Gunler cok yogun geciyor, her yil sonunda oldugu gibi biten projeler, yenilerini hazirlama telasi, “ne zamandir gorusmuyoruz, bir fincan kahve icelimlerin donustugu uzun sohbetler, gelmezsen darilirimlar, benim “yavaslayip halletmem gerekenler” listemi uzatip duruyor...
Carsamba gunku tatil nedeniyle goremiyecegim hastalara, Natale panigi de eklenmis, randevular ust uste dizilmis, baslamak icin duyulan heyecani asmak mumkun olmadigindan, oglen tatili bile vermeden calisilmis, artik bir kahve-ferrero arasi coktan gelmis de gecmis, yorgunlugun kendini hissettirdigi tehlikeli sulara girilmis bile...
Yuzume bakmadan oturuyor koltuga son hasta... Saci basi cok bakimli, giysileri, kalitesini hemen belli eden cantasi, ekonomik bir sorunun olmadigi fikrini veriyor. Dosyaya soyle bir bakiyorum. Kontrol hastasi. Benim degil, ama kontrolu bende yapmak istemis bir hasta...
“yapilabilecek gibi degil bana verilen diyet, zaten yapmadim, vermedigim gibi uzerine bir de kilo aldim” diyor ters ters...
Cevap vermiyorum, cunku siz istikrarli olursaniz, her diyet ise yarar, en hatalilari bile, hepsi sonuc verir.
Kimsenin yaptigi ile ilgili konusmak istemiyorum, bu “ozel”, “universite” ya da “devlet” hastalari icin olsun degismeyen bir tavir benim icin, bir karar, bir prensip, artik cok guclu bir aliskanlik...
“Hangi konuda zorlandiniz ? “ diyorum...
“Ne yani toplantinin ortasinda cantamdan domates cikartip mi yiyecektim yani ?” diyor...
Gerekirse yenebilir ama, insan hastasina nasil sabah ve ogleden sonra ara ogunu icin sadece ve sadece domates verir ki diye dusunmeden edemiyorum...
Ben ugrasamam, oyle sisede 51 no’lu icecegi, salatanin uzerine eklenecek 45 no’lu tozu tasiyamam yanimda, iki kucuk cocugum var, sabah biriyle ugrasirken, oburu bagiriyor, babalari hic umursamaz gazete okur, yardimcim beceriksizin teki, is yerinde nefes almadan calisiyorum, bir davadan oburune kosturuyorum, is yemeklerinde ben yemem mi diyecegim... Yapamam, yapamam diye nefes bile almadan anlatiyor....
Hic kesmeden dinliyorum... Uc aydir kilo vermesi icin izlenen bir hasta, hic vermiyor, ustelik iki kilo aliyor ve ozel hastalarin cogunda yasanan bir doktordan oburune gecis sendromu basliyor...
"Benim sosyal hayatim ne olacak, pazar gunu bir oglen yemegi de yemiyecek miyim, boyle ne oldugunu bilmedigim karisimlari tuketerek mi zayiflayacagim, benim bunlari almaya gidecek zamanim bile yok, cocuklari havuza gotur, eve getir yemek yedir, yok yatir, yok mutfagi topla, yok ertesi gunun yemegini dusun" diye anlatiyor da anlatiyor...
“Siz bilemezsiniz nasil ihtiyac duyuyorum yemege” diyor birden bire...
Ben bilemem oyle mi? Ben bilemem...
“Pardon” diyorum, kalkiyorum yerimden... Sakin sakin onlugumu cikartip askiya asiyorum. Yuzume bakiyor garip garip...
Yerime oturuyorum, "simdi sizinle bir doktor olarak degil, bir kadin, calisan bir kadin, bir anne olarak konusacagim" diyorum...
“anlattiklariniz cok siradan seyler. Size ozel degil, anlattiklariniz hemen her kadinin, her annenin hele ki calisan ve cocuklari olan her annenin siradan oykusu”... Iki ayak bir pabucta, kendine ait ayrilan zamani calmak sayan bir sosyal bilinc, var olmayan aile modellerini her alandan insanin gozune sokan, “tukettirme” klanlari, anneye asla destek olmayan bir calisma hayati, negatif rekabet filan...
Yani sadece siz mi kurbanisiniz butun bunlarin...?
Sabahin korunde hepsi pur mutlu giyinmis, piril piril, hep gunesli bir havada, yasanabilecek en guzel evde, bilmem ne kremali biskuvisini yiyerek kahvalti yapan, kopekleri bile cok uslu aile modelleri bir tek sizin mi bilinc altinizda saniyorsunuz?
Bir tek siz mi, aksam eve dondugunde, sabahki saci nasilsa tek tel kipirdamamis, saati ayarlanmis firindan nar gibi kizarmis yemekleri, yine cok guzel bir evde, yine cok guzel dosenmis bir masada, ustelik baba ve cocuklar tarafindan her gunku gibi organize edilmis ailelerin kadinini kiskaniyorsunuz?
O cocuklarin hic okul sorunlari olmuyor, bogazlari hic agrimiyor, arkadaslariyla kavga etmiyorlar, komsunun ogluna yumruk atmiyorlar diye mi o annelerin kilolari hep normal...?
Yani kostururken biz ne yemiyecegimizi organize edemiyoruz ama ne yiyecegimizi hic ihmal etmiyor muyuz...?
“Sizi anliyorum ama hak vermiyorum, kusura bakmayin” diyorum...
Yok oyle rahat bir zaman bir seyleri degistirmek icin... O zaman iste simdi, su an, icinde oldugumuz, var oldugundan emin olabildigimiz tek an, ya simdi baslayacagiz, ya da ertelenip duracak birseyler surekli...
Ben size bir kahve ikram edeyim en iyisi diyorum, sekreteri ariyorum, hemen geliyor kahvemiz... Cantamdan iki Ferrero cikartiyorum, yuzume hayretle bakiyor.
“Bakin” diyorum, “cok dikkatli dinleyin” beni...
Cok kabaca bir hesapla gunluk kalori gereksinimimiz, her yarim kilo basina 10 kaloridir. Kilo basina 20 degil, her yarim kiloya 10 kaloridir. Ne mi fark eder, hicbirsey... Sonra uzerine fiziksel aktivite yogunlugunuza gore 400-500-600 veya 700 kalori eklersiniz.
Erkek-kadin arasinda 200 kalori civari fark vardir elbet ama cok kabaca bir hesap yapiyoruz simdi. Boyu hic hesaba almiyoruz. Sadece bu seferlik...
Carsamba gunku tatil nedeniyle goremiyecegim hastalara, Natale panigi de eklenmis, randevular ust uste dizilmis, baslamak icin duyulan heyecani asmak mumkun olmadigindan, oglen tatili bile vermeden calisilmis, artik bir kahve-ferrero arasi coktan gelmis de gecmis, yorgunlugun kendini hissettirdigi tehlikeli sulara girilmis bile...
Yuzume bakmadan oturuyor koltuga son hasta... Saci basi cok bakimli, giysileri, kalitesini hemen belli eden cantasi, ekonomik bir sorunun olmadigi fikrini veriyor. Dosyaya soyle bir bakiyorum. Kontrol hastasi. Benim degil, ama kontrolu bende yapmak istemis bir hasta...
“yapilabilecek gibi degil bana verilen diyet, zaten yapmadim, vermedigim gibi uzerine bir de kilo aldim” diyor ters ters...
Cevap vermiyorum, cunku siz istikrarli olursaniz, her diyet ise yarar, en hatalilari bile, hepsi sonuc verir.
Kimsenin yaptigi ile ilgili konusmak istemiyorum, bu “ozel”, “universite” ya da “devlet” hastalari icin olsun degismeyen bir tavir benim icin, bir karar, bir prensip, artik cok guclu bir aliskanlik...
“Hangi konuda zorlandiniz ? “ diyorum...
