
Antonio Federico’ya zamansiz verilmis bir sozun pesinde mecburen Pompei’ye dogru yola cikiyor. Benim ne bu verilmis sozle, ne de programla hicbir alakam olmadigi icin, yapilacak yiginla isi de hesaba katarak seve seve evde kaliyorum.
Sabah daha uyku gozumden akarken bir yandan Universitedeki bolum baskanina yazilacak mektubun bir kac cumlesini yaziyorum, bir yandan yuzume maske yapiyorum, bir yandan camasirlari renklerine, cinslerine, kirlilik derecelerine gore secip makineye koyuyorum, bir yandan yesil sebzeleri once yikayip sonra karbonatli suya birakiyorum, bir yandan haftalik yemek listesini gozumun onunden gecirip alinacaklari aklima yaziyorum, kurumus ojeleri atiyorum, gazeteleri toplayip bir torbaya koyuyorum, blogun derdi nedir, niye boyle kapris yapiyor anlamaya calisiyorum...
Sonra birden durup “Offf” diyorum... Offf...
Hemen bir sutlu kahve, yaninda iki minik biskuvi, anneye telefon, ogula telefon, babaya atkisini sakin cikartma boynundan tembihi, hizla giyiniyorum ve kendimi sokaga atiyorum... Bu aslinda cok bilincli bir cikis. Evin yakininda, sadece pazarlari kurulan sosyete pazarina gidecegim, karisan eden olmadan rahat rahat herseye bakacagim, kendime guzel bir kahve ismarlayip eve donup kaldigim yerden devam edecegim...
Pazar hafiften ciseliyen yagmurun da etkisiyle neredeyse bombos. Binbir cesit taki tezgahi, ayakkabilar, cantalar, esarplar, bluzlar, antika mobilyalar, sabunlar, parfumler dopdolu heryer... Bere-atki tezgahindaki sevimli berelere bakarken sandvicini kemiren saticiya “Allahtan hava sogudu da, bu guzelim seyleri takma firsati var” diyorum... Benimle beraber sapkalara bakan suslu-puslu orta yasi hayli gecmis bir hanim, “aaaaaaaa, soguga sevinen de ilk defa goruyorum” diyor neredeyse kizginlikla... “Aralik ayindayiz, ne guzel iste mevsimi yasiyoruz” diyorum ve gercekten boyle dusunuyorum...
.
Roma’ya gore hava gercekten cok soguk ama mevsimin adi kis olunca, kendisi de soguk olmali biraz ki, bahari bekleyelim...
.

Aslinda bu ani hava degisimleri, metabolizmamiz uzerinde ciddi baskilara yol aciyor. Gecisi yavas ve hazirlikli yasayamayan bedenimiz, alarm duzenine giriyor ve enerji kullanmamaya, bizi yavaslatmaya, durdurmaya ugrasiyor. O nedenle de yag yakmamiz zorlasiyor.
.
Kas dokusu cok olan bireyler, kas yasayan ve harcayan bir organ oldugu icin, bu durumdan daha az etkilenirlerken, yag dokusu cok olan bireyler, bu statik dokunun durgunluguyla iyice yavaslayan metabolizma nedeniyle, yaglara yag ekleme riskiyle karsi karsiya kaliyorlar.
.
Fiziksel aktivite ve kas kitlesinin artmasi metabolizma hizi icin cok guclu bir uyaridir. Yani kas kitlemiz arttikca, enerji tuketimimiz de artar. Cunku “kas” yasayan ve harcayan bir kitledir. Enerji gereksinimi, yag dokusuna gore 10-15 kat daha fazladir...
.
Yani?

Yani?
Yanisi su... Vucudumuzda cok yag varsa az enerji harcariz...
.
YANI METABOLIZMAMIZ YAVASLAR...
.
YANI SISMANLIK YAVASLAMIS METABOLIZMANIN SONUCU DEGILDIR, SISMANLIK SONUCU METABOLIZMA YAVASLAR...
.
Sizin anlayacaginiz, zor bir doneme giriyoruz soguk nedeniyle... Yapmamiz gereken tek sey,
METABOLIZMA HIZIMIZI ARTIRMAK ICIN VUCUDUMUZDAKI ENERJI KULLANIMINI ARTIRMAK.
Vucut isimizdaki 1°C’lik bir yukselme metabolizma hizini % 13 oraninda artirir.
.
Yani soguk havalarda ozellikle hareketimizi azaltmamamiz gerekiyor. Soguk denizlerde yasayan baliklari dusunun... Somon’u ornegin... Ya da hamsiyi... Yagli baliklar degil mi?
.
Yani? Lutfen elde cay, battaniye altinda, televizyon karsisinda oturup kalmayin. Hareket etmeye her kosulda cok ozen gosterin.
.Bu arada bana ilac alip almamasi gerektigi sorulmustu. Boyle bir soruya, sizin kilolu olmak disinda acilen zayiflamanizi gerektirecek risk faktorleriniz var mi yok mu bilmeden cevap vermem cok zor. Ben ancak yuksek risk durumlarinda kullanilmasini dogru bulabilirim ama yine de sizi izleyen hekimin kararina uymaniz gerekir.
.

Lutfen bana mail adresinizi vermeyin, gozumden kacabilir. Hergun yaklasik 300 mesaj geliyor postama, istemeden yayinlayabilirim. Siz kendinizi yaniyacaginiz bir rumuz koyun yazdiklariniza yeter.
.
Yemek saatleri duzensiz olan akademik ciftimize onerecegim, gecen yil yazdigim ramazan yazisini okumalaridir. Gecesi gunduze karismis bir duzende, yemek saatlerini gunduzmus gibi duzenlemek, yine de ara ogun yapmak, bu donemin geciciligini bilmek bir cozum olabilir.
.
Bazen hayatin ritmi onunde egilmek gerekebilir ama bunu sirtimizi yere getirmeden yapmamiz gerekir, bilmem anlatabiliyor muyum...?
.
Komsuda Piser’e yaptiginiz katkilar gercekten cok guzel ama yag miktarina lutfen dikkat edin. Yemekler icin 1 kasik yag yeterlidir ve o kadarcik yag bile 100 kaloridir. Mutlaka olcerek ekleyin yagi. Havuc, pancar ve patatesi bir sure daha ama kisa bir sure daha kullanmayalim, sonra hersey ozgur olacak...
.
Tartilmayin, ara ogunlerinizi atlamayin, su icmeyi unutmayin ve henuz yolun basinda oldugumuzu aklinizdan cikartmayin lutfen...
.
Onumuzdeki birkac gun icinde sorularinizin tumune yanit vermeye calisacagim.
.
Hepinize iyi haftalar...
13 Aralik 2010'Roma