseydi sicacik, 1 dilim de ekmek yeseydi yaninda 165 kalori alacakti. Uzerine 1 dolma, 1 kasik yogurt da yerdi ustelik, hem de kendini yemek yemis hissederdi.

Bazi besinlerin kalorileri ummadigimiz kadar yuksek, bazilarindan da cok korkuyoruz ve gereksiz yere kendimizi mahrum ediyoruz.

Ogretin cocuklariniza tabakta yemek birakmamayi, ekmeklerini tamamlamadan sofradan kalkmamayi ama siz de onlarin tabaklarina yemek koyarken abartmayin lutfen...

22 Aralik 2010’Roma

P.S: Verdigim kalori degerlerinin tumu "yaklasik" degerlerdir. 3 asagi 5 yukari farkli bulabilirsiniz farkli kaynaklarda.

P.S: Bu yaziya tabii ki unlu klarnetci Mustafa Kandirali "Kara bulutlari kaldir aradan" diye eslik ediyor.

51 yorum:

sema goncuoglu dedi ki...

gerçekten süpersiniz yazıya ve şarkıya bayıldım.her zaman yaptığımız hataları çok güzel dile getirmişsiniz,yanlışlarını düzeltenlerden oluruz en kısa zamanda inş..

Delfina ; dedi ki...

Masal tadındaki ve hepimizin geçmiş hayatını yansıtan bu enfes yazı için çok teşekkürler....

Unknown dedi ki...

kesinlikle çok doğru yazdıkların.artanı kalanı değil bizim için gerekli olanı yeteri miktarda yeseydik bu halde olmazdık dimi..yardımların için teşekkürler..azimle devam ediyorum 1 ay sonra tartılıp yazacağım..

neyse dedi ki...

merhabalar mehtap hanım,

yazıda geçen hurma yaş hurma yani trabzon hurması mı? ben ramazan aylarında bolca tükettiğimiz hurmanın kalorisini merak ediyorum. günlük 1 tane yiyorum. şeker muhtevası fazla gibi geliyor. onun kalorisini biliyor musunuz acaba?

Pratik Anne dedi ki...

Mehtap hanim,

En buyuk zaafim kendi yemegimin ustune cocuklardan arta kalan yemekleri de siyirmakti. bir kasik iki kasik olsa da, corba olsa da, salata olsa da. Cok farkediyor.

Selhan dedi ki...

Sevgili Mehtap ve arkadaslar,

Aysegul hanim'in hatalarinin benzerlerini bende yaptim. Simdi artik cocuklarin kalan yemeklerini ekmeklerini bitirmiyoruz. Yemek atmak istemedigimiz icin kucuk kaplara koyup sakliyoruz. Bir sonraki ogunde kizlara yediriyoruz veya biz yiyoruz.

Bir arkadasa gittigim zaman benim dediklerimi anlamayip israr ederse tabagimda birakiyorum kendime gore yemek istemedigimi. 4 tane baklava yerine belki ben bir tane yemek istiyorum? Ben bunu dile getirince anlamiyorsa, bende birazdan yiyecegim deyip gidene kadar yemiyorum. Fazladan yiyecegim 3 tane baklavanin kalorisini harcamakla benim ugrasmam gerekecek, onun degil :-)

Yapi olarak zaten pek israrci bir insan degilimdir ama simdi daha da farkli yaklasiyorum olaya. Misafir geldigi zaman (yemege veya caya) herseyi ortaya koyup misafirlerin eline birer bos tabak tutusturuyorum. Kaba oldugumu dusunenler olabilir ama kimsenin yemek istedigi miktardan sorumlu olmak istemiyorum...

Hepinize kolay gelsin, sevgilerle

Selhan

Esma dedi ki...

Hep böyle farkına varmadan ufak ufak yiyerek alınıyor kilolar.Şimdi artık çk dikkat ediyorum.Sabah ekmeğimin fazla gördüğüm kısmını hemen kesip camın önündeki kuşlara koyuyorum...:-)
herşeyin tam ölçüsünü bilemiyorum.Öğlen öğününde dolma var bu biber dolması mı ?Kobak dolması mı?Yoksa lahana mı?2-3 tane olan dolma hangisi????
Lahana sarması kaç tane yenmelidir?Ekmeksiz..Korkuyorum fazla yemekten onun için bu seçeneği kullanamadım...
Yazı çok güzel çok hoş olmuş,konuyu çok güzel anlatmış
Her şey için çok teşekür ediyorum size Sağolun Varolun Mehtap hanım
Esma

Adsız dedi ki...

