Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

15 Şubat 2009 Pazar

SIZ KALBINIZE IYI BAKIN...


Sevgili hic bilmeyenler..


Umarim somon baligini denemis ve ilk yemek sinavinizi basari ile vermissinizdir.. Degilse de uzulmeyin.. Ben ne disi misler gibi pismis, icinden akarsular gecen keklerin yaraticisiyim bilseniz.. Butun denemelerim sonuccuz kalinca yine de yilmamis, ve ben kek borek degil, ana yemek ustasiyim deyip, yonumu cevirmisimdir.. Hani ne kadar usta olduguma gelince, bu unvani “hic bilmeyenelere ogretilecek, kolay ana yemekler” diye duzeltmem gerekiyor..

Balik yemek gerekli.. Baligi iyi secmek, mevsiminde almak, iyi pisirmek gerekiyor.. Herseyden once cocuklarin sinir sistemi gelisimi icin fosfor, bizim icinse omega-3 acisindan.. Yani kalbimiz icin..

Son yillardaki bilimsel yayinlar, buyuk baliklarin ozellikle cok temiz olmayan denizlerden avlandilarsa yuksek oranda civa (Hg) icerdigi, bunun da beyin hucrelerinde birikerek Alzheimer hastaliginin olusumuna yol acabilecegi yonunde bilgiler veriyorlar.. Aslinda yedigimiz hicbirseyden emin olamiyacagimiz bir cagda yasiyoruz.. Ben baligin, ozellikle cocuk olan evlerde haftada iki kez sofrada olmasi gerektigini dusunuyorum.. O nedenle guvenilir bir balikci edinmekte fayda var.. Cunku iyi malzeme olmadan guzel hicbirsey pisirilmez bence..

Vegeteryan veya vegan (bu cok zor bir secim olsa da) anne babalar ise, cocuklarini nasil saglikli besleyecekleri konusunda yeterince bilgi ediniyorlardir mutlaka..

Bugun yine balik pisirecegiz.. Yine guzel bir sofra kuracagiz.. konuk cagiracaksak, birgun onceden masa ortumuzu, pecetelerimizi, mumlarimizi kontrol edecegiz.. Biz genc, dinamik ve sade bir masa kuracagimiz icin, cok yuksek ayakli kadehler, servisimizi zorlastiracak, pullar boncuklar filan serpmeyecegiz.. Servis kasiklarini, surahimizi, yedek tabaklari masanin disinda bir sehpanin uzerinde hazirlayacagiz.. Abartmadan, sade ama goze hos gorunen bir sofra kuracagiz.. cok fazla cesit yapmayacagiz.. Ekmegi mutlaka taze alacagiz.. Ince ince dilimleyecegiz.. Ya da cevizli, hashasli ekmek filan bulabiliyorsak, guzel bir karisik ekmek tabagi hazirlayacagiz…

Balik icin ben cernia filetosu kullandim (bunun orfoz baligi oldugunu, Fatih yazi yayinlandiktan sonra soyledi, ben arayip bulamamistim ismini).. Siz hangi baligi buluyorsaniz onu kullanin.. yagli ve kalin bir balik olursa lezzeti daha guzel olur..
Bize gerekenler genel kuralimiza uygun olarak, degisik renklerdeki besin gruplari.. Yani maydanoz ve defne (yesil), sogan (mor), domates (kirmizi), patates ve greyfurt (sari), sarimsak (beyaz).. Karabiber degirmeni herzamanki gibi elinizin altinda olmali.. Bir de kimyon..

Hazirmisiniz..?
Soganlari kalin kalin halkalar halinde dograyip, en kalin tabanli celik sahanin altina muntazam olarak dizin.. Mor sogan secimi, yemegin suyunu eflatun bir goruntu veriyor.. Hosunuza gitmeyebilir.. O zaman istediginiz baska bir cesit sogan kullanin..

Uzerinde biraz zeytin yagi gezdirin.. Cok hafif tuz koyun.. Uzerlerine yine halka halka kesilmis patatesleri dizin ve biraz tuz, karabiber ekleyip, yumusayincaya kadar kisik ateste pisirin.. Sahaniniz kalin tabanli ise, su ilave etmeye gerek kalmaz. Degilse cok az ama cok az su koyun.

