Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

29 Mart 2011 Salı

SAHIP CIKIN...

Oylesine bir fotograf, kimbilir hangi sehirde, kimbilir hangi gun cekilmis... 3 genc kadin gulumseyerek bakmislar objektife ya da her kimse fotograflarini ceken ona gulumsemisler...

Arkalarinda fusya rengi begonviller, guzel, hos, modern masalar sandalyeler... Cok hoslar, cok bakimlilar, cok alimlilar, cok farklilar... Biri o sehirde yasiyor, diger ikisi biribirlerini ilk kez goruyorlar, ortak ozellikleri en iyi arkadaslarindan birinin ayni kisi olmasi.. Biri kisa bir tatil icin orada, oburu o sehirde yasamis son 10 yil, simdi baska guzel bir yerde ama soyle bir dolasmaya gelmis... Ayni kadinin iki iyi arkadasi olarak, birbirlerini hic tanimadan biliyorlarmis zaten... Gencler, guzeller, bakimlilar, muhtemelen fena para kazanmiyorlar ama bu cok ozele giriyor ve bizi pek ilgilendirmiyor...


En genclerine, o sehirde yasayana ciddi bir beyin hastaliginin tanisi yillar once konmus...

Evinin duvarlarindan baska pek goren, en yakinlardan baska hic bilen olmamis ne kadar agladigini, “neden bana, niye simdi, niye en sevdigim organim” diye sorarak yasadigi kabuslari... Korkulari, acilari, ilaclari, yan etkileri, asansorde bile durmayi sevmezken, uzun ince kutularin icinde, elinde bir Kuran-i Kerimle gozlerini acmadan, kabus bitse diye bekledigi zamanlari hic anlatmamis kimseye...


Gozlerindeki yaslari silmis, yasam neredeyse oradan yasamaya devam etmis...


Obur ikisi, o tarihte iyilermis, keyifli, hayat dolu, saglikli...


Ortada oturan, bu yil oylesine bir check-up yaptirmis, biraz tatsiz hissediyormus kendini, o analiz, obur test derken vucudunun en yasamsal organlarindan biri, karacigeri hic keyifli haberler vermemis, noduller, aralarinda olusan fazladan dokular, kopruler, yok sunlar, yok bunlar, o doktor, obur hastane, bir de suraya gidelimlerle gecmis aylar...


Yorulmus, keyfi kacmis, korkmus... Ama kalkmis ayaga, uyarilari dikkate almis, ilaclar kullanmis daha kullanacaklarindan baska, giyinmis, elbisesine uygun ruju surmus, hep bakimli ellerini kremlemis, nerede duruyorsa hayat, oradan yasamaya devam etmis..


En kenarda oturan, yillarin arkadasi, yorgun bir aninda kosmus gelmis arkadasinin yanina, saraplar icmisler, peynirler yemisler, gumus yuzukler,, kalin bilezikler, yuksek topuklu ayakkabilar almislar, sapkalar denemisler, sehir moda sehri, dopiyesler bakmislar, eski asklari hatirlamislar, tozu kalmamis hatiralardan hesap sormuslar...


O hayati cok keyifle yasayan bir kadinmis, yolculuklar yapmis, dans dersleri almis, guzel yemekler yapmis, tarihe gececek asklar yasamis... Hic evliliklerin, cocuklarin, klasik bir hayatin kadini olmamis... Cok calismis, iyi yasamis...


Yorgun muyum neyim biraz demis, hemen tahliller yapilmis donusunde, testler sunlar bunlar... Arkadasina uzun, cok sakin bir tonda yazilmis bir mektup yollamis, hic ah vah yokmus mektupta...


Hastalik pankreastan baslamis ve karacigere atlamis, tedavi hemen baslayacakmis, onun icin sana yazmakta geciktim demis... Cok yakin arkadaslari disinda ailesine bile anlatmamis, sessiz, suskun ama umudunu kaybetmeden cok zor, cok farkli, cok beklenmedik bir surecin icine girmis...


Sevine, begene aldigi evine, kutulara kapatilmis umutlarina, yarina erteledigi isteklerine bakmis yattigi yerden, bir de serumla vucuduna akan sivi damlalarina...