Aysegul Hanim'in hikayesi bizim icin degil artik Mevsimlerden Roma'ya hala ugramamis sanssizlar icin.
Biz ne yedigimizi de cocuklarimiza ne yedirecegimizi de ne pisirecegimizide biliyoruz.
Ustelik tabiiki baklavaciya da ugruycaz.Okumasi cok keyifliydi.Hic bitmesin istedim.
Nilgun

GZNTPSEDA dedi ki...

Bu kadar mı güzel anlatılır gün içindeki diyet döngüsü,bayıldım yazıya :)

Sevgiler,
Seda

Adsız dedi ki...

Bu hikayenin bir de Ahmet bey tarafi var.Evlendiginde fidan gibi olan Ahmet Bey karisinin yeni evliligin verdigi heyecanla yaptigi yemekler ,pastalar,davetlerle bir yil icinde olgun ve dolgun bir koca olur.Artik obur yillari hic sormayin.siz tahmin edin.!!!!!!!!!

Adsız dedi ki...

mehtap hanım sanki bizi her an görebiliyormuşsunuz gibi geldi daha önceki yazılarınızda miktarlar çok önemli ben yanınızda olamam yeter bu kadar diye elinizden tutamam dediğiniz günden beri kendi kendimi kontrol eder oldum yazdığın hataları bende sıkça yapıyordum hataları diyorum hata olduğunu biliyorum artık kendime söz geçiriyorum ve çok şükür yapmıyorum
İSTANBUL dan
NİLGÜN

cennetyıldızı dedi ki...

evet biz türk kadınları hep bu hatayı yapıyoruz ama buradaki arkadaşlar bunun yanlış olduğunu mehtap sayesinde öğtendik ne diyodu artanlar börtü böcek ve kuşların olsun bizler luzumsus kalori alma yerine komşunun kediciği doysun ,her kelimesine katılıyor hatanın neresinden dönersek kardır deyip bundan böyle daha dikkatli olacağız kendimize değer vermeyi öğrendik hadi kızlar biraz daha sabır, sevgiler

aysegül dedi ki...

en büyük zaafimiz karsimizdakine hayir diyememek galiba,ben encokda misafirlige gitmeyi erteledim,hata belki bu , ama bin israr bin niyaz halleri bu annem de olmak la birlikte yorucu oluyor dayanmak:)),
bugün düdüklüde kurufasulye pisirirken okudum yazinizi,üstüme alinmadim da degil:))
harikasiniz.

Adsız dedi ki...

selhan hanım da çok güzel bir konuya değinmiş; işin bir de Nurhan Hanım tarafı var, sürekli diyetimizi sabote etmeye çalışanlar, bugün ye yarın başlarsın diyenler,sürekli ısrar edenler...çok yorucu oluyor millete dert anlatmak.
Fatma M.

Elifin Terazisi dedi ki...

" Analar dert yesin, artanlardan dört yesin" atasözlerimize bile girmiş:)

Adsız dedi ki...

Israrcılara karşı gelmeden önce yedim yada midem rahatsız çaresini buldum :))

Unknown dedi ki...

Sevgili Mehtap Hanım, sitenizden portakalağacı isimli yemek blogu sayesinde haberim oldu ve artık takipçinizim. Yazıdaki hikaye ne kadar da tanıdık geldi..Keke bayılırım ama bir dilim kek neredeyse normal bir öğünün kalorisine eşitmiş, yazılarınız farkındalık yaratıyor...

Terazi dedi ki...

Akılda kalıcak kulağa küpe bir yazı olmuş ...ne diyebilirim muhteşemsin ( tıp dalında yaptığın ihtisaslardan biri pisikoloji mi acaba diye düşünmeden edemiyorum )

müge:)) dedi ki...

ayşegül hn yaptıkları bana hiç yabancı gelmiyor:))bende önceden önceden diyorum artık yapmıyorum çünkü tabakların son kırıntısına kadar yemeği çok severdim hem kalmasın yazık derdim,hemde daha tatlı gelirdi yediğim son lokma.şimdi sizin sayenizde herşeyi tane ve kaşık hesabıyla yiyorum mesela iki yemek kağı pilavın yanında bir küçük dilim ekmek daha tatlı geliyor artık.önceden bana sorsaydınız ben ekmek yemiyorum oyüzden de tabağımdaki pilavın masum olduğunu düşünür kepçe kepçe yemek isterdim.iyi varsınız ve sayenizde iki kilo vermişim bile:)))

Gülen Ay dedi ki...

