Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

7 Mart 2010 Pazar

HERHANGI BIR GUN...


Sabah kahvaltisi icin babannenin sevdigi bardayiz… Babanne bu bari sadece cesit cesit corekleri, kekleri, sicilya tatlilari, balli kaymakli croissantlari icin degil, karsisindaki cimenlik alanda Federico oynasin diye de istiyor…
.
Kahvelerimizi yudumlarken Federico’nun sinif arkadaslarindan birinin babasi yanimiza geliyor, Antonio ile sohbete daliyorlar... Bir ara bana dogru donup, eliyle kurabiye, kek dolu tabagi gosterip, “bunlari yemeyi hak etmek icin gunde kac saat spor yapiyorsun bakalim, itiraf et?” diyor... “Hic saat” diyorum gulerek... “Kek, kurabiye sevmem pek, hayatimda hic de spor yapmisligim yoktur”... “Hadi yaaaaaaa, hic inanmam, cok formdasin” diyor... Gulumsuyorum...
.

“Ben spi.... yazildim gelsene bizimle, Diego’nun annesi, Sara’nin babasi da geliyor, cok egleniyoruz” diyor... “Yok diyorum, ben toplu yapilan hicbirseye uygun degilim”... “Gel birtek ders yap, prova olsun, dur ben arayayim Giuseppe’yi hemen” diyor, ariyor, konusuyor, “bu aksam saat 6.30’da bekliyor seni, yarim saat prova, saat 7’de bizimle birlikte derstesin” diyor, “dur hop nereye geliyorum, neymis bu spi.... sporu” diyecegim, “gorusuruz gorusuruz cok egleneceksin” deyip gidiyor... “Bu neydi boyle simdi diyorum Antonio’ya”... “Ne bileyim, ben de anlamadim, git bir bak belki hosuna gider” diyor...
.

Butun gun aklima bile gelmiyor bu konu... Bu spi... neymis diye merak bile etmiyorum.. Sonra aksamuzeri pacalarim tutusuyor... Benim giyecek spor kiyafetim yok, ayakkabim var mi, bu spor neyin nesi onu bile anlamadim diyorum... Aklimda bir tarihlerde arkadaslarimin armagani bir spor pantolonu geliyor, uzerine beyaz bir t-shirt bulunuyor, Federico’dan yalvar yakar yesil, kapsonlu, montumsu birsey odunc aliniyor, annemin bir tarihlerde aldigi yesil papatyali coraplar nihayet cekmeceden cikartiliyor, saclara alelacele bir toka takiliyor, hayati spor salonlarinda gecen bir kiz arkadas araniyor, “spi... birsey adi, bu spor ne acaba ?” diye soruluyor...
Neymis, “tekme atiyorsun, gucunu kontrol ediyorsun, denge sagliyorsun” mus... “Yok daha neler” diyorum...
.

Ben ?
Bu saatten sonra?
Git Allahaskina...! diyorum...
Sonra sadece soz verdigim icin gitmeye karar veriyorum... Canta bile hazirlamiyorum, bir havlu, bir sise su atiyorum arabaya yola cikiyorum... Dusunuyorum...
Ben?
Bu saatten sonra, tekme atip ic ve dis dengemi saglayacagim oyle mi?
.
Hayal kuruyorum... Basimin ustundeki gri bulutlara bir tekme savuruyorum, binlerce piril piril kristale donusup dagiliyorlar... Birikip hayatimi daraltan yarim kalmis herseye bir tekme savuruyorum, cocuklugumun misketlerine donusup, ortaya saciliyorlar... Bir tekme korkulara, bir tekme kaygilara... Yukseliyorum, ucuyorum, savuruyorum...
.

Trafik cok karmasik bir durumda... Cd’deki sarkiya takiliyorum bir ara... Cok aglamakli bir kadin soyluyor sarkiyi... Tam hatirlamiyorum sozlerini ama,
Bir aksamustu Istanbul’u seyredelim
Bizi sararken aksamin huznu
Maziyi yad edelim diyor...

Aci dolu bir sarki...

Istersen askin olurum...
Istersen gizli kalirim...
Istersen yillar yakarim diyor ...

Evin yakinindaki spor merkezine ulasiyorum... Ne isim var benim burda aksam aksam diye soylene soylene basvuru burosuna yuruyorum... “Ben tekme ile ilgili bir spor icin gelmistim deneme dersim var” diyorum... Michellin’n sembolu gibi bogum bogum vucutlu bir adami isaret ediyorlar, gidiyorum, merhaba benim sizinle deneme dersim var diyorum, icimden kendimi bir yil sonra boyle bogum bogum hayal ediyorum...Ne isim var benim burada diye sormayi surduyorum icimden...