Patatesler pisince, uzerine balik filetosunu porsiyonlara bolup yerlestirin.. Kucuk domatesler, iki dis sarimsak (butun olarak), bolca maydanoz (kiymadan, saplariyla koyun, esas guzel koku saplarda oluyor cunku), 3-4 defne yapragi, iki-3 dilim greyfurt ile birlikte yine agir ateste pisirin.. Pismeye yakin, son bir klas dokunus olarak, cok az ama cok az kimyon serpin (hatta serpmeyin de, serptiginizi dusunun, o kadar az olacak yani..).. Isterseniz piserken 3-4 tane cekirdegi cikartilmis zeytin de koyabilirsiniz..

Renkli salatanizi hazirlayin.. ben bu sefer degisiklik olsun diye soya filizi koydum.. sos olarak, balikta kullandigim greyfurtun suyunu, yine balsamik sirke, zeytin yagi ve karabiber koydum..




Yakin arkadaslariniz ile birlikteyseniz, yemegin suyuna ekmek banmak serbest.. Degilse mutfakta kendiniz icin bir dilim ekmek birakin.. Soylemedi demeyin sonra..

Bu arada unutmayin, iyi yemek pisirmek bir ayricaliktir.. Beraberce ogrenecegiz.. yemek pisirmekten, misafir agirlamaktan mutlu olacagiz.. Onun icin Jovanotti size, "anne bak, nasil da egleniyorum diyor"

Egleniyor musunuz?

Biliyordum.. iyi oyleyse..


Afiyet olsun..

18 yorum:

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

derrrya kuzusu bunlar deryaaaaaaa..
YENMEZMİ HİÇÇ.
Evet yenmez !! :çünkü VERTİGO'dan dolayı 2 aydır yasaklıyım :((
hasret kaldım herrr şeye...
BİR YIĞIN YASAK VAR. DAHA 38 GÜN VAR BİTMESİNE ÜSTELİK..
Söz ... yasağım kalkınca kaldığımız yerden devam edeceğim..
ellerine sağlık.. renk ambiansı müthiş olmuş.
ÇOK SEVGİLERLE AFİYETLER OLSUN..
NuNu

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili NuNu, onemli olan senin sagligin.. Keyfince yiyebilecegin gunler en kisa zamanda geri donecekler..
sen o zamana kadar kendine cok ama cok dikkat et..

Brajeshwari dedi ki...

seni de ne yemek yapayim bloglarına ekledim Mehtapcım.
cok güzel görünüyor.Ellerine sağlık..

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

tesekkurler Burcu'cugum..Aaaaa.. Birden kendimi cok onemli hissettim.. Hemen biraz kitap karistirmali, biraz deneme yemekler yapmaliyim..

Adsız dedi ki...

Sevgili Mehtap,
"Cernia"nın Türkçesi = Orfoz
Afıyet olsun.
Fatih

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Fatih,

Cok ama gercekten cok tesekkur ederim.. Google'dan aradim ve bulamadim.. Keske sana sorsaydim once..

Hatta bana butun baliklarin turkce isimlerini soylesen birgun..

Ve hatta bana, senin sirkede balik tarifini yazsan..

Ve hatta hatta, dogrudan bloguma yazsan... ne guzel olurdu..

(buna selam verdin, borclu ciktin da denebilir)

funda dedi ki...

Balık sevmeyen beni bile sevdiriceksin bu gidşle.. ama ben senin pişirdiğini yemek isterim nolcak şimdi :)

Adsız dedi ki...

Kalbime tek başıma bakamıyorum ben,aşkım lazım aşşkk.