Güzel şarkılarımızı hatırlatıp bizi eskilere götürdünüz ve yaptığımız hataları ne güzel göstermişsiniz,ben yaptığınız uzmanlıklardan birinin öykü yazarlığı olduğunu düşünmeye başladım.Ben durum raporumu yazmadım,tansiyon düşmesi başdönmeleri yüzünden listeye bakmadan beslendim,3 kilo vermiş durumdayım,kilo vermeye uyum sağlamam zor oluyor,TA düşüklüğü hayatımı etkiliyor,ne yapabilirim?Grup adı için herkes çok güzel öneriler yazmış ama bence blog adını koyan kişi olarak Federico bize bir isim bulur diyorum,sevgilerimle

eputi dedi ki...

bir ev hanımının farketmeden, hiç de yemediği (!) halde nasıl kilo aldıgı/veremediği daha güzel anlatılamazdı.

malesef bu şekilde farketmeden yaptıgımız kaçamaklar öğünlerimizi yememize de engel oluyor, üstelik doyurmuyor..

çocuğun tabagında yarım kalanlar ziyan olmasın diye o kadar çok yemişimdir ki.. ama dün akşam kendimi tuttum. tencerenin dibinde kalan o birkaç kaşık bulgur pilavını yemedim. bedenimiz çöplük değil..

Aslihan dedi ki...

Super yazi...Ben ikram edilenlere hayir dedigimde anlasilmiyorsam eger, Selhan'in dedigi gibi yapiyorum. Kimseye dietteyim demedigim icin, sunulani aliyor, bir kenara birakiyor, kalkana kadar da dokunmuyorum. Kendi davetlerimde de meyve tabagi, islenmemis (yagsiz ve tuzsuz) cerez gibi secenekler bulunduruyorum bir suredir. Bufe sunmak bence hic de kabalik degil, hos bir sunumla, herkes memnuniyetle istedigi kadar ve istedigi ikramdan aliyor. Bir de senelerce ikramliklari ne kadar fazla hazirladigimi farkettim. Hep kalirdi, simdi kararinda servis tabaklari oluyor büfede.

Adsız dedi ki...

eputi ye sevgiler ben de onun gibi düşünüyorum bedenimiz çöplük değil
İSTANBUL dan NİLGÜN

Rapa Nui dedi ki...

Günaydın Mehtap Hanım, Kaleminiz o kadar güçlü ki hiç bitmesini istemediğim bir kitabı okur gibi okuyorum yazılarınızı, hatta bu yazınızın tarzı, çok severek okuduğum ve herkese tavsiye edeceğim ünlü Japon yazar, Haruki Murakami tadındaydı.
Bu arada Dün annemin 'nam-ı diğer Pisi Pisi'nin evine (Başkentte)hırsız girdi.
Sabaha kadar polisler v.s şeylerle uğraşmamıza rağmen bugünkü programmımızı bozmadan yiyeceklerimizi hazırlayarak işyerine getirdik. İsteyince olmayacak diye bir şey yok.
Çok teşekkürler.
Sevgiler.

suçlu dedi ki...

bende ocakta yeni pişmiş etli kurufasulye ve tereyağ+ayçiçek yağlı pilavımdan bir tabak yedikten sonra vicdan azabıyla açıp okudum bu yazıyı ve biraz önce beni gözetlediğiniz hissine kapıldım ne yalan söyleyim.Yazı tam bizlik."Ya bütün gün sadece bi dilim kekle duruyorum ben veremiyorum oysa sen eni konu yemek yiyorsun ve incesin"deyipte neden hal kilo veremediğimizi soruyoruz,incelere gıpta ediyoruzya silkinip kendime gelmeliyim.3 hafta devam ettim 3 kilo verdim ama istikrar gösteremedim yeniden şiştim.

Bu aralar ben meyve bile yiyeceksem bir muz+3 mandalina+1 armut+1 elma yiyorum bir seferde.
mutfakada tam sapıtmış olarak Saçma sapan onu bunu,tatlı tuzlu,acıkma acıkmamam farketmeden bi ondan bi bundan atıştırıp ve Yedikçe yemek isteyişimin sebebi ne olabilir acaba mehtap hanım,durumum psikolojik ise bir psikiyatra görüneyim diyorum:(

tadınadoyamadım-dilek dedi ki...