Ben bu 3 kadinin fotografina bakarken, bir arkadasimdan mektup geliyor “enerjine hayranim, valla sana nazar degecek, hic yorulmuyorsun galiba” diye...


Hayatini naz niyazla yasayan, bulut gecse hapsiran, mutfaktan bir bardak alsa yorulan bir kadindir o... Haberlestigimizde sadece o anlatir, nasilsin diye sorunca, cevabinizin bir onemi yoktur, duymaz cunku...


Gulumsuyorum... Herkesin hayatinda ne varsa bende de o var diye yaziyorum... Sen yoruluyorsan ben de yoruluyorumdur mutlaka diyorum...


Herkesin hayatinda ne varsa bende de o var... Yani benzer sevincler, benzer umutlar, benzer arzular, benzer sorunlar, benzer korkular, benzer hayal kirikliklari, benzer endiseler...


Nazar deger mi? Deger elbet, herkese degdigi kadar deger... Ama ben olumlu dusuncenin gucune cok inaniyorum...


40 yasimdan sonra kufretmeyi ogrendim... Kimse duymaz ama ederim...


Degerimi bilmeyenlere, deger vermemeyi ogrendim...


Sevgimi hak etmiyenlerin anilarini bile ufluyorum avucumdaki kumlar gibi...


Kimseye hirpalatmam artik kendimi bu saatten sonra...


O yuzden gitmeyi bilirim kalmak istemedigim yerden... Hakliysam mucadeleden korkmam, kaybederim belki ama sirtim yere gelmez...


“Ben hem hep eseklik edeyim, hem de sen beni sevmeye devam et” diyenler icin yapabilecegim tek sey iki duz, iki ters kocaman biri bere ormektir, dònùs yolunda esek kulaklari usumesin diye...


Ben bu hayattaki geciciligimizi cok iyi biliyorum ...


Yorulabiliyorsaniz, bir seyler yapabilecek gucunuz oldugunun gostergesidir bu... Yorgunsaniz, dinlenmek anlam kazanir cunku, yoksa adi tembelliktir, himbilliktir...


Ben oldugum surece, var olduguma sukrederek yasamak istiyorum... Cunku yasiyorsam ancak, belki ikinci bir sansim olabilir hersey ama hersey icin...


Gerisi bos laf iste...


Bu yil kontrol zamani geldi... Kadinlar pap-test ve yaslarina gore ya mammografi ya da meme ultrasonu, erkekler de prostat kontrolu yaptiracaklar degil mi? Gitmisken bir de rutin kan tetkikleri ve bir akciger filmi cektirmekte yarar var...

HAYATI SEVMEK YETMEZ, SAHIP CIKMAK GEREK....


P.S: Sakin bana bu 3 kadindan biri olup olmadigimi sormayin lutfen...


P.S: Bugunku yaziya olaganustu bir Napoliten sarki eslik ediyor. "Ah benim hayatim" diyor...


P.S:sorularin cevaplari iki gune kadar geliyor, artik kendimizi ciddi bir sekilde toparlama zamani geldi, aciktik, kapaliydik derken ucu kacti herseyin...


Sirada Gurbuz ve Neriman Hemsire var, sizin onlara oneriniz var mi benden once, ya da yorumunuz merak ettim...

35 yorum:

Ilknur dedi ki...

Ne kadar dokundu yaziniz içime, tam da o fotograftaki gibi bir dostumu 4 yil once bugun kaybetmisken...Yazilariniz sadece beslenme konusunda degil yasam konusunda da tam yuregimden vuruyor beni. Evet, yasam neredeyse oradan yasamaya devam edecegim...Inancimin sarsildigi her an okuyabilmek icin bu yazi her an, her yerde benimle olacak. Tek kelimeyle harikasiniz, varolun!

Ilknur

Adsız dedi ki...

Yazınız çok anlamlıydı. Vazgeçmemek ve sahip çıkmak ne kadar önemli.. mercan

Esma dedi ki...

Çok güzel, hassas,insanın bakan gözlerinin daha iyi görmesini sağlayan bir yazı olmuş bir solukta okudum.Ne yapıyorsanız iyi yapıyorsunuz onun için sizi çok seviyorum.Hayat çabuk geçiyor geçerken de insana çok şeyler öğretiyor her yaşta .
Kendinize iyi bakın
Mutlu ve sağlıklı günler
Ankara'dan
Sevgiler
Esma

Adsız dedi ki...