“Ne yani toplantinin ortasinda cantamdan domates cikartip mi yiyecektim yani ?” diyor...
Gerekirse yenebilir ama, insan hastasina nasil sabah ve ogleden sonra ara ogunu icin sadece ve sadece domates verir ki diye dusunmeden edemiyorum...
Ben ugrasamam, oyle sisede 51 no’lu icecegi, salatanin uzerine eklenecek 45 no’lu tozu tasiyamam yanimda, iki kucuk cocugum var, sabah biriyle ugrasirken, oburu bagiriyor, babalari hic umursamaz gazete okur, yardimcim beceriksizin teki, is yerinde nefes almadan calisiyorum, bir davadan oburune kosturuyorum, is yemeklerinde ben yemem mi diyecegim... Yapamam, yapamam diye nefes bile almadan anlatiyor....
Hic kesmeden dinliyorum... Uc aydir kilo vermesi icin izlenen bir hasta, hic vermiyor, ustelik iki kilo aliyor ve ozel hastalarin cogunda yasanan bir doktordan oburune gecis sendromu basliyor...
"Benim sosyal hayatim ne olacak, pazar gunu bir oglen yemegi de yemiyecek miyim, boyle ne oldugunu bilmedigim karisimlari tuketerek mi zayiflayacagim, benim bunlari almaya gidecek zamanim bile yok, cocuklari havuza gotur, eve getir yemek yedir, yok yatir, yok mutfagi topla, yok ertesi gunun yemegini dusun" diye anlatiyor da anlatiyor...
“Siz bilemezsiniz nasil ihtiyac duyuyorum yemege” diyor birden bire...
Ben bilemem oyle mi? Ben bilemem...
“Pardon” diyorum, kalkiyorum yerimden... Sakin sakin onlugumu cikartip askiya asiyorum. Yuzume bakiyor garip garip...
Yerime oturuyorum, "simdi sizinle bir doktor olarak degil, bir kadin, calisan bir kadin, bir anne olarak konusacagim" diyorum...
“anlattiklariniz cok siradan seyler. Size ozel degil, anlattiklariniz hemen her kadinin, her annenin hele ki calisan ve cocuklari olan her annenin siradan oykusu”... Iki ayak bir pabucta, kendine ait ayrilan zamani calmak sayan bir sosyal bilinc, var olmayan aile modellerini her alandan insanin gozune sokan, “tukettirme” klanlari, anneye asla destek olmayan bir calisma hayati, negatif rekabet filan...
Yani sadece siz mi kurbanisiniz butun bunlarin...?
Sabahin korunde hepsi pur mutlu giyinmis, piril piril, hep gunesli bir havada, yasanabilecek en guzel evde, bilmem ne kremali biskuvisini yiyerek kahvalti yapan, kopekleri bile cok uslu aile modelleri bir tek sizin mi bilinc altinizda saniyorsunuz?
Bir tek siz mi, aksam eve dondugunde, sabahki saci nasilsa tek tel kipirdamamis, saati ayarlanmis firindan nar gibi kizarmis yemekleri, yine cok guzel bir evde, yine cok guzel dosenmis bir masada, ustelik baba ve cocuklar tarafindan her gunku gibi organize edilmis ailelerin kadinini kiskaniyorsunuz?
O cocuklarin hic okul sorunlari olmuyor, bogazlari hic agrimiyor, arkadaslariyla kavga etmiyorlar, komsunun ogluna yumruk atmiyorlar diye mi o annelerin kilolari hep normal...?
Yani kostururken biz ne yemiyecegimizi organize edemiyoruz ama ne yiyecegimizi hic ihmal etmiyor muyuz...?
“Sizi anliyorum ama hak vermiyorum, kusura bakmayin” diyorum...
Yok oyle rahat bir zaman bir seyleri degistirmek icin... O zaman iste simdi, su an, icinde oldugumuz, var oldugundan emin olabildigimiz tek an, ya simdi baslayacagiz, ya da ertelenip duracak birseyler surekli...
Ben size bir kahve ikram edeyim en iyisi diyorum, sekreteri ariyorum, hemen geliyor kahvemiz... Cantamdan iki Ferrero cikartiyorum, yuzume hayretle bakiyor.
“Bakin” diyorum, “cok dikkatli dinleyin” beni...
Cok kabaca bir hesapla gunluk kalori gereksinimimiz, her yarim kilo basina 10 kaloridir. Kilo basina 20 degil, her yarim kiloya 10 kaloridir. Ne mi fark eder, hicbirsey... Sonra uzerine fiziksel aktivite yogunlugunuza gore 400-500-600 veya 700 kalori eklersiniz.
Erkek-kadin arasinda 200 kalori civari fark vardir elbet ama cok kabaca bir hesap yapiyoruz simdi. Boyu hic hesaba almiyoruz. Sadece bu seferlik...
Siz 70 kilosunuz ve hic fiziksel aktivite yapmiyorsunuz. Gunluk almaniz gereken kalori miktari yaklasik 1800 kalori civarindadir.
Sesini cikartmiyor...
1800 kalorilik bir diyetten, gunde sadece 100 kalori azaltsaniz, yilda yaklasik 10 kilo verirsiniz...
Gunde 100 kalori...
Yani?
Yani yaklasik,
Yani yaklasik,
1 kasik yag
30 gram ekmek
25 gram corek
1 top dondurma
15 gram kuru yemis
100 gram somon
35 gram kizartma
25 gram permesan
1 bardak kolali icecek
Bir kasik pilav
Yarim hamburger filan
....
Yani oldugunuz kiloya gelmek icin neleri ne kadar fazladan tukettiginizi dusunun lutfen...
30 gram ekmek
25 gram corek
1 top dondurma
15 gram kuru yemis
100 gram somon
35 gram kizartma
25 gram permesan
1 bardak kolali icecek
Bir kasik pilav
Yarim hamburger filan
....
Yani oldugunuz kiloya gelmek icin neleri ne kadar fazladan tukettiginizi dusunun lutfen...
Bazilariniz hala biz zayiflamak icin bir grup olusturduk saniyor... Hayir.. hayir... Hayir...
Beslenme aliskanliklarinizi gozden gecirin...
Ben elde kalem kagit, yedigini yaz usulunu pek sevmem. Bazi engellenemeyen (impulsif) yeme bozukluklarinda faydali olabilir. Kisi hangi kosullarda, nerede, ne zaman abarttigini(!) gorur.
Siz sadece dusunun... Iki biskuvi icin 10 dakika aerobik yapmaniz gerektigini dusunun, yemesem ne olur diye sorun kendinize...
Farkindaysaniz hic sebze-meyve kalorisi vermedim. Onlar kalorisiz mi? Degiller elbet ama once fazladan olanlari azaltalim, sonra ayrintilari duzenliyecegiz...
Gecen yil da soylemistim, tekrarliyorum, yag hucreleri disinda hicbir bosluk yiyerek dolmuyor, unutmayin...
Beklemeyin kimsenin gelip elinizi tutmasini, siz kendi kendinize yetersiniz, eve dondugunuzde saciniz basiniz dagilmis olabilir, firininiz onceden ayarlanabilir cinsten degildir, ne eviniz o eve benzer, ne halilari tirmiklayan kediniz ama siz de varliginizla mutlaka ama mutlaka birilerini mutlu edebilirsiniz de"tuketim" klanlari he nuz bunun farkinda olmayabilirler....
54 yorum:
Bayıldım bu lafınıza: yag hucreleri disinda hicbir bosluk yiyerek dolmuyor, unutmayin...