Ne güzel anlatılmış durum:)
çöpe gitmesin deyip yediklerimiz midemizi çöplük haline getiriyor zaten
Yüreğinize sağlık
Şarkıda çok güzel

sevgiler

Adsız dedi ki...

yazı çok güzel olmuş harika gerçekten bence ihtisas dallarından biri psikoloji olur olmaz onu bilemem de kalemi çok kuvvetli gerçekten Mehtapın kimi zaman okurken yazdıklarını güzel bir romanın güzel bir yerindeymiş hissine kapılıyorum edebi yönün bizi motive ediyor emin ol sadece listeler verseydin bize diyetisyenlerden bir farkın kalmazdı
kocaman sevgiler

Ebru (ancient) dedi ki...

Sevgili Mehtap,

Utanarak HGA nın önceki yazıların yorumlarına bıraktığı liste ve süresi yorumunu bulamadığımı itiraf ediyorum. İlgili yazılara bakıp ne kadar süre olduğunu hesaplamaya çalıştım. Ancak uzmana sorun usundan yola çıkarak: Listelerin süresini neye göre ayarlamamızı tavsiye edersin? diye sormak istiyorum affına sığınarak...:)))

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Ebru (Ancient) ara vermek yok yazisinin altinda HGA'nin yazdigi sureler

cumbada dedi ki...

Doğru söze nedenir...Sadece "Seni seviyoru"Çünki ilkdefa biri bana sağlıklı beslenerek tok kalacağımı öğretti..Teşekkürler Mehtap..Hülya

evaural dedi ki...

merhaba ben sıze bu mesajımı 3yılda ıkı defa anne olmus bırı olarak yazıyorum ustelık ıkıncı bebegım henuz 3 aylık ve ben kılo vermek ıstıyorum moralmen kotu hıssedıyorum bıraz kıssam bogazımdan sutum kesılıyor ne yapacagımı bılemeden sızı tanıdım pek ummuyorum ama olurda mesajımı belkı okurda bana donersınız ben cocuklardan dısarı bıle cıkamıyorum gurbet ellerde bır basımayım evlatlarımı emanet edecek kımse olmayınca yuruyusde yapamıyorum umarım mesajımı alır ve bana donersınız benı cok mutlu edersınız sızınle beraber bende zayıflarım bu ara boyum 1.60 kılom 76 gorusmek uzere enkısa zamanda

neşeli dedi ki...

Mehtap hanım tebrikler, çok önemli bir noktaya değinmişsiniz hem de çok güzel bir anlatımla.Etkilenmemek mümkün değil. Size bir sorum olacaktı, listenizin dışına hiç çıkmıyorum, herşey yolunda gidiyor. Yalnız ben çok hızlı yemek yiyorum, sofraya oturmamla kalkmam bir oluyor. Yeterince çiğnemiyorum da tabii. Bu durum çok mu sakıncalı,bu konuda bir öneriniz olabilir mi? Çok teşekkürler.

bilgece dedi ki...

Bir farkındalık bukadar mı güzel anlatılır. Kalemine ve yüreğine sağlık. Aslında hepimizin yaptığı şeyler. Ama yok artık bizler Mehtapın öğrencileriyiz.:))

Teşekkür ederim.

Eya dedi ki...

Offff bu hikaye BENI anlatiyor...
Kendimizi bide akilli sananlardaniz hani :))))) Ama farkinda olmadan yine hatayi kendimiz isliyormusuz meger...

zehra

Adsız dedi ki...

sevgili mehtap hanim..
bunu nasil basariyorsunuz bilemiyorum ama yazilarinizi okumaya baslayinca hep mutebessum bitiriyorum :)
bugun ikinci asamaya gectim ve 17 ocak tartilma gunum :(
umarim bu sefer basaririm
lutfen yanimda oldugunuzu soyleyin lutfen :((((
bu arada HGA,
siralama icin cok mutesekkirim
saygilarimla
elif..

Eputi dedi ki...

Suçlu,

Bence inanmayın durumunuzun psikolojik olduguna. 3kilo verdiyseniz daha da verebilirsiniz. Ben de malesef 2,5 kilo vermenin sarhosluguyla bazı hatalar yaptım ama duşunun bir, değiyor mu yiyip de mutsuz olmaya?

İnce bir vücuda sahip olmanın keyfini yasamak herkesin hakkı. Ve bu bizim elimizde.. Bence başarabilirsiniz.

Aslinda benim ilk baslardaki zayıflama odaklı düşüncem biraz değişti. Şimdilerde bedenimi temiz tutmak arzum. Çöplük değil dedim ya gercekten oyle. Bırakalım midemiz rahat etsin. Zararlı yaglarla dolu, katkı maddeli besinler girmesin vücudumuza.

mistan dedi ki...