Sevgili Mehtap,
ne diyeyim, harikasiniz her zamanki gibi. Allah bu olumlulugunuzu, sabrinizi, yasama bakis açinizi daim etsin, hep saglikli,mutlu olun. Haftalardir hergun girip girip bakiyorum blogunuza ama çok dogal olarak Turkiyedeki blogunuza giremeyen arkadaslari bekledigimiz için pek eskisi kadar sik yazilar gelmedi ama olsun ben gene de her sabah ilk is olarak "mevsimlerden roma" blogunu tiklamayi ihmal etmedim. insallah bundan sonra daha sik gorusuruz.
ama bu arada bos durmak olmazdi tabii. durumu hemen soyle bi ozetliyeyim. 1 ekim 2010- 30 ocak arasi desteginizle 11 kilo hafifleyerek,82'den 70,9 a indim ama baya bi takildim burda. hiç bisey kar etmedi kipirdatmaya 70,9'u. ben de esimi, arkadasimi onun esini hatta komsusunu da alip kuçuk bi sinif olusturdum. oldukmu size 5 kisilik kuçuk bi sinif. tabii en basa donduk. 3. haftamizi yeni bitirdik. tartildik ve ben 69'a indim.yani - 13 kilo. youppiiii!!!!dusunsenize 100 gr daha hafiflesem 68 li rakamlari gorecegim, ne buyuk mutluluk anlatamam. sinifin diger elemanlarini sorarsaniz onlarda istikrarli gidiyor merak etmeyin yaramazlik yaptiklarinda karsilarinda beni, motivasyon eksikliklerinde de yanlarinda beni buluyolar. bize ogrettiklerinizin hepsini onlara aktarmaya calisiyorum elimden geldigince. bazen kendimi, ilkokulda arkadaslarla sokakta ogretmencilik oynarken ogretmenimi taklit etmeye calistigim zamanlardaki gibi hissediyorum. iyiki girdin hayatimiza. eee nasil bos durmamisim dimi? neyse ben 4. haftamdan yoluma devam ediyorum kuçuk 5 kisilik sinifimzla. ama hergun senin kapini calip haberlerini de almayi ihmal etmiyorum, seni kocaman seviyorum, hosçakal , dostçakal Mehtap!
SULTAN/STRASBOURG

Adsız dedi ki...

merhabalar herkese yepyeni bir günden
Benim açımdan şimdiye kadar hep bir toparlanma zamanı oldu ama hiç toparlanamadım nedense bu birazda kararsızlığımdan ve ailemle birlikte yaşamaktan kaynaklanıyor alışma dönemindeyim bugün 2. gün güzel geçiyor.
bu sefer kararlıyım vermem gereken kiloları sağlıklı beslenerek vereceğim.
kilom 78.5 boyum 1.67 yaşım 22 ve düğünüme tam 3 ay var :)

kraker'm

Adsız dedi ki...

yazınzı saskınlıkla okudum. su anda sevgili kuzenimi bulan hastalık, derken eski bir arkadasımdan aldıgım benzer haber. hastalıklar bizi cepecevre sarmıs durumda. dr a gitmeye korkar olduk. bende de yumurtalıkta kist var ve ameliyatı erteliyorum. ustelik ilacla yok olmayan cinsten. gercek bir kist. ama korkuyorum. ya ameliyatta kotu bisey cıkarsa tum rahmi temizlerlerse. ya bir cocugum olsun daha istersem..
hele kuzenim o daha 21 yasında. beyinde tedavisi olmayan bir kitle var. gunden gune tum vucudunu ele geciriyor.
uzgunuz.
bense tum bunlar olurken gecen cuma basladıgım saglıklı beslenme programıma devam ediyorum. bozmadan, onume cıkan tuzaklara takılmadan. gayet iyi şimdilik hersey.
yasemin hanımın yazısında dediği gibi tadını bilmediğim ne var ki...simdiye kadar yediklerime sayıyorum.

Adsız dedi ki...

ah cok degerli ama anlaşılamayan sevgili mehtabım
rabbim saglık versin herşey güzel olur ve bunlar bize hep ders yazını aglayarak okudum hayat nekadarda zor sevgilerimle canım

Sibel dedi ki...