Deneyimime göre kilo vermek için herşeyden önce kilo verneyi istemek gerekiyor yoksa vermekmek için bahane çok. Doktorumun sıkı kontrolü sayesinde hamileliğimi bile yemek için bahane olarak kullanamadım ben, sonuçta ikiz bebeklerimi 15 kilo alarak doğurdum, 11 kilosu doğumda gitti bile, kalanı vermek için acelem yok. Diyetisyenimin öğrettiği, sizin yazdığınız şeylere uymaya çalışıyorum. Sağlıklı beslendiğim için kalan kilolar da yakında gidecektir :)
Sevgili Mehtap,
Birilerinin gelip bizim elimizi tutması kilo vermemizde işe yarasaydı bugün başka şeyler konuşuyor olurduk herhalde.
Biliyorum tabi ki iyiyi de kötüyü de başarmak bizim elimizde,ancak senin yazılarının, motivasyon becerinin gücünü azımsamak bunca bilgine ve emeğine haksızlık etmek olur bence.
Sevgi ve saygılarımla...
nc
Artık öğreneli, algılayalı Çok Oldu !
yapmak isteyipte yapmamak- yapamamak sadece ''karar''işi.
Bir kere karar verdinizmi,ne olursa olsun!!! Uyuluyor .
Bir süreliğine, hadi birazcık uzun bir süreliğne vazgeçmek,
bize kazandırdıklarını görmek, gördükleriyle inanılmaz keyifli zamanlar yaşamak tek karşılığı bu azmin !
İnsanın kendine verebileceği en mükemmel eğitim, hayata bakış açısı ve elbetteki
beslenmedir. Beslenmek kararlı
irade anlamındadır bana göre. İradenin olduğu yerde tüm başarılar sırada beklemezmi ?
lütfen şikayetsiz bir durum edinelim. Biz farklıyız !
Farkımızı ortaya koymak için buradayız !
HEM ARTIK DAİMA FARKLI OLACAĞIZ ,
UNUTMAMALIYIZ..
Sevgi ve Esenlikler..
raviizmirden kocamaaaan günaydınnn..
yine harikalar yaratmışsınız yazdıklarınızla...
size olan hayranlığım her geçen dahada artıyor..
ne kadar güzel,ve bir o kadarda sabırla hem hastalarınıza,hem bize anlatıyorsunuz...
sevgili mehtap hanım ben izmirden analı kızlı,
uzun zamandır sesim soluğum çıkmıyor.nedeni ise şöyle....
iş yerinde olduğum zamanlar sizin bizlere öğretmeye çalıştığınız şekilde besleniyorum.çok dikkatli olabiliyorum.
fakat hafta sonu annemim yaptığı sarma,börek ve tatlıya dayanamayıp miktarı genelde kaçırıyorum...
fakat eskiden olsa battı balık yan gider derdim ve hemen sağlıksız beslenmeye dönerdim.artık böyle yapmıyorum...
annemden gelir gelmez ölçüye devam.
ne yediğimiz değil ne kadar yediğimiz önemli değilmi?
aslında kötü bir öğrenci olduğumu düşünerek size yazmaya çekiniyorum.
benim hikayeminde birgün buradan okunacağını düşünüyorum ve yılmak yola hadi emine diyorum kendime...
sizi şahsen tanımadan çooook seviyorum.
italya'ya izmir'den kucak dolusu sevgiler...analı kızlı (emine)
Müthiş bir yazı....
Harika bir çalışan kadın analizi..
Harikasınız Mehtap Hanım..
Her yazınızda sizi tanımış olmaktan tekrar tekrar mutlu oluyorum.
Sadece beslenme düzeninde değil, hayatın tüm engebeleri için güç veriyorsunuz bana.
Çok teşekkürler..
İnanılmaz güzel bir yazı. Yazılarınızın hemen hepsini okuyor ve üstünde düşünüyorum. Diyet yapmıyorum.Okuduklarımı kız kardeşime ve arkadaşlarıma sürekli aktarıyor ve onların da sizi takip etmesini sağlamaya çalışıyorum (kardeşim bebeği olduğu için bir 5-6 kilo fazlası var). Diyet yapmayan bir takipçiniz olarak yazılardan nasıl keyif aldığımı anlatamam size. Çok güzel motive ediyorsunuz. Listeleriniz bir tarafa duruşunuz ve örnek oluşunuz inanılmaz güzel. Umarım insanlar hayatlarında hep sizin gibi bir arkadaşa, dosta, doktora, eşe,anneye,.... sahip olsunlar.Sevgiler.
Selam;
yanlız değiliz, bu kadar yoğunluğun içinde bize zaman ayırıyorsunuz ya harikasınız.Bahsettiğiniz bayanın değişik diyet listelerine ihtiyacı yok sizin gibi bir dosta ihtiyacı var, onu da bulmuş gözüküyor. Artık bizimle yürüyenlerin sayısı artıyor. Işığınız hiç sönmesin.
BEGO
İzmir den ARZU ATA ikinci listeyi harfiyen uyguluyorum.Hafta sonu iki gün 1 er saat düzenli yürüyüş yapıyorum.10 aralık cuma günü tartı günü.Sormak istediğim bu sağlıklı dönüşüm programında vücudumuzun ekstradan vitamine B12 ye ihtiyacı varmı.Almalımıyız?alırsak kilo yaparmı.Kış döneminde olduğumuz için vitamin almalımıyız.[MULTİBİONTA PROBIOTIC MULTIVITAMİN]almamda sakınca varmıdır.Engin bilgilerinize çokihtiyacım var.Geçmişteki yazılarınızı tekrar tekrar okuyorum acaba kaçırdığım noktalar varmı diye inanın yorumları bile tek tek okuyorum.Benim 4 kilo fazlam var.Burada tıkandım ve veremedim ama olsun sizin motivasyonunuzla bununda üstesinden geleceğime ve size inanıyorum.Sizi ve sizin gibi engin bilgilerini bizlerle karşılıksız[maddi]paylaşanlara minnettarlığım sonsuz.Sormak istediğim bir konuda Ferat beyin bahsettiği Altın kuralları kırmızı kalemle tekrar yazarmısınız.Sevgilerle İzmirden.
Mehtap Hn.
siz muhteşem bir insansınız keşke benim de karşıma sizin gibi bir doktor çıksa :) ben de sınıfa kaydoldum,ama dediğiniz gibi içimdeki boşlukları yiyerek doldurmaya çalışıyorum hala.o gün bugün galiba Mehtap Hn. o gün bugün.
Mehtap hanim,
Pes dogrusu. Bir psikolog olarak bu insanlari yüreklendirme ve motive etme kabiliyetinize hayranim!
Sizi cani gönülden tebrik ediyorum!
Kucak dolusu sevgilerimle!
günaydınnn,
bugün güzel birgün artık 2 bitter çikolata ile idare edebiliyorum akşamları :) meyve ve activia yoğurt yiyiyorum ve kendim için büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum herakşam bir kase cips yada çekirdek ve bir kare kalıp çikolata tüketen biri olarak sabahları kalkıp spor yapıorum pantolonlarımın bacakları bol geliyor artık verdiğim kilo 2 ama sıkılaşma var çok akşam yemelerimi de zamanla düzene sokacağım yakında meyveyi de çıkaracağım çünkü ilk başlarda duyduğum birşeyler yemeliyim krizi modunda değilim artık şükürler olsun herşey güzel bugün hayat yemek yemekten ibaret değil bunu yavaş yavaş anlıyorum belki size garip geliyor ama kendimi bildiğimden beri çikolata kek şeker cola kebaplar çiğköfteler nescafeler bisküviler sınırsız yedim hiçbir kilo sorunum olmadı aşırı yediğim halde :) ne olduysa sigarayı bıraktıktan sonra oldu hayatım yemek üzerine kuruldu işte bu nedenle bana bu kadar zor geldi sağlıklı beslenmek hayatım boyunca hiç yapmadığım bişeydi çünkü şimdi geçiyor yavaşta olsa hissediyorum
herkese sevgiler
desteğin ve yol göstericiliğin için Mehtap sonsuz teşekkürler
Yoluma aydınlık veren bir ışık gibi vurdunuz,önümü artık daha net görmeye çalışıyorum,çabalıyorum.İnşallah kararlıyım bu yolda olup bitenleri sağlıklı bir şekilde öğreneceğim.