Unknown dedi ki...

bu kadar güzel yemek anlatımı ama ben hala salatana hayranım :))

beenmaya dedi ki...

sen yaptığın için
çok daha lezzetli olmalı bunlar
kendim yapmak yerine
uçak parası biriktirmeyi
ciddi ciddi düşünmeye başladım
haberin olsun
ve de eline sağlık :))

Zamandan Sızan dedi ki...

evin adamı bana balık yapmayla ilgili bir mail attı..birkaç gün sonrada sordu maili aldın mı diye..evet dedim aldım..ama ilgilenmiyorum bu maille..biraz bozuldu..ama mutfak senin istersen yapabilirsin..bu seferde o ilgilenmedi..bir çeşit fırında levrek yapmayı biliyorum...bir kaçta ıvır zıvır..ben balığın dışarıda yenip eve gelineni tercih ediyorum..tembellik de denebilir..becememe beceriksizliğide..ama bu çok iştah açıcı olmuş Mehtap..kuralı bozmalımı ne?

parka dedi ki...

Sevgili Mehtap

Ben karadeniz miskini olduğumdan somonla ilgili senin gibi fazla detaya girmeden damak zevkime uygun, fakat sağlıkla ilgili öcü böcü şımaran bir adam olarak kendi tarifimi yazmak istedim. Borcamın içini şöyle bir güzel tereyağlarsın. Somon parçalarını koyarsın. Üzerine doğranmış kutu kutu domates, üç parçaya bölünmüş yeşil biber, soyulmuş sarmısak taneleri ve üzerine limon dilimleri koyarım. Daha sonra acılı ketçabı ters çevirir şöyle bir tur kutsal görüntünün üzerinde gezdiririm. on onbeş tane kara biber tohumu, tuz ve isotla baharatladıktan sonra üzerini folyayla kapatır 200 derecelik önceden ısınmış fırına veririm. Annem ankarada yaşamış olmasaydı emin ol her balık yemeğinde onu mutlaka yanımda bulurdum. Bu karadeniz ortamında bende sevdiğim arkadaşlarımı etrafıma toplar, rakıyıda masanın ortasına bırakır, salatayıda gelen misafirlerin el emeklerine sunar, sohbet dolu somonlu bir akşam üstünü zaman içinde eritirdim. Kısaca yemek bahane, esas olan hoş sohbet.

Bu arada senin linkini daha sık takip edebilme adına kendi sayfama taşıdım. Umarım senin açından bir sakıncası yoktur. Benim sayfamda da patenti bana ait olan spagetti babişko adıyla bir makarna tarifim var. Biraz sağlıksız ama mazur görürsün artık. Ne demişler beş parmağın beşi bir değilki, ak akçe karagün içindir, sakla samanı gelir zamanı, falan filan :))

Aslında bunları yazarken birazda kendimi unutuyorum. insanın kendini unutmak istemesiyle ilgili yaşam içinde elinde doneler varsa, bazen kendini buna mecbur tutuyor.

Yaşanan herşeyi gün içinde bırakamıyorsun malesef. Yarına veya geçmişin, hep öyle derler ya tozlu sayfalarına depoluyorsun. Ne tuhaf değilmi, depoladığın yaşanmışların olması. Tıpkı dondurucunda sakladığımız yazdan kalma sebzelerimiz gibi.

Esenkal

Ahmet

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

sevgili Funda ve sevgili beenmaya, siz gelin istediginiz benim acemi usul balik olsun.. bekliyorum..

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Sizinti, umarim o beklediginiz ask ve asssk en kisa zamanda kapinizi calar.. ama siz yine de guclu tutun kalbinizi bir sekilde..

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Funda, ben cok salata seven bir insanim..fotograf hic guzel cikmamis ne yazik ki..

bugun hastaneden Sicilyali bir doktor arkadasim, portakalli bir salatadan bahsetti bana.. deneyip size de yazacagim..

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

sevgili Kiymey, ben de baligin disarda yenenine bayilirim.. hele deniz goruyorsam, hele denizin sesini isitiyorsam, hele hava soguksa daha da severim.. Ustelik evim de, elim de kokmaz.. ama disarda yemek yemegi sevmeyen bir oglum var..
ustelik Roma denizi, golu olan bir sehir..

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Kara kalem, tarifiniz tam benim disime gore.. kesinlikle deneyecegim.. ustelik benim cok dikkat ettigim renk prensibine de uyuyor..
Bu arada, yorumunuz cok hos, cok keyifle okunan bir deneme yazisi olmus..
Bu hos sohbet icin de tesekkurler..