Merhabalar blogunuzun sessiz takipçilerindenim.32 yaşındayım,biri 26 diğeri, 9,5 aylık iki bebem var :)) 52 ile başladığım (3 yıllık evliyim ,eşimde çocuk dr) doğum serüvenimi doğumdan çıktıktan sonra 75 ile bitirdim.Sonra kendi çabalarımla bu sabah 59.200'ü gördüm bu sabah. Ama artık son kalan 7 kilom için yardımlarınıza ihtiyacım var...Bana da yardım edin lütfen.

O üç kadın :(( İyi günlerde görmüşler aynı zamanda şimdi kötü günlere gelmiş sıra anladığım kadarıyla ama bu zamanlar dediğim gibi sıralı. Mutlaka geçecek...

Selamlar...

mutlu exclusive design dedi ki...

sizinle ayni fikirdeyim. Olumsuz düşünceler bizlerin yaşadığı hastalıkların aynası aslında. Herkes hak ettiği değeri görmeli.. Ben de bunu öğrendiğim zaman 40 yaşımı geçmiştim. Aslında vücudumuzda görülen tüm rahatsızlıklarımız bizim düşünce yapımızla paralel. Onun için önce kendimizi sevmeli ve onaylamalıyız. Gerisi boş..

Adsız dedi ki...

Merhaba... yazinizi okuyunca daha once sordugum sorudan utandim.. basen eritmek icin tavsiyelerinizi sormustum.. ama hayatta daha onemli seyler de var.. Yazdikalriniz anladigim kadariyla gercek hayattan..Allah acil sifalar versin yada nebiliyim Iman ve Dayanma gucu mu versin desem.. nasilsa birsekilde olup ote dunyaya gidecez, Hayati ne guzel ozetlemissiniz..dun dayimin vefat ettigini ogrendim.(ellili yaslarda diyaliz hastasiydi)Bu hayyattaki geciciligimizi bizde zaman zaman hatirlasak ve sevdiklerimizin degerini daha iyi bilsek keske..

Nazan dedi ki...

Merhaba sevgili Mehtap,
Bende sessiz izleyicelerindendim.Fakat bu yazın o kadar bana hitap ettiki yorum yazmak ihtiyacı hissettim.Bende 40 yaşında insanlara hayır demeyi öğrendim.Kişilik olarak güçlü bir kişiliğim olduğunu söyler çevremdekiler.Sanırım o yüzden herkesin yükünü, nazını çekeceğimi düşündüler yıllarca.Nasıl olsa nazan güçlüydü.Her şeyin üstesinden gelebilirdi.Hemde kimseye bir şey belli etmeden.Ama artık roller değişti.Bende kendimin ve hayatımın kıymetini biliyorum artık.Sahip olduğum enerjimi eşime,çocuklarıma ve hakedenlere harcıyorum.Ve çok mutluyum:)40ımda farkettim tüm bunları ama olsun.Hiç bir şey için geç değil...
Sydneyden Sevgiler
Nazan

Betul-Ca dedi ki...

Tekrardan senden haber almak cok guzel:)
Allah tum hastalara acil sifa ve bu surecte de bol sabir versin ins. Ben gayet iyiyim, hem de son yillarda hic olmadigim kadar;) Umarim sen de cok iyiysindir...

Sevgiler,

Adsız dedi ki...

merhaba mehtap hanım üzüldüm yazdıklarınıza aynı zamanda kendi yaşadıklarımla karşılaştırdım bende o fotoğraftaki üç kadının yaşadıkları acıyı üzüntüyü yaşadım dört sene önce kolonoskopi sonucunu doktorum bana söylemediğinde anlamıştım kötü bir şey olduğunu eşimle görüşmek istediğinde ters giden birşeyler olduğunu keyfim kaçmış korkmuştum bir dizi ameliyat 24 kür kemoterapi çok yormuştu beni bitti çok şükür iyiyim şimdi elhamdulillah hayat devam ettikçe daha bir sıkı sarıldım yaşamaya hatta etrafımdakilerin sürekli sen hastasın iyi beslenmen lazım rejim yapamazsın demelerine bile aldırmadan sizin sayenizde sağlıklı beslenmeyi öğrendim 10 kilo da verdim siz bizim için sınıf açtınız ya gerçekten çok şeyler öğrendim sizden sağlıklı beslenmek ve yaşamakla ilgili karşımıza çıkan olumlu olaylar yerini bazen üzüntüye bırakabiliyor pes etmemeli yarınlara umutla bakmalı yaşadığımız her anda hayatı sevebilmek ve sahip çıkabilmek dileklerimle
İSTANBUL dan NİLGÜN

oyuncu dedi ki...