Sizin desteğinizle
Teşekkürler.
Esma
Melekler tüm çalışan, çocuklu kadınların yanında olsun! Hiç kolay değil hayatları. Yine de onlar arasından yapabilen bir kişi varsa herkes yapabilir değil mi Mehtap'cığım? Ben şanslı sınıftan sayıyorum kendimi, sorumluluğum sadece kendime ve buna rağmen bunca yıl tembellik ettiysem, vay halime! Yine de şimdilerde mutluyum çünkü mutfağa şifa verirken bir yandan da hafifleten tarifler geliştirmek için giriyorum. Yemeyi, yemek yapmayı, mutfakta olmayı, yapacağım yemekler için güzel malzemeler seçmek için pazara yürümeyi çok seviyorum. 6.5 haftada 6.5 kilo da vermişim, daha ne olsun?
Teşekkürler Mehtap'cığım!
Sağlıklı bir yaşama merhaba diyen tüm dostlar, size de dirençli, heyecanlı, sağlıklı günler diliyorum. Aman yanlış anlamayın, dirençli ve kararlı olan siz olun, verilemeyen kilolar değil...
Mehtap,
Yine harikasın, yine harikasın...
Ebru (ancient)
başlarken nerde hata yaptık diye sormuştunuz sizi takip ettikçe söylediklerinizi uyguladıkça hatalarımı daha iyi anlar oldum üst üste yanilen pilav tabakları dolmalar tatlılar da olmadan güzel oluyormuş sofralar hem de daha güzel daha sağlıklı .yediğim bol sebzelerle sağlığım için yatırım yapıyormuş gibi hisseder oldum artık. bezelyenin patatesin havucun hatta kerevizin karbonhidrat olduğunu bunları bile yerken dikkatli olmam gerektiğini öğrendim .bol bol meyve yemenin bile kilo aldırdığını öğrendim . neticede öğretmenim bir ayda bu kadar öğrenebildim sayenizde inşaallah gerisi gelecek
NİLGÜN
başlarken nerde hata yaptık diye sormuştunuz sizi takip ettikçe söylediklerinizi uyguladıkça hatalarımı daha iyi anlar oldum üst üste yanilen pilav tabakları dolmalar tatlılar da olmadan güzel oluyormuş sofralar hem de daha güzel daha sağlıklı .yediğim bol sebzelerle sağlığım için yatırım yapıyormuş gibi hisseder oldum artık. bezelyenin patatesin havucun hatta kerevizin karbonhidrat olduğunu bunları bile yerken dikkatli olmam gerektiğini öğrendim .bol bol meyve yemenin bile kilo aldırdığını öğrendim . neticede öğretmenim bir ayda bu kadar öğrenebildim sayenizde inşaallah gerisi gelecek
NİLGÜN
Sizi seviyorum..bu güzel anlatıma denilebilecek tek şey bu!! Ne kadar can alıcı noktalardan yaklaşmışsınız..hepimizin 'o' hayalinde yaşaından uzakta çabalaması ve de onun gerginliğinin sonucu bu yemeğe kaçmalar..ama sonuç hep aynı; gram gram artış yeniden kısır döngüye giriş..
Sizi seviyorum Mehtap..sizi tanımak, sizin paylaşımlarınıza şahid olmak ( kendi adıma söylüyorum ) şeref, mutluluk..
Elindeki sopayı bu kadar tatlı tatlı sallayarak döven birini senle tanıdım sevgili Mehtap. Süpeeer yazı.
Bu yazı varya umudumu kaybettiğim anda geldi..Belki hipo tiroidden belkide az hareketten çok ağır kilo veriyorum ama veriyorum..daha doğrusu çevremdekiler söylüyor..Henüz tartılara bakamıyorum...Varya sizi kocaman kucaklamak istiyorum...
Bu yazı varya umudumu kaybettiğim anda geldi..Belki hipo tiroidden belkide az hareketten çok ağır kilo veriyorum ama veriyorum..daha doğrusu çevremdekiler söylüyor..Henüz tartılara bakamıyorum...Varya sizi kocaman kucaklamak istiyorum...
Aahhhh Mehtap Hanım,
öyle güzel zamanda benim için ilaç gibi bir yazı dökülmüş parmaklarınızdan.
Hayır hayır bu sefer ki ilaç;
yeme alışkanlıkları ile, zayıflamakla ilgili değil.
Her annenin sıradan öyküsü kısmında.
Galiba bende hiçbir yere yetişemeyip kendini tükenmiş hissedenlerdenim :(
dediğiniz gibi kimsenin gelip elimden tutmasını beklemeyeceğim :)
sevgiler
esma.
Mehtapcigim...harika bir kadin...mükemmel bir ruh! Yazdigin hersey de eminim herkes bir anlam buluyor...yazilarini okumaya bayiliyorum...sevgiyle kal
zehra
merhaba mehtapizninle mehtap demek istiyorum.Sen artık en yakın arkadaşım gibisin.
Öncelikler teşekkür ederim iyiki varsın, iyiki bu bloğu açmışsın.
İzmirden kmlerce uzaktasın ama iyiki varsın.Yazıdaki hanımın anlattığı yoğun koşturmacalardan sonraki yeme krizleri bende de oluyor özellikle stresli geçtiyse günüm.Başa çıkamıyorum hayatla.
Ne olur yardım
mehtap hocam;
size hocam dememde mahsur yoktur umarım,çünkü siz hayatıma girdiğinizden beri yazılarınızla bana o kadar çok şey öğrettiniz ki...meğer insan,1 tabak sebze yemeğiyle doyabiliyormuş,yanında koca bi tabak pilava hiç gerek yokmuş,meğer salata ne güzel bi şeymiş,su içmek nasıl bir ferahlıkmış,tatlı krizi tuttuğunda,meğer koca bi parça çikolata yemekle birkaç kuru üzüm yemek aynı sonucu veriyormuş,bu liste böyle uzar gider,sizi tanıyalı daha 13 gün oldu ama köklü değişiklikler yaptım mutfağımda,hayatımda,sabah akşam tartıya çıkan ben 13 gündür tartının yüzüne bakmıyorum ve sizin sayenizde oldu tüm bunlar,aç kalmadan,düzenli beslenerek kilo veriyoruz ve bu muhteşem birşey,emeğinize ve bize ayırdığınız zaman için size çok teşekkür ediyorum iyi ki varsınız:))
Sevgili Mehtap, yazını bir solukta ve çok keyif alarak okudum.Kadınların durumu ancak bu kadar güzel tasvir edilebilirdi.Yazın bana düşünmemiz ve çözümlerin bizde saklı olduğunu anlattı.ilk 14 günün raporunu veriyorum. Başlangıç kilom :85,5, bayram sonu kilom :77,7 bugünkü kilom:85 Çok iyi olmasada idare eder galiba. SEVGİLER...
evet Mehtap Hanım,
dediğiniz gibi...
Harika bir yazı....
teşekkürler Mehtap Hanım.