Merhaba Mehtap Hanım,

Az önce TV'de bizim metabolizma çayının nerdeyse aynısının tarifi verildi.. Ancak bazı farklar var ve önemli olabilir diye düşünüp paylaşmak istedim. Buna göre:

2 Elma
2 Limon
2 Tarçın
10 Tane karabiber

1 lt suyun içerisinde 15 dk kaynatılıyor ve aç karnına içiliyor.

Uzun süre kaynatılmıyor, sadece aç karnına içiliyor ve karanfil içermiyor.

Uzun süre kaynatılmıyor olması bana mantıklı geldi. Sizin de bununla ilgili fikrinizi almak isterim.

Herkese sevgi ve saygılarımla..

Unknown dedi ki...

Arkadaşlar,

Ben de hızlı yemek yiyenlerdendim ama artık yavaşladım. Önceleri bir ya da iki kez çiğneyip yutuyormuşum. Her lokmayı 10 kez çiğneyin diyorlar ama 5 kez bile çiğneseniz (tükürük bezleri devreye giriyor) kuru bir ekmekte bile o kadar değişik lezzet buluyorsunuz ki.
Bir tavsiyem de özellikle kahvaltıda ağzınızda lokma var iken çay içmemek. Önce çiğneyin, yutun sonra çayınızı yudumlayın.

Son olarak Ebru(Ancient), ben HGA'nın yorumunu kendime kopyaladığım için sana ve ulaşmak isteyen arkadaşlara yeniden gönderiyorum.

Program sıramız:
1-
http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/11/ilk-gunler.html

3 gün bu listeyi uyguladık...

2-http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/11/10-24-kasim.html
10 kasım-24 kasım= 15 gün
2 hafta bu listeyi uyguladık...

3-http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/11/benimle-ilgili-yazdigi-her-referans.html
25 kasım-11 aralık = 16 gün
28 Kasımda tartıldık...yani bu listeye başladıktan 3-4 gün sonra...
12 Aralık Pazar kahvaltıda Pazar sabahi kahvaltida iki cok ozledigimiz seyi yedik. Yani sucuk, simit, pastirma, ay coregi, su boregi.. Ne özlediysek. asil kahvaltimiza ek olarak. Secimde serbest ama miktarda degildik, yani abartmadık.

4-http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/12/mutfaga-yakisan-erkekler.html
5 gün
listemize yeşil çorba eklendi, metabolizma çayı eklendi....bu listeyi uyguladık...

5- ve...
http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/12/ara-vermek-yok.html
19 Aralık – 31 Aralık =13 gün
şimdi bu liste ile yılbaşına kadar devam edeceğiz...

Sevgiyle

Gülpembe Serpil

BONJORNO dedi ki...

Sevgili Mehtap Hanım;
Harika yazınızı okudum.Aslında farketmeden ne kadar gereksiz kalori alıyoruz.Çok güzel ifade etmişsiniz.Çocukken en kızdığım şey annemin tabağımı doldurup ''Hepsi bitecek'' demesiydi.Ben çocuklarıma yiyebilecekleri kadar koyuyorum ve ''Doyunca kalkabilirsiniz'' diyorum.İnanır mısınız tabak bitiyor ve ve hiç yemek bitirme sorunu yaşamıyoruz.Herkese
yiyebileceği miktarda yemek koymak
obeziteyi önlemek için bir basamak diye düşünüyorum.Sevgiyle kalın...

Oya Kayacan dedi ki...

Vallahi herkesin nefsi körlenecek şu yazı ile, konu komşu arasında muhabbetli çay kahve sefaları kalmayacak. Sen çok yaşa Mehtap'çığım ;)
(Kandıralı'ya da Sabite Tur Gülerman eşlik ediyor, nur içinde yatsın.)

Adsız dedi ki...

merhaba.ben de yazılarınızı severek okuyorum.senelerdir sürekli rejim konuşuyor ama doğru yapamıyorum.O yüzden sürekli kilo alıp veriyorum.İki yıl önce zorla sekiz kilo verdim.iki yıldır 74 kilo civarında küçük sapmalarla durmayı başardım.Sonra görümcem sayesinde bloğunuzu keşfettim. 5 aralıktan beri bende geriden takip ediyorum.Bugün tartıldım.Tam 70 kiloyum.sizi izlemeye devam ediyorum.1.63 boy 49 yaşındayım.Hipoglisemim var.Menopozdayım.67.68 kilo olup orda kalmak istiyorum.her şey için teşekkür ediyorum. adıma da davetsiz misafir diyelim.