Sevgili Mehtap,

Hayatlarımıza sahip çıkmaktan başka yapabileceğimiz ne var ki gerçekten.

Kendinize iyi bakın lütfen.
Sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

Merhabalar Mehtap Hanim,

Yaziniz; kendi kendimden nefret ettigim PMS öncesi dönemlerimde sinir krizleri esliginde"Hayatimdan nefret ediyorum!" haykirislarimin ne kadar sacma, yersiz bir simariklik oldugu gercegini vurdu yüzüme!
"40 yasindan sonra ..." diye baslayan satirinizi okurken yüzümde bir tebessüm ...
Sitenizi takip ediyorum ama yorumlari pek eskisi kadar degil o yüzden Gürbüz Hanim'i tanimiyorum ama gecen yazidaki yorumunu okdudugumda bir iki sey carpmisti gözüme kendimce "Mehtap Beslenme Düzeni'ne uymayan" ve yazisinin sonunda 2Kg aldigini okudugumda "heeee!" demistim zaten kendimce!Sordugunuz icin söylemek isterim ki Gürbüz Hanim'in hatasi kahvaltida basliyor, ama bilmedigim nokta bize belirttigi sizin beslenme düzeniniz mi yoksa kendince beslenme düzeni mi ??Ögle yemeginde bence ya yogurdu (varsa yerine salata) cikarmali listeden ya da eti, aksam yemeginde ise etli sebze yemegi ve salatada kalmali isterse önden corba olabilir,sabah-ögle arasindaki ara ögünde meyve yaninda cikolata olmasin ve saat 16'daki tost olmasin bence??? Derim ben,Mehtap Beslenme Düzeni Liste 1 uygulayicisi ve önüme sunulan(Gürbüz'ün listesi) yemekleri bu listeye göre "Süzen" biri olarak!(Gürbüz'ü elestirmekten ziyade,sizden ögrendiklerimi sinamak amaciyla yaziyorum fikrimi hem sizin hem de Gürbüz'ün affina siginarak!"

PS: Ögünler arasi 3 Saat cok mu sizce Mehtap Hanim?

Sevgilerimle

DemetM.

Adsız dedi ki...

çok değerli mehtap hanım,
gerçekten siz benim çok değerli,çok kıymetlisiniz...
sahip çıkın başlıklı yazınızı ağlayarak okudum.
işyerimdeki arkadaşlarım ne oldu neden ağlıyorsun diye yanıma geldiler,benimle ilgilendiler sağolsunlar.
bense,
onunla çok paylaşımlarımız olan arkadaşımın neredeyse tüm vucudunu kaplayan kanser ile mücadelesinde 3.defa kriz geçirdiğini,artık hiç bir tedaviyi istemediğini,ne olacaksa olsun bir an önce dediğini,
tanıdığımız birinin 16 yaşındaki lise öğrencisi olan kızının kayıp olduğunu,2 haftadır bir haber bile alınmadığını, onlara anlatmayı hiç düşünmüyordum.
taa ki sizin yazılarınız beni ağlatana kadar...
belkide o kızı kendi kızımın yerine koyduğumdandır bu kadar üzülmem bilmiyorum.
hayata herşeye rağmen devam değilmi...
bu dünyanın geçici olduğunu bilmek,inanın içimi ferahlatıyor bazen.
sayfanızı açmadan önce bugün mehtap ne yazmış acaba diyorum,o günki ruh durumumla ilgili..
inanmıyacaksınız belki ama ,
yazılarınız benim durumu çok uygun oluyor..bu yüzden sizi çok seviyorum.
inşallah sizi sıkmamışımdır.
içimden geçenleri yazmak istedim.
siz ve aileniz,Allaha emanet olun..siz çook kıymetlisiniz bizler için...iyiki varsınız..
izmirden e.bayır...