Sevgili Mehtap; cevabını blogumun yorum kısmına yazıp bir de kusura bakma demişsin ya, o kadar duygulandım ki. Kusur olur mu hiç! Bunca işinin arasında cevap vermişsin ya nereye istersen oraya yaz :) Nasıl minnettar kaldım anlatamam. Sebebinde çok haklısın ben de o nedenle açık kısma yorum yazmayacağını tahmin etmiştim zaten :) Öpüyorum ve çok teşekkür ediyorum. Sevgiler....
evet malesef eşler yarımcı olmak yerine çalışan kadının omuzlarında fazlada bir kambur bence.burdada ne eşleri suçlamalı nede işlere yetişemediğimiz için kendimize yaşantımızı yaşamalanımızı zehir etmeli.evde iş paylaşımını sürekli ayakta tutmalı ve sizi anlayan yardımcıdan destek alınmalı;)bakın çalışan tüm kadınlar eşlerinden yardım etmedikleri için şikayetci çocuk eğitiminde kız erkek diye ayrım yapmazsak eğer daha kolay olacak aslında herşey.bizler superman değiliz o çatı altında yaşayan herkeze bir sorumluluk ve görev verilmeli.ve kız çocuklarımızıda eğitirken sen oku,sen üniversiteye git,sen mutfağa gir,ütü yapmayı bil,çamaşırlarını böyle yıka,sen işe gir para kazan,evlen eşine destek ol derken erkek çocuklarına sadece sen oku,sen ye, sen iç,sen kızarkadaşlarınla erkek arkadaşlarınla gez diyoruz.ALLAH AŞKINA BİZ NASIL ÇOCUK YETİŞTİRİYORUZ.erkek çocuklarınızlada girin mutfağa,hem bugün siz rahat edin,hemde yarın eşleri rahat etsin;))))
Yine harika bir yazı olmuş.Her kelimesi altın değerinde. Fazla kilolarımla gezdiğim 4 yıla baktığımda sebebin sadece bahaneler olduğunu görüyorum. Siz burada başaracağımıza dair olan inancımızı çok güçlü tutuyor ve bunun imkansız olmadığını vurguluyorsunuz. Türkiye' de kilo vermenin güç bir iş olduğunu sürekli ima eden "uzmanlar!!!" varken hem de...Benim başarı hikayeme az kaldı.20 kg.fazlam vardı ve geriye 10 kilo kaldı. 3 ay gibi kısa bir sürede hem de. BEn spor yapabilmek için evimi bile değiştirdim. Spor ve beslenme birbirinden ayrılmaz bir bütün. Arada yaptığınız kaçamakları telafi eden, mutluluk hormonu salgılatan büyülü bir şey. Hele de sizin beslenme öğretinizle birleşince mükemmel! Verdiğim 10 kg. için asla zorlandım diyemem. Direncimin kırıldığı, kaçamak yaptığım zamanlar oldu elbet! Olacak da.Çünkü bizler birer robot değiliz. Oluruna bırakmayı, dozunda yemeyi,olumlu düşünmeyi ve hareket etmeyi devam ettirdiğimiz sürece duraklamalar olsa da kilo vermeye devam edebiliriz.En azından bende süreç bu şekilde işliyor. Hafta sonu 2 yıldır görüşmediğim bir arkadaşımla görüştüm. Ve ne kadar zayıfladığımı söyledi. ALt tarafı 10 kg.verdim dedim. O da şaşırıp aynı eskisi gibi göründüğümü söyledi. Çünkü şu anda 66 kiloyla M beden giyiyorum ama 55 kg.dayken de "M" giyiyordum. Yani buradaki mesele sadece kilo vermek değil. Yağ yaktığınız için olduğunuzdan daha zayıf ve fit görünmek. Hele bu sporla birleştirilmişse ve kas kütlelerinizi doğru şekilde çalıştırıyorsanız zaten kaslarınız sizin için sürekli yağ yakmaya başlıyorlar bir süre sonra. Bu yaz 4 yıldır giyemediğim bikinilerimi giyeceğimi biliyorum. Ve o anı heyecanla bekliyorum. Yakın bir arkadaşımın tavsiyesiyle 2 beden bollaşmış kıyafetlerimi ya daralttırdım yada elden çıkardım ve yenilerini aldım. Bol giyinmiyorum özellikle. Şımarıp kendimi salmamak ve devam etmek adına :)Hepiniz harikasınız! Başta siz sevgili Mehtap. YOla devam! Sonucu inanılmaz keyifli...
Yine harika bir yazı olmuş.Her kelimesi altın değerinde. Fazla kilolarımla gezdiğim 4 yıla baktığımda sebebin sadece bahaneler olduğunu görüyorum. Siz burada başaracağımıza dair olan inancımızı çok güçlü tutuyor ve bunun imkansız olmadığını vurguluyorsunuz. Türkiye' de kilo vermenin güç bir iş olduğunu sürekli ima eden "uzmanlar!!!" varken hem de...Benim başarı hikayeme az kaldı.20 kg.fazlam vardı ve geriye 10 kilo kaldı. 3 ay gibi kısa bir sürede hem de. BEn spor yapabilmek için evimi bile değiştirdim. Spor ve beslenme birbirinden ayrılmaz bir bütün. Arada yaptığınız kaçamakları telafi eden, mutluluk hormonu salgılatan büyülü bir şey. Hele de sizin beslenme öğretinizle birleşince mükemmel! Verdiğim 10 kg. için asla zorlandım diyemem. Direncimin kırıldığı, kaçamak yaptığım zamanlar oldu elbet! Olacak da.Çünkü bizler birer robot değiliz. Oluruna bırakmayı, dozunda yemeyi,olumlu düşünmeyi ve hareket etmeyi devam ettirdiğimiz sürece duraklamalar olsa da kilo vermeye devam edebiliriz.En azından bende süreç bu şekilde işliyor. Hafta sonu 2 yıldır görüşmediğim bir arkadaşımla görüştüm. Ve ne kadar zayıfladığımı söyledi. ALt tarafı 10 kg.verdim dedim. O da şaşırıp aynı eskisi gibi göründüğümü söyledi. Çünkü şu anda 66 kiloyla M beden giyiyorum ama 55 kg.dayken de "M" giyiyordum. Yani buradaki mesele sadece kilo vermek değil. Yağ yaktığınız için olduğunuzdan daha zayıf ve fit görünmek. Hele bu sporla birleştirilmişse ve kas kütlelerinizi doğru şekilde çalıştırıyorsanız zaten kaslarınız sizin için sürekli yağ yakmaya başlıyorlar bir süre sonra. Bu yaz 4 yıldır giyemediğim bikinilerimi giyeceğimi biliyorum. Ve o anı heyecanla bekliyorum. Yakın bir arkadaşımın tavsiyesiyle 2 beden bollaşmış kıyafetlerimi ya daralttırdım yada elden çıkardım ve yenilerini aldım. Bol giyinmiyorum özellikle. Şımarıp kendimi salmamak ve devam etmek adına :)Hepiniz harikasınız! Başta siz sevgili Mehtap. YOla devam! Sonucu inanılmaz keyifli...
Yine harika bir yazı olmuş.Her kelimesi altın değerinde. Fazla kilolarımla gezdiğim 4 yıla baktığımda sebebin sadece bahaneler olduğunu görüyorum. Siz burada başaracağımıza dair olan inancımızı çok güçlü tutuyor ve bunun imkansız olmadığını vurguluyorsunuz. Türkiye' de kilo vermenin güç bir iş olduğunu sürekli ima eden "uzmanlar!!!" varken hem de...Benim başarı hikayeme az kaldı.20 kg.fazlam vardı ve geriye 10 kilo kaldı. 3 ay gibi kısa bir sürede hem de. BEn spor yapabilmek için evimi bile değiştirdim. Spor ve beslenme birbirinden ayrılmaz bir bütün. Arada yaptığınız kaçamakları telafi eden, mutluluk hormonu salgılatan büyülü bir şey. Hele de sizin beslenme öğretinizle birleşince mükemmel! Verdiğim 10 kg. için asla zorlandım diyemem. Direncimin kırıldığı, kaçamak yaptığım zamanlar oldu elbet! Olacak da.Çünkü bizler birer robot değiliz. Oluruna bırakmayı, dozunda yemeyi,olumlu düşünmeyi ve hareket etmeyi devam ettirdiğimiz sürece duraklamalar olsa da kilo vermeye devam edebiliriz.En azından bende süreç bu şekilde işliyor. Hafta sonu 2 yıldır görüşmediğim bir arkadaşımla görüştüm. Ve ne kadar zayıfladığımı söyledi. ALt tarafı 10 kg.verdim dedim. O da şaşırıp aynı eskisi gibi göründüğümü söyledi. Çünkü şu anda 66 kiloyla M beden giyiyorum ama 55 kg.dayken de "M" giyiyordum. Yani buradaki mesele sadece kilo vermek değil. Yağ yaktığınız için olduğunuzdan daha zayıf ve fit görünmek. Hele bu sporla birleştirilmişse ve kas kütlelerinizi doğru şekilde çalıştırıyorsanız zaten kaslarınız sizin için sürekli yağ yakmaya başlıyorlar bir süre sonra. Bu yaz 4 yıldır giyemediğim bikinilerimi giyeceğimi biliyorum. Ve o anı heyecanla bekliyorum. Yakın bir arkadaşımın tavsiyesiyle 2 beden bollaşmış kıyafetlerimi ya daralttırdım yada elden çıkardım ve yenilerini aldım. Bol giyinmiyorum özellikle. Şımarıp kendimi salmamak ve devam etmek adına :)Hepiniz harikasınız! Başta siz sevgili Mehtap. YOla devam! Sonucu inanılmaz keyifli...
