Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

3 Haziran 2010 Perşembe

YASAMAYA DAIR (1)

Yaşamak şakaya gelmez,
.
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın


bir sincap gibi mesela,


yani, yaşamanın dışında ve ötesinde
.

hiçbir şey beklemeden,


yani bütün işin gücün yaşamak olacak.


.


Yaşamayı ciddiye alacaksın,


yani o derecede,


öylesine ki, mesela, kolların bağlı arkadan,


sırtın duvarda,


yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleğinle bir laboratuarda insanlar için ölebileceksin,


hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,


hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,


hem de en güzel en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde.



.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,


yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,


hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,


ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,


yaşamak yanı ağır bastığından.





Nazim Hikmet , 1947

19 yorum:

dobruca dedi ki...

Merhabalar Mehtap Hanım
Çok sevdiğim Nazım Hikmet'in çok sevdiğim dizelerini okumak bana sizi çağrıştırdı. Azimli, çalışkan, dürüst, içten.
Ne kadar sizin tarzınıza uyuyor bu dizeler ve neçok sizi anlatıyor.
Sağlıkla sevgiyle kalın

Selhan dedi ki...

Mehtap:

Bundan sonraki iki yazinin ne olacagini biliyorum :-)

Haziranda olmek zor!

Sevgiyle,

Selhan

mine dedi ki...

iliklerine kadar duyumsar insan fazlaca söze gereksinmeden ...
bu şiir de öyle

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Sevgili Mehtap,
Bu sene, Haziran'ın yağışlı başlamasından mı, Mavi Marmara'da ölenlerden mi, bilemedim ya, blog arkadaşlarımdan ne çok Nazım Hikmet'i anan var.
Böylece, sevdiğimiz nazım şiirlerini tek tek anımsıyoruz, ne iyi!
Teşekkürler. :))

beenmaya dedi ki...

Annelerin ninnilerinden,
spikerin okuduğu habere kadar,
yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
anlamak, sevgilim, o, müthiş bir bahtiyarlık
anlamak gideni ve gelmekte olanı.

NAZIM HİKMET RAN

Adsız dedi ki...

Mehtap hanım merhaba,
Blogunuzu tesadüfen gördük. Diyet üzerine başarı öyküleri çok dikkatimizi çekti. Bir grup arkadaş olarak sormak istiyoruz yeni kayıt almaya ne zaman başlayacaksınız?
Sevgilerimizle.
Derya
E-mail: deren82@hotmail.com

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Dobruca, Galiba bu siirinin icinde herbirimize ait birseyler bulmak mumkun... Benimle ilgili guzel dusunceleriniz icin cok tesekkur ederim, "karsindakini nasil bilirsin hesabi.." olarak okudum.. siz de sevgiyle ve saglikla kalin...

Selhan'cigim, Haziran'da olmek zor icimi kanatir benim... Sairinin yasami da... Kimbilir bundan sonraki siir nerede duser aklima... Kimi hatirlatir... Beenmaya'nin yolladigi siiri okudun mu?

Sevgili Mine, nasil kolaycacik soylenivermis gibi degil mi? Hayat var arkasinda da ondan, herseye ragmen hayat...

Sevgili Ekmekcikiz, bugunku yazinla sen de bana cok ozel seyler hatirlattin... Mayis'i kotu kapattik... Yagmur yagmaya devam ediyor... Benim sacim, basim, aklim, kalbim siir dolu bugunlerde...

Sevgili Beenmaya,
sen oylesin iste... Ister kendin yaz, ister baskasindan sec, vurursun iste boyle insani...

Adsız dedi ki...

Adsız "YASAMAYA DAIR (1)" kaydınıza yeni bir yorum yaptı:

Mehtap hanım merhaba,
Blogunuzu tesadüfen gördük. Diyet üzerine başarı öyküleri çok dikkatimizi çekti. Bir grup arkadaş olarak sormak istiyoruz yeni kayıt almaya ne zaman başlayacaksınız?
Sevgilerimizle.

Derya

Sevgili Derya, mail adresinizi yayinlamamk icin, bana yolladiginiz mesaji adsiz olarak koyuyorum. Yeni sinif acma ihtimalim hic yok su aralar. Siz bir grup oldugunuza gore, zaten bir sinifsiniz demektir bu... Karar verin ve baslayin. Bizler hep buralardayiz nasilsa...
Sevgiler

Adsız dedi ki...

Mehtap Hanım,
blogunuzun sağ tarafında 6 haftalık bir diyet programı görünüyor. Bu programı grubumuzdaki herkes yaş, kilo vb. ayrım gözetmeksizin uygulayabilir mi?
grubumuzda vejeteryan olanlarda var. et tavuk balık yerine önerebileceğiniz besinler var mıdır?
teşekkürler...

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Sevgili Mehtap ,
İspanyol blog arkadaşın verdiği
şiiri paylaşmak istedim.Sevgiyle..
(bloğuma İspanyolca verilen beni
duygulandıran.)

ELLERİNİZE VE YALANA DAİR

Bütün taşlar gibi vekarlı,
hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli,
bütün yük hayvanları gibi battal, ağır
ve aç çocukların dargın yüzlerine benziyen elleriniz.

Arılar gibi hünerli, hafif,
sütlü memeler gibi yüklü,
tabiat gibi cesur
ve dost yumuşaklıklarını haşin derilerinin altında gizliyen elleriniz.

Bu dünya öküzün boynuzunda değil,
bu dünya ellerinizin üstünde duruyor.