Serap dedi ki...

İçim doldu okurken, kırk yaşınızdan sonra öğrendiklerinize, hayata bakışınıza, duruşunuza ve verdiğiniz mesajlara bayıldım yine. Yüreğinize sağlık...

çakmadeli dedi ki...

İnsanlar neden ölür gerçekten bilir misiniz?Tembellikten,inançsızlıktan ve hayatı yaşanmaya değer kılmayı becerememekten..demiş Bernard Shaw ben çok severim bu sözü:)

safiye önal dedi ki...

mrb yazınıza bayıldım çok anlamlı hayata dair fikriler varmeniz sizi seviyorum

GZNTPSEDA dedi ki...

yasiyorsam ancak, belki ikinci bir sansim olabilir hersey ama hersey icin...

ne güzel demişsin.

gerçekten de gerisi boş laf.

Ben bu güzel, hoş, bakımlı 3 kadının şu an hayata kaldıkları yerden ve keyfini eskisinden de çok çıkararak devam ettiklerini umuyorum.

Sevgiler,
Seda

Adsız dedi ki...

mehtap hanım ben miray .çook şükür size kavuştum .Ben sizin kadar güçlü bir kadın tanımadım .sizi takip etmeye başlayalı 3 ay oldu .ama 1 aydır sizden kopuk yaşıyorum .ve her gün defalarca bakıyorum yasak kalktımı diye sizin sayenizde yönlendirmenizlede aynı zamanda 4 kg verdim .şimdi devam edicem bilgisayarımın ayarlarını yaptırdım ve sırf sizin blogunuza bakabilmek için .şükür size kavuştuğuma ...iyiki varsınız ve hep hayatımın bir köşesinde olmanız dileği ile .SAĞLIKLI GÜNLER YAKANIZI HİİÇ BIRAKMASIN .

Hanife dedi ki...

Merhaba Mehtap Hanim,
2009'da baslattiginiz ilk beslenme listesine de mesaj yazistim, ama gecen Kasim ayinda da yeni bir grup baslamis.
Ben 1 haftadir 2009'da verdiginiz ilk 15 gunluk diyeti uyguluyorum.
Hala ona mi devam edeyim, yoksa yeni verdiginiz listeden
http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2010/11/10-24-kasim.html
bu linkte olan listeyi mi uygulayayim.
1.60 boy ve 57 kiloyum. Hedefim 4 belki 5 kilo kadar vermek. Bolgesel sorunum var daha cok. Yasadigim yerde havalar cok soguk ve 19 aylik bir bebegim var, yurume sansim cok yok, ama ev icinde spor yapiyorum ve merdivenlerdeyim surekli:)
Takipteyim sizi..
Sabriniz ve fedakarliginiz icin sagolun, saglicakla kalin..
Sevgiler,
Hanife

Adsız dedi ki...

merhaba mehtap hanim.bende evde avizeyi silerken kucuk bir kaza gecirdim. ayak bas parmagimin altini cam kesti alti yedi tane dikisle topallaya topallaya gezdim evde uc hafta oldu hala tam iyilesemedim bu durumda bir bucuk kilo almisim biraz moralim bozulmustu ama sizin yaziniz ilac gibi geldi.bende esime hastaneden gelirken insanin dunyayla olan baglantisi saniyelik bile degil anlikmis diyordum.banada ders oldu diyebilirim.bir ayak parmaginin alti kesilmeyle dersmi olunur demeyin cunku dusmustum. sehpanin uzerinde olan camlar kirildi simdi dusundugum zaman o camlar her yerimi kesebilirdi.dediginiz gibi hayatimiza sahip cikalim cunku yarinimizin garantisi yok,kendiniz hayatinizda ogrenip bizede ogrettikleriniz icin sagolun, sevgiyle kalin. ilkay

Adsız dedi ki...