Yine harika bir yazı olmuş.Her kelimesi altın değerinde. Fazla kilolarımla gezdiğim 4 yıla baktığımda sebebin sadece bahaneler olduğunu görüyorum. Siz burada başaracağımıza dair olan inancımızı çok güçlü tutuyor ve bunun imkansız olmadığını vurguluyorsunuz. Türkiye' de kilo vermenin güç bir iş olduğunu sürekli ima eden "uzmanlar!!!" varken hem de...Benim başarı hikayeme az kaldı.20 kg.fazlam vardı ve geriye 10 kilo kaldı. 3 ay gibi kısa bir sürede hem de. BEn spor yapabilmek için evimi bile değiştirdim. Spor ve beslenme birbirinden ayrılmaz bir bütün. Arada yaptığınız kaçamakları telafi eden, mutluluk hormonu salgılatan büyülü bir şey. Hele de sizin beslenme öğretinizle birleşince mükemmel! Verdiğim 10 kg. için asla zorlandım diyemem. Direncimin kırıldığı, kaçamak yaptığım zamanlar oldu elbet! Olacak da.Çünkü bizler birer robot değiliz. Oluruna bırakmayı, dozunda yemeyi,olumlu düşünmeyi ve hareket etmeyi devam ettirdiğimiz sürece duraklamalar olsa da kilo vermeye devam edebiliriz.En azından bende süreç bu şekilde işliyor. Hafta sonu 2 yıldır görüşmediğim bir arkadaşımla görüştüm. Ve ne kadar zayıfladığımı söyledi. ALt tarafı 10 kg.verdim dedim. O da şaşırıp aynı eskisi gibi göründüğümü söyledi. Çünkü şu anda 66 kiloyla M beden giyiyorum ama 55 kg.dayken de "M" giyiyordum. Yani buradaki mesele sadece kilo vermek değil. Yağ yaktığınız için olduğunuzdan daha zayıf ve fit görünmek. Hele bu sporla birleştirilmişse ve kas kütlelerinizi doğru şekilde çalıştırıyorsanız zaten kaslarınız sizin için sürekli yağ yakmaya başlıyorlar bir süre sonra. Bu yaz 4 yıldır giyemediğim bikinilerimi giyeceğimi biliyorum. Ve o anı heyecanla bekliyorum. Yakın bir arkadaşımın tavsiyesiyle 2 beden bollaşmış kıyafetlerimi ya daralttırdım yada elden çıkardım ve yenilerini aldım. Bol giyinmiyorum özellikle. Şımarıp kendimi salmamak ve devam etmek adına :)Hepiniz harikasınız! Başta siz sevgili Mehtap. YOla devam! Sonucu inanılmaz keyifli...
Yine harika bir yazı olmuş.Her kelimesi altın değerinde. Fazla kilolarımla gezdiğim 4 yıla baktığımda sebebin sadece bahaneler olduğunu görüyorum. Siz burada başaracağımıza dair olan inancımızı çok güçlü tutuyor ve bunun imkansız olmadığını vurguluyorsunuz. Türkiye' de kilo vermenin güç bir iş olduğunu sürekli ima eden "uzmanlar!!!" varken hem de...Benim başarı hikayeme az kaldı.20 kg.fazlam vardı ve geriye 10 kilo kaldı. 3 ay gibi kısa bir sürede hem de. BEn spor yapabilmek için evimi bile değiştirdim. Spor ve beslenme birbirinden ayrılmaz bir bütün. Arada yaptığınız kaçamakları telafi eden, mutluluk hormonu salgılatan büyülü bir şey. Hele de sizin beslenme öğretinizle birleşince mükemmel! Verdiğim 10 kg. için asla zorlandım diyemem. Direncimin kırıldığı, kaçamak yaptığım zamanlar oldu elbet! Olacak da.Çünkü bizler birer robot değiliz. Oluruna bırakmayı, dozunda yemeyi,olumlu düşünmeyi ve hareket etmeyi devam ettirdiğimiz sürece duraklamalar olsa da kilo vermeye devam edebiliriz.En azından bende süreç bu şekilde işliyor. Hafta sonu 2 yıldır görüşmediğim bir arkadaşımla görüştüm. Ve ne kadar zayıfladığımı söyledi. ALt tarafı 10 kg.verdim dedim. O da şaşırıp aynı eskisi gibi göründüğümü söyledi. Çünkü şu anda 66 kiloyla M beden giyiyorum ama 55 kg.dayken de "M" giyiyordum. Yani buradaki mesele sadece kilo vermek değil. Yağ yaktığınız için olduğunuzdan daha zayıf ve fit görünmek. Hele bu sporla birleştirilmişse ve kas kütlelerinizi doğru şekilde çalıştırıyorsanız zaten kaslarınız sizin için sürekli yağ yakmaya başlıyorlar bir süre sonra. Bu yaz 4 yıldır giyemediğim bikinilerimi giyeceğimi biliyorum. Ve o anı heyecanla bekliyorum. Yakın bir arkadaşımın tavsiyesiyle 2 beden bollaşmış kıyafetlerimi ya daralttırdım yada elden çıkardım ve yenilerini aldım. Bol giyinmiyorum özellikle. Şımarıp kendimi salmamak ve devam etmek adına :)Hepiniz harikasınız! Başta siz sevgili Mehtap. YOla devam! Sonucu inanılmaz keyifli...