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Oya, sarkiya eslik eden sanatci, Kandirali'nin kucuk kizi Kismet Kandirali..

figen dedi ki...

Yazmadan tüm yorumlara göz gezdirince ilk kelimeler uçtu gitti defalarca tekrar edilmiş olduklarını görerek. Ben hepsinin üstüne kocaman alkışlıyorum:) Sevgiler...

Oya Kayacan dedi ki...

Nasıl atladım yahu, halbuki çok da severim Sabite Hanım'dan bu şarkıyı. Cayır cayırdır sesi.

Adsız dedi ki...

tesekkürler mehtap hanim,aslinda bildigimiz ama herzaman gözardi ettigimiz seyleri cok güzel bir dille anlatmissiniz.bundan sonra sizi takip edecem.

çiğdem dedi ki...

merhaba serpil size çok teşekkür etmek istiyorum ben de burayı yeni keşfedenlerdenim ama nereden başlayacağımı bilemiyordum mehtap hanıma da bir kaç not bıraktım ama işleri nedeniyle herhalde görmedi o kadar açıklayıcı bir şekilde yazmışsınız ki size tekrar tekrar teşekkür ediyorum kolay gelsin bende inşallah başlayacağım sevgi ve saygılar

ÇINAR'IN OYUNCAK ÇANTASI dedi ki...

Mehtap hanım selamlar.. Blogunuzla yakın bir arkadaşım sayesinde tanıştım artık takipçinizim. Endokrin - Metobolizma doktorum ve diyetisyenim sayesinde doğum sonrasında ideal kiloma doğumla birlikte ulaştım. Hamileyken sayelerinde çok sağlıklı beslendim. 3 yıl sonunda koruma programımı fazlaca delmiş olmalıyım ki yazdan bu yana 5 kilo almışım. Yazınızdaki tüm yanlışlıkları itina ile yapmışım :( Metobilizma çayınızı az önce yaptım. İşe götürmek üzere termosuma bile koydum. Geri kalanını buzdolabında saklamak mı uygun olur yoksa oda sıcaklığında kalabilir mi?? şimdiden teşekkür ederim. Sevgiler Zeynep

Ebru (ancient) dedi ki...

Çok teşekkürler...

İpek S. dedi ki...

Merhaba,

Size yazdım fakat "ARA VERMEK YOK" yazınıza göndermişim yanlışlıkla. Oradan bakıp cevaplayabilirseniz çok sevinirim.

İpek S.

suçlu dedi ki...

Eputi,

Evet ben de"Bunu bir kez yaptım bir daha yapabilirim"tekrar verebilirim, çok iyi biliyorum ama benim sorunum "nasıl olsa inceldim,istediğim görünümdeyim"diye sonradan bunu koruyamamak,tam anlamıyla yemek düzenim sapıtıyor,saçma sapan dalıyorum yiyeceklere, nasıl sağlıksız zararlı olduklarını ve bedenimi çöplük gibi kullandığımı bile bile hemde:(
Kilo vermek benim için hiç zor değil sevgili eputi,bir kere motive olunca 2-3 ayda sporla süper incelip fazlalıklarımdan kurtuluyorum ama asıl zor kısım"kiloyu korumak"kısmında çuvallıyorum.

Ben kendimi aynada ince görmeye yakıştıramıyorum sanırım (kendi tespitimle yani)Sanki ben hep öyle toplu biri olmalıyım gibi,bu ince bedeni evet çok istiyorum ama kavuşuncada hak etmiyorum gibi yeniden ait olduğum eski görüntüme dönüyorum:(
Kendimle ilgili bir sorunumun olduğunu buradan çıkartıyorum işte.
Son cümleniz çok doğru:Bedenimi temiz tutma arzusu.
İncelmek yerine buna odaklanmalıyım sanırım ama bana yanlış olduğunu bile bile,taammüden aptal gibi yediren dürtü ne?Onu bilmiyorum:(

novella / विश्व dedi ki...

neredeyse 10gün oldu viral farangit olalı... yatak döşek yatarken bir de görevlendirme çıkınca uzak diyarlara epey uzak kalmışım buralardan, okurken, yaptığım kaçamakları düşündüm de... midem acıdı yahu :)
ama devam, nerede kaldıysam oradan. öğrenemk bazen uzun zaman alıyor ne de olsa :))