Merhabalar,
Yazınız gerçekten çok anlamlıydı, umarım en kısa zamanda olabilecek en iyi şekliyle bütün sorunlar çözülür.
Bu arada ben 75 ten 74 e düştüm size verdiğim beslenme düzeniyle, sanırım diabet ve egzersiz birleşince biraz afalladı vücudum, ama göbeğim küçüldü bayağı zaten benim hedefimde karın çevresindeki yağlardı. Bu arada Demet Hanımın önerileri için çok teşekkür ederim. Bu beslenme düzeninin ne olduğunu sormuştu, ben 82 kilodan( önce blogu okuyarak sonra yeni açılan sınıfa kaydolarak) 73 kg'a kadar düştüm Mehtap'ın dietiyle, daha sonra hayatıma egzersizi ekledim ve egzersiz sonrası iştahım çok arttığı için yeme düzenim bu en son yazdığım halini aldı, bende nerde yanlış yapıyorum diye yazmıştım gruba, yoksa benim beslenme düzenimi örnek alın diye değil aman yanlış anlaşılmasın:) Herkese Kucak Dolusu Sevgiler
Mehtapcığım sana da ekstra bir kocaman buket papatya gönlümün bahçesinden...
Sevgiler
GURBUZ

beybii dedi ki...

cok garıp bende anlayamıyorum ama benı uzen,tansıyonumu fırlatan mutlu olmama tahammul edemeyen kım bılıyormusun annem..onun dısında zaten tırıs gelıp gıdıyor..ama annemın bu kadar at gozluklu olup hep etrafdakılerı onemseyıp cocuklarına 2.sınıf muamele yapmasına senelerce katlandım ama artık dayanamıyorum,cok sık gorusmuyorum..anne sonucta,bencıllık mı, sevgısızlık mı,cahıllık mı.. hepsı bır arada kendısınde..anlamaya calıstım cok,ama yok baktım ben gıdıyorum elden..o aynı kalsın..degısmıcek..ben uzaklasayım daha ıyı..
buyazıların,sen..
robotlasıp,monotonlasmısken gıdısat degnek mı denır, oklava mı:),boyle perılerın elındekı yıldızlı cubukdan dokundurup bı kendımıze getırıyorsun..canım perım benım..ıyıkı varsın.

Esma dedi ki...

Gürbüz beye sabah kahvaltıda yediği ekmeği koyu reklilerden yemesini ve yanında kahvaltılıkların her gün değiştirerek çeşitlendirerek tüketmesini,ara öğünde çikolata yerine daha tatlı myvelerden tüketmesini önerebilirim.Tatlı yemk istiyorsa kuru meyve bile olabilir.
İkinci ara öğünündeki tost yağsız olarak yenebilir bence
Öğlen ve akşam öğünün de ise yşeilliğe sebze ve salata alarak daha çok yer vermesini ve etini akşam öğününde bol yeşil salata ile yemesini önerebilirim.Yine tatlı yerine bir parça kuru meyve önerebilirim ilerleyen saatlerde (ben kuru incir yiyorum 1 bazen 2 adet, tatlıyı çok istiyorsam)
Siz ne dersiniz Sevgili Mehtap hanım
Sevgiler herkese
Esma

Unknown dedi ki...

kimler olduğunu sormıcam ablam ama acaba da içimden geçmedi değil çok kısa zaman önce o ince hastalıktan karaciğer cea babamı kaybetmiş biri olarak pek içim acıdı diyeceğim...umarım bir sorun yoktur sizin için.umut dolu hayatımız sevgiyel devam etsin sevgiler :))

nursel teniz dedi ki...

merhaba mehtap hanim bu yazi benim icimi cokk sizlatti bi akrtabamiz bu illetten vefat etti cok üzüldük ama ne yapalim elden bisey gelmiyor bu arada sizi tebrik ederim süper bir insansiniz LÜTFEEEN BANA YARDIMCI OLURMUSUNUZ ben 29 yasinda evli iki kiz cocugu annesiyim ve malesef 5 yildan bu yana seker hastasiyim ,janumet 1000 ml tablet kullaniyorum ve 93 kiloyum denemedigim zayiflama yöntemi kalmadi hep kilo verip aliyorum artik adim atamiyorum nefes darligi asiri yorgunluk hissediyorum blogunuzu yazdiklarinizi okudum ama nerden baslayacagimi anlayamadim bana öneriniz nedir hangi diyet programini uygulayabilirim lütfennnnnn bana dönermisiniz yardimci olurmusunuz yavrularim icin saglikli bir anne olmak istiyorum simdiden tesekkür ederim sevgilerimle nursel.sinem-2003@hotmail.de

Adsız dedi ki...