Yine harika bir yazı olmuş.Her kelimesi altın değerinde. Fazla kilolarımla gezdiğim 4 yıla baktığımda sebebin sadece bahaneler olduğunu görüyorum. Siz burada başaracağımıza dair olan inancımızı çok güçlü tutuyor ve bunun imkansız olmadığını vurguluyorsunuz. Türkiye' de kilo vermenin güç bir iş olduğunu sürekli ima eden "uzmanlar!!!" varken hem de...Benim başarı hikayeme az kaldı.20 kg.fazlam vardı ve geriye 10 kilo kaldı. 3 ay gibi kısa bir sürede hem de. BEn spor yapabilmek için evimi bile değiştirdim. Spor ve beslenme birbirinden ayrılmaz bir bütün. Arada yaptığınız kaçamakları telafi eden, mutluluk hormonu salgılatan büyülü bir şey. Hele de sizin beslenme öğretinizle birleşince mükemmel! Verdiğim 10 kg. için asla zorlandım diyemem. Direncimin kırıldığı, kaçamak yaptığım zamanlar oldu elbet! Olacak da.Çünkü bizler birer robot değiliz. Oluruna bırakmayı, dozunda yemeyi,olumlu düşünmeyi ve hareket etmeyi devam ettirdiğimiz sürece duraklamalar olsa da kilo vermeye devam edebiliriz.En azından bende süreç bu şekilde işliyor. Hafta sonu 2 yıldır görüşmediğim bir arkadaşımla görüştüm. Ve ne kadar zayıfladığımı söyledi. ALt tarafı 10 kg.verdim dedim. O da şaşırıp aynı eskisi gibi göründüğümü söyledi. Çünkü şu anda 66 kiloyla M beden giyiyorum ama 55 kg.dayken de "M" giyiyordum. Yani buradaki mesele sadece kilo vermek değil. Yağ yaktığınız için olduğunuzdan daha zayıf ve fit görünmek. Hele bu sporla birleştirilmişse ve kas kütlelerinizi doğru şekilde çalıştırıyorsanız zaten kaslarınız sizin için sürekli yağ yakmaya başlıyorlar bir süre sonra. Bu yaz 4 yıldır giyemediğim bikinilerimi giyeceğimi biliyorum. Ve o anı heyecanla bekliyorum. Yakın bir arkadaşımın tavsiyesiyle 2 beden bollaşmış kıyafetlerimi ya daralttırdım yada elden çıkardım ve yenilerini aldım. Bol giyinmiyorum özellikle. Şımarıp kendimi salmamak ve devam etmek adına :)Hepiniz harikasınız! Başta siz sevgili Mehtap. YOla devam! Sonucu inanılmaz keyifli...
"MAMMA,
SEI SEMPRE LA MIA STELLINA...
MENTRE LA NOTTE SIA VICINA..."
Federico Emre Gualano
8 Giugno 2009
Yerim O'nu ben!!!
DemetMai
Beslenmenin bu denli önemli oldugunu önemsemezken almisim kilolari ,saglikli beslenerek yaptigim yemekleri esime ve cocugumada yedirerek (severek yiyorlar )farkinda olmadan verilen kilolarin keyfini sürdürerek devam ediyorum,motive edici yazilariniz ve herbir cümle cok önemli,hersey icin tskler..
diger arkadaslar yaptigi yemekleri paylasacagi "konu basligi" olursa cok sevinirim fikir acisindan .
Önce kendimize dolayısı ile çevremize olumsuzluklar yaratmak, bahaneler üretmek bizi çıkmaza sokmaktan başka ne işe yarayabilir ki?Bizim başka hayatımız yok ki yedeğine saklayalım kaçırdıklarımızı.
Sadece sağlığımız değil yaşamımızın her alanında kendi kendimize yetmeliyiz.
Sevgiler,
Seda
Federico ne dedi ?????? :-)....
Sevgili meslektasim,
Cogunlukla evde mutfak islerini idare gorevi hanimlarinmis gibi algilanip erkeklere de daha cok yardimci olmuyorlar sitemleri gelince bir not da ben dusiyim dedim.Karikoca ayni meslektan olup ikimizde nerdeyse gece gunduz calisip ayni zamanda iki kucuk kizimizi buyutmeye calisiyoruz.Mutfak isleri sorumlusu benim cunku esimden 1 saat once gelme sansim var.Sizin blogunuzu nasil kesfettik bilmiyorum ama ben butun yemek duzenini degistirdim.Esime kalsa onun deyimiyle pratik seylerle idare ediyorduk.Simdi kosedeki balikci en yakin dostum.Hani nerdeyse haftada 3 gun balik yeniyor.Kiyafetler hergun biraz daha bollasiyor.Hepimiz daha enejik hissetmeye basladik.O kadar yorgun ve stress dolu gunun sonunda kanepede sekerleme yapmak yerine ne cok is bitiriyoruz evde bizi bekleyen.
Yaptiginiz hic de kolay olmadigini onca isin icinde bir tek satir yazmak icin bile buraya zaman ayirabildiginiz icin kutluyorum.Diliyorum ki bunca cesur kadinin yaninda sizi ve beslenme programinizi takip eden benim gibi erkeklerinde problemlerini yada basarilarini dile getirmeleri digerlerini de
cesaretlendirecektir.
Dr.Atilla K.
Sevgili Mehtap,
ben de çok teşekkür ediyorum, gruba kaydolurken de bahsetmiştim, beni bir hayli hırpalayan bir dönemden geçmeme ve her yıl kilo aldığım bu aylara rağmen ilk defa kilo almıyorum, üstelik az da olsa veriyorum.
Annemin uzun zamandan beri yatağa bağımlı hali, ve son iki aydır girdiği kötü süreç,zaman zaman ruhumu doyurmak için kaçamaklara sebep oluyorsa da, kendimi hemen frenliyor, hareketi arttırıyor ve yediklerime dikkat ediyorum. Dışarıdan hissedilebilir miktarda kilo vermemiş olmama rağmen hemen herkes kilo verip vermediğimi soruyor!
Verdiğin motivasyon için, hiç tanımadığın insanlara sunduğun kardeşlik için binlerce teşekkürler ediyorum:)))
yazılarınız beni cesaretlendirdi, çünkü bir türlü eşimin kilo sorununu halledemiyoruz, çoğul konuşuyorum çünkü denemelerimiz yarıda kaldığında genellikle suçlu ben oluyorum :) eşim 115kg,ve son 7 senedir de aşağı yukarı bu kiloda.o da sizin gibi bir tıp doktoru. şimdi benim sormak istediğim, listelerinizi aynen uygulamalı mıyım, yoksa ilaveler yapmalı myım? teşekkür ederim
Merhaba Mehtap hanım..
Bursa'dan size katılıyorum ben de.Yazılarınızı keyifle okuyorum. 3 yıllık evliyim ve dünyanın en güzel duygusu olan "anneliği" ben de tatmak istiyorum. Bundan 15 gün önce anne adayı olmam için kontrol amacıyla doktora gittiğimde doktorum(kadın hast. ve doğum uzmanı) 12-15 kilo vermemin daha sağlıklı bir hamilelik süreci için gerekli olduğunu söyledi.Muayeneden çıktığımda biraz üzülmüş bi haldeydim ve gözümde çok büyümüştü 15 kilo ama şimdi yazılarınızı okumak ve hikayelerini bizlerle paylaşan arkadaşlara tanık olmak bana cesaret verdi. Bugünü artık bir başlangıç sayıp size ve hikayelerini bizimle paylaşan arkadaşlara söz veriyorum kilo vereceğime.
Bu arada Boy:165cm;
Kilo:72
Yaşım:26
Meslek: Memur
Güzel haberler vermek dileğiyle..Bursa'dan sevgilerle..
mehtap'cığım üç yıldır en çok aklımda yer eden ve en çok sevdiğim cümlen ''yağ hücreleri dışında hiçbir boşluk yiyerek dolmaz.'' . gerçekten çok çarpıcı bir cümle. sen çok çok öpüyorum.
bahar
Sevgili Dönüşüm Kervanı Yolcuları,
Ne güzel herkes tartıldı. Heyecanla yeni kilolarını rapor etti. 50 kilo civarındakileri okuyunca içimden onlara kafa atmak gelmedi desem yalan olur. Ama geçti, şimdi daha iyiyim.
Ayının dokuz masalı varmış, dokuzu da ahlat üzerineymiş. Ben de yine biraz rejimimden bahsedeceğim.
Neredeyse sekiz ay önce 60 kilo vermeye karar verdiğimde bunu ne kadar zamanda başarabileceğimi düşünmek bile istemiyordum. Yemeğe odaklanmış bir hayatta değil sekiz ay veya bir yıl, bir hafta bile boğazımı tutma düşüncesi beni dehşete düşürüyordu.
O zaman rejimin tümünü düşünmemeye karar verdim. Kendimi bir hafta, bir ay, on kilo verene kadar, 60 kilo olana kadar rejimde hayal etmeye dayanamayacağım için “sadece bugünlüğüne” dedim kendime her gün.