Ve insanlar, ah, benim insanlarım,
yalanla besliyorlar sizi,
halbuki açsınız,
etle, ekmekle beslenmeğe muhtaçsınız.
Ve beyaz bir sofrada bir kere bile yemek yemeden doyasıya,
göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan.

İnsanlar, ah, benim insanlarım,
hele Asya'dakiler, Afrika'dakiler,
Yakın Doğu, Orta Doğu, Pasifik adaları
ve benim memleketlilerim,
yani bütün insanların yüzde yetmişinden çoğu,
elleriniz gibi ihtiyar ve dalgınsınız,
elleriniz gibi meraklı, hayran ve gençsiniz.

İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
Avrupalım, Amerikalım benim,
uyanık, atak ve unutkansın ellerin gibi,
ellerin gibi tez kandırılır,
kolay atlatılırsın...

İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
antenler yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa rotatifler,
kitaplar yalan söylüyorsa,
duvarda afiş, sütunda ilan yalan söylüyorsa,
beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak baldırları kızların,
dua yalan söylüyorsa,
ninni yalan söylüyorsa,
rüya yalan söylüyorsa,
meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerinde ayışığı,
söz yalan söylüyorsa,
renk yalan söylüyorsa,
ses yalan söylüyorsa,
ellerinizden geçinen
ve ellerinizden başka her şey
herkes yalan söylüyorsa,
elleriniz balçık gibi itaatli,
elleriniz karanlık gibi kör,
elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,
elleriniz isyan etmesin diyedir.
Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız
bu ölümlü, bu yaşanası dünyada
bu bezirgân saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir.

Nazım Hikmet RAN [1949]

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Jivago, siir cok guzel, cok humanist, cok anlamli... Bilmedigim bir siirdi.. Paylastiginiz icin cok tesekkurler...

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili adsiz, blogda yayinlanan 6 haftalik program bir zayiflama programi degil, dogru beslenme ornegidir, bu arada ufak tefek degisikliklerle kendimizi kontrol altina almayi, bazi besinleri kisa surelerle uzaklastirmayi da ogreniriz. Ve dogal olarak kilo veririz..
Vejeteryan arkadaslarim benden umutlarini coktan kestiler... Henuz boyle bir program hazirlayacak firsatim olmadi...
Bu beslenme ornegi miktarlari degistirmek kosuluyla hemen hemen herkese uyar. Tabii ki 10 yasindaki bir cocukla, 30 yasindaki genc bir kadin, ya da 65 yasindaki bir erkek ayni seyleri yerler ama ayni miktarlarda yemezler... Once saglik yazilarini dikkatle okursaniz, bircok sorunun cevabini bulursunuz...

Filiz dedi ki...

Kardeşlerim!
Avrupalım,Asyalım,Amerikalım,
Ben bu Mayıs ayında
Ne hapisteyim, ne açlık grevinde
Yatıyorum çimenin üstünde geceleyin
Gözleriniz yıldızlar gibi başucumda
Ve elleriniz bir tek el gibiavucumda.

Celile Hanım'a oğlu Nazım Hikmet'in verdiği"Bir Açlık Grevinin Beşinci Gününde" adlı şiirin bir bölümüdür.

etki alanı dedi ki...

Merhaba Mehtap hanım..

Bu dizeler muhteşem,ama fotoğrafa bittim...
(-_-)
TüTü

Adsız dedi ki...

Selam,
her gun sitenize bakiyorum yeni biseyler var mi diye. Sizi kenardan izliyorum:)Butun arşiv yazilarinizi tek tek okudum. Her gun zayiflamaya karar verdim ama evlendikden sonra tam 10 kilo aldim 70 oldum (yasim 26) ((((.Simdi atamiyorum.yardim edin lutfen(((((
Azeri oldugum icin yazimda hatalar ola bilir kusura bakmayin.
Onceden tesekkurler.

CherrybLossomgirL dedi ki...

bu şiiri okuyunca hep dalıp giderim , ve yine aynısı oldu ... teşekkürler

gamze ilerchi dedi ki...

sevgili doktorcuğum,şiir de o biranda çıkıvermiş gibi söylenmiş gibi durmasına rağmen içinde bir ömür barındıran,felsefesi derin olan şiirlerden biri nasıl da güzel yakışmış sayfana...bu arada babam bu yıl 78 yaşına girdi ve mart ayında yeni zeytin fidanı ekiyordu bahçesindeki diğer zeytinlerin yanına..."daha yolum uzun,bizim sülale 100'ü görmeden gitmez diyerek kendine telkinde bulunuyordu dikerken de...hep birlikte,tüm sevdiklerimizle sağlıklı uzun ömürler diliyorum.

Adsız dedi ki...

Merhaba Mehtap,
İş yerimde molalarımda ve fırsat buldukça gelip okuyorum yazılarını. Ve diğer bütün bloglar yasaklıyken açabilmek bloğunu, gizli bir sevinç veriyor içime. Yaramazlık yapan çocuklar gibiyim...Harika:)

Tijen dedi ki...

Geçenlerde tatlı bir Portekizli kadına bu şiiri okumak istedim. Dedi ki bana Türkçe bir şiir oku. Nazım Hikmet'ten başkasını düşünemezdim. Ona Boston'da yüksek lisans eğitimi alırken bir dersimizde sınıfa bir sunu yapmamız istendiğinde bu şiirin İngilizcesini okumuştum. Çevirisini bile okurken, tüylerim diken diken olmuştu...
Evet ciddiye almak lazım yaşamı.
Ben de bu yüzden bu diyardan gitmek istiyorum ya.
Hem de yüreğimin taaa derin yerinde.
İnsana dayanamıyorum çünkü.
İnsanlara.
Kötülük yapan insanlara.