Merhabalar mehtap,

Ben 3.5 yasinda bir oglan annesiyim, 30 yasindayim artik ve tum gun oturarak calisiyorum tek hareketim ilerdeki odadan bisey almak ayda yilda bir. Dogum oncesi kilom 50 iken, hamilelikte doguma 63 kilo ile girdim, oglum dogdu 40 gunde 54 kiloydum yine ama noldu bilmiyorum son 1 yilda feci kilo aldim ve su an 63 kiloyum!! Boyum 1.65 ama bacaklarim kalcan tun vucudum kalinlati :( bunalima girdim kendime yardim edemiyorum, bana yardim edermisin? Hedefim 50 kilo olmak ama bana baslangic icin yardim et rica ediyorum. Tesekkurler!!!

Adsız dedi ki...

siz çok güzel bir insansınız...
sevgiler ve teşekkürler
ROMAAŞIĞI

Neriman hemşire dedi ki...

Her zamanki gibi çok dokunaklı biz yazı.Düşünmeden edemiyor insan,ben olsaydım ne yapardım? diye.
Artık hepimizin çok aşina olduğu bir fotoğraf aslında.Bazılarımız orada kendimizi görür,bazılarımız sevdiklerimizi,bazılarımız ise maalesef kaybettiklerimizi,bazılarımız ise henüz çok yakınlarını değilse de çok da uzak olmayanları.
Yaradan aslında bizi çok mükemmel yaratmış,ama biz nelere sahip olduğumuzu ve neler yapabileceğimizi henüz tam oğrenmiş değiliz.
İnsanoğlu özünde mücadeleci ve savaşçı ruhludur.Hayatta kalabilmek için elinden geleni yapmaya programlanmış.Çevremizde ve dünyada bunun sayısız örnekleri var,ama önemli olan bizim o içimizdeki savaşçıyı ortaya çıkarabilmek.her zorluğa her engele rağmen hayata sıkı sıkı tutunmak,bize verilen hayat hakkını sonuna kadar kullanabilmek.Dilerim ihtiyacı olan herkes içindeki o savaşçıyı bulabilsin.
Bizlere burada sadece sadece zayıflamayı değil hayatın gerçek anlamını da öğreten ve hatırlatan Mehtap hanıma sonsuz teşekkürler.
Bu arada arkadaşlar,yapılan yorumlardan ve çevremdeki olup bitenlerden de gördüğüm kadarıyla herhalde 40 yaş çoğumuz için bir dönüm yaşı,şöyle bir silkelenip kendimize daha çok değer vermeyi öğrendiğimiz bir yaş.

Herkese sağlıklı günler
Neriman

Adsız dedi ki...

Sevgili Mehtap,

Annem gelmişti Ankara'dan. Epeydir birikmiş kiloları, ağır bir depresyon sonrası kullanmak zorunda kaldığı ilaçların etkisiyle engel olamadığı iştahı, kiloların dizindeki proteze yaptığı baskı, öte tarafdan gizli şekeri vsvsvs. Bastım tek tek programları ve yazılarını verdim eline. Başlayış o başlayış:) Ankara'ya geri döndü ama devam ediyor. İlk defa tartıldı ve 5 haftada 4 kg vermiş. Çok mutlu çookkk. 66 yaşından sonra bilgisayar kullanmayı öğreniyor bu aralar:) Belli mi olur istediği kiloya ulaştıktan sonra o da hikayesini yazar belki.
Sevgiler,
MehtapM

Adsız dedi ki...

seni okumayi cok seviyorum, sanki ben dusunmus sen yazmissin, sevgiler .modemrym.blogspot.com

bir güzel çift dedi ki...

ne kadar güzel bir blog ve ne kadar hoş yazılar...geç buldum bu sayfayı ama olsun buldum ya :) takipteyim,selam ile...

Unknown dedi ki...

Sevgili Mehtap,
Blogun açıkldığını yeni farkettim ben ve de çok sevindim... benim diyet kaçtı, en başından mı başlamalı? kaldığım yerden devam mı etmeli? TUS a az kaldı sporlar saldı:( yuruyuş mu yoksa plates+yuruyuş mu sizce etkili olur sure esit olduğu taktirde?...