Daha önceki rejimlerimde “bugünlük rejim nasılsa bozuldu” bahanesiyle bir çuval inciri berbat etmekte ustaydım. Fazladan bir paket Altın Başak yedim diye rejimi bozduğumu düşünüp arkasından dolaptaki her şeyi yerdim. Bu bir bahaneydi tabii. Bir paket Altın Başak, bir dilim kek, bir avuç kuruyemişle başlayan ve orada durabilsem aslında telafisi kolayca mümkün olan küçük bir kaçamak bir saat içinde bana binlerce kaloriye malolurdu. En önemlisi moralim bozulurdu, kendimden nefret ederdim.
Bu defa farklı bir yol izliyorum. Dayanamayıp yediğim bir şeyin o bir şeyde kalmasına dikkat ediyorum. Bir dilim börek mi kaçırdım, o gün fazladan mekik çekiyorum veya bir posta daha yürüyorum. Hiç olmazsa ertesi gün eşit miktarda bir şeyi daha az yiyorum.
Ben sekiz aydır her sabah sadece o günün sonunu kendimden nefret etmeden getirebilmeye niyet ederek yataktan kalkıyorum. Bir hafta, bir ay, sekiz ay için söz vermiyorum, çünkü becerip beceremeyeceğimi gerçekten bilmiyorum. Ama tek bir gün fikriyle başedebiliyorum.
Özellikle zorlandığınız günlerde siz de belki böyle düşünmeyi deneyebilirsiniz. Hayatınızda sadece bir gün dayanmak zorunda olduğunuz zor bir durum oldu mu? Ne bileyim doğum sancınız o kadar uzun sürdü mü? Veya dişiniz 24 saat hiç durmadan ağrıdı mı? Migreniniz tuttu mu? Sevdiğiniz biri size bir gün boyunca dargın kaldı mı? Uzakta yaşayan annenizden tam bir gün hiç haber alamayıp öldüğünü zannettiniz mi? Demek ki sadece bir gün rejiminize sadık kalabilirsiniz.
Mehtap’ın sadece kilo verdirmeyi değil, sağlıklı beslenmeyi bir yaşam biçimi haline getirmeye çalıştığının farkındayım. Benim bu yaklaşımım ona geçici, hatta zararlı bir çözüm gibi gelebilir. Haklı olabilir. Sağlıklı beslenmek güzel, ideal kilonda olmak güzel. Ama ben oraya varana kadar tökezliyorum. Belki siz de tökezliyorsunuzdur. Amacım işte o zaman günün sonunu getirecek bir çözüm yaratmak.
İnsan bir gün hepten aç kalmaya bile dayanabilir. Kaldı ki Mehtap’ın rejim listesi harika. Ben o listedeki yiyeceklerin bir kısmının tadını unuttum inanın.
Sadece bugünlüğüne diyelim o zaman.
Bir dahaki sefere isterseniz olumlamalardan bahsederiz. Siz hiç gün içinde kendinize her aklınıza geldiğinde “vücudum şu anda mükemmel çalışıyor, yağlarım hızla, sağlıkla ve kalıcı olarak enerjiye dönüşüyor” demeyi denediniz mi? İnanın işe yarıyor. Sırf bu cümleler benim polikistik overden, metabolik sendromdan, insülin direncinden ve aşırı iştahtan durma noktasına gelmiş olan vücudumu harekete geçirdi.
Çok sevgiyle.
keyifle ustume aliniyorum butun azarlari :)
ve her yerde gozu kulagi olan bi ajan oldugunuzu dusunuyorum.
insan beyninin karmasikligi ve basitligine,
hepimizin ayniligina ve farkliligina sapka cikariyorum.
sevgiyle,
oz.
Merhabalar,
Biz de biraz geriden takip ediyoruz sizi, 15 günün sonunda bu sabah tartıldık, ben 71,7kg. ile başlamıştım, bu sabah 69,4kg. ı gördüm tartıda.. çok güzel bir sonuç bu..
aslında ben eşime motivasyon olması için başlamıştım, benim de ihityacım vardı tabi ama asıl eşimin kile vermesi ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmesi daha elzemdi, o da size inandı ve hayatında ilk kez birlikte bir programa başladık. onun sonuçları ise şöyle
29 kasım :101,7
9 aralık : 100,2
yani 1,5kg. , açıkcası ondan daha fazlasını bekliyordum, birlikte olduğumuz zamanlarda bir kaçak yok, haftada en az 2 gün 1 saat yürüdü, ama acaba iş saatlerinde bir sızıntı mı var diye düşünmeye başladım:)yine de hala motivasyonu yüksek,yılların birikiminin bu kadar hızlı gitmeyeceğini düşünüyor o da, ne dersiniz? bu kiloyla başlayan biri için normal bir süreç mi?
bu arada yarın sabah Romaya geliyorum ben, 2-3 günlüğüne, keşke bir fırsat olsa da sizinle tanışabilsem, yüzyüze teşekkür e
debilsem.
her ihtimale karşı şimdiden çok ama çok teşekkürler, biz şimdi hızla 2. 15günlük programa başlıyoruz.Tek derdim Romaya kadar gitmişim pasta, pizza, şarabı nasıl redddeceğim, nasıl ölçülü kaçırabileceğim, bu konuda ne tavsiye edersiniz?:)
sevgiler,
esas kızı canı gönülden kutluyorum:)
(biliyorum onun kafa atmak istediklerinden biri de benim:P)
esas kızın sözünü ettiği olumlamaların hepimizin işine yarayacağına inanıyorum,hatırlatması için teşekkürler:)
bu arada;
sıkça "zayıflamışsın" tepkisi alıyor,
azimle devam ediyor,
heyecanla yarını bekliyorum:)
yeni listemizde neler var acaba?
sevgiler...
HGA...
Merhaba,
Bugün bir blog incelerken tesadüfen sizden haberdar oldum.
36 yaşındayım. Bugüne kadar defalarca diyet yaptım. Stres altında yemek yiyenlerdenim. Son 2-3 yılda 54-56 kg dan 71 kiloya kadar geldim. Şuanda 66,5 kg dayım. Boyum 1.68 cm. Bir yıl kadar önce hipertansiyon ve hipotroid teşhisi konuldu ve kilo vermem gerektiği belirtildi. Ama halen başarabilmiş değilim. Bu halimle kendimi çok mutsuz hissediyorum.
Bu gun tam da bu yazıya gore yasandi benim acimdan,
sabah kahvaltısında börek,acıka,peynirimi yedigim halde teklif edilen haslanmıs yumurta sonrasında verilmek istenilen tıramisu,nescafe -ki bunu sekersiz icemem-makarna salatası aynen canım istemiyor diye red edildi yenmedi ...
arkadaslarım kararlılıgıma sasırdı.Gercekten canım istese birer catal alırdım kendime neden bos kalori yükleyeyim davet sahibi bir bana degil size de hazırladı bunun ayıbı olmaz diyebildim.Bazen sadece HAYIR diyebilmek kacamak yapıp yemek kadar guzelmis.)Sevgiler
Pinar
Svgili Mehtap,kilomu tekrar yazıyorum .İsmimi yazmayı unutmuşum..ilk 14 günün raporunu veriyorum. Başlangıç kilom :85,5, bayram sonu kilom :77,7 bugünkü kilom:85 ......sevgiyle kal TÜLTÜL
mehtap hanım yazınız beni harekete geçmem konusunda güdüledi. teşekkür ederim...
bazı kadınların dünyanın yükü sadece onların omuzlarındaymış gibi konuşmalarına çok sinirleniyorum.Herkesin kendi dünyası var ve her kadın kendi dünyasını sırtlanmış durumda halbuki. Sabrınıza hayran kaldım bu arada...sevgiler
Mükemmel bir yazı, konu diyet gibi gözüküyor ama yazının içinde hayat var. Takdir ettim.
Yorum Gönder