Michelin’in benden hic haberi yok... “Ben deneme dersi hic yapmam” diyor, “iyi bari, ben gideyim o zaman” diyorum... Tam o sirada, bir Yunan heykeli giriyor iceriye... “Marco, bana deneme icin bir doktor bayan gelecek, sen salonu goster ben geliyorum hemen” diyor... “Siz tekme atmayi mi ogretiyorsunuz?” diyorum yunan heykeline, “hayir ben spi.... ogretiyorum” diyor... “Hah iste ben de o spi... yi ariyordum, benim icin Carlo randevu almisti” diyorum... “Iyi de spi.... tekme atilarak yapilmaz ki..” diyor... Ellerimi birbirine vurup, “olsun, cok iyi yumruk ta cakarim” diyorum... Kararliyim, bir cakacagim, bulutlari, korkulari, tasalari, birikmis islerin agirligini dagitacagim...

Gulumsuyor, gel bakalim diyor... Pesinden yuruyorum...
Oyle bir vuracagim ki, artik neye vurulacaksa, dunyayi dagitacagim...

Bisikletlerle dolu bir odaya giriyoruz... Etrafima bakiyorum, duvara kafa filan atmayacagiz insallah diyorum icimden...
.
Yunan heykeli, lacivert beresini cikartiyor, dupeduz kel ama olsun o kadarcik kusur, Yunan heykellerinde de bulunur diyorum icimden ve gobeklerini, kilolarini, yaslarini hicbirseyi kendilerine engel gormemeyi basaran erkeklerin sacsizligi bile cool bir goruntu, hatta karizma haline getirmis olmalari nedeniyle karsilarinda bir kez daha saygiyla egiliyor, dizlerinin arkasindaki cukurda bile selulit bulabilen ve bu yuzden depresyonlara giren hemcinslerime uzuluyorum...

Yunan heykeli, “sen doktorsun aslinda ama yine de aciklayayim” diyip kalp hakkinda, dolasim sistemi hakkinda bir suru soru sorup, ic bayici aciklamalar yapiyor, sonra beni bir bisikletin yanina cagirip, belimin hizasina bakarak seleyi ayarliyor, gidonu egip bukuyor, hadi bakalim diyor...
Ne hadisi, bisiklete mi vuracagim yani diye dusunuyorum ama soylemiyorum...

“Ben buraya ne sporu yapmaya geldim?” diyorum...
Spi... diyor...
“O da ne ?, yavas yavas soyle” diyorum...
S-p-i-n-n-i-n-g diyor...
Eeeeeeeee... diyorum,
İste pedal cevireceksin, yokus yukari, yokus asagi, duz zeminde, tasta , kumda...


“Hadi ya !... Ben gidiyorum, bu muydu yani ?”diyorum...
“Hadi cik seleye, dene” diyor...
Bu cok nazik bir Yunan heykeli, ustelik adimi 15 senede dogru soyleyen 2. insan... Sirf onun hatirina bisiklete de binilir diyorum... Zaten pedal cevirmekte ne var ki....?
Yazik oldu benim tekmelere...

Salon yavas yavas doluyor... Muzik basliyor, onceleri tuy gibi olan pedallar agirlasiyor, bisiklet kursuna donuyor, aynadaki yuzum perisan, elimle yeter diyorum, o bana sakin durma, bizim yaptiklarimizi yapma ama sakin durma diyor...

O kadar yoruluyorum ki, dusup yere yapisacagim kaldiramiyacaklar... Ne tarafa dussem diye sagima soluma bakiyorum, “Mehtap basini kaldir karsiya bak” diye emir geliyor yuksek makamdan, cunku o yuksek bir kursudeki bisiklete biniyor arada gelip benim nabzimi kontrol ediyor, su ic diye ikaz ediyor...


Perisanim... Soyledigi hicbir seyi anlamiyorum.. Yanimdaki cocuk, benim bisikletimin ustundeki kollari, dugmeleri cevirip duruyor, anladigim tek sey, Yunan heykeli HEP HEP deyince seleden kalkip ayakta pedal ceviriyorsun, bir daha HEP diyor oturuyorsun... HOP demiyor, YEP demiyor, anlamsiz bir sekilde HEP HEP diyor... “Hepi yuttum ben zaten, gelin kurtarin beni” diyorum, kendi kendimi gulduruyorum....

Ders bitiyor, bisikletin uzerinden inmeye bile halim yok... “Birakin beni ben burada uyuyacagim” diyorum... Guluyor herkes...

Sali gunu gorusuruz diyorlar, “hic oyle bir niyetim yok” diyorum... “Lutfen” diyor Yunan heykeli, “dusunurum tamam” diyorum, “bekliyorum” diyor yunan heykeli, “iyi bari ayni bisikleti ayir bana” diyorum....
Donuste hala ayni sarki var CD’de..

Istersen askin olurum...
Istersen gizli kalirim..
Istersen yillar yakarim...

Yok yaaa diyorum, kadindaki bu, kilimin olayim, uzerime bas gec halleri sinirime dokunuyor.. Cd’yi cekip cikartiyorum steriodan...

Ben istersem askim olursun...
Ben istersem gizli kalirsin
Ben istersem yillar yakarsin diyorum... O kadar...

Yarin kadinlar gunu... Dunyada hala kadinlara esit haklar vermeyen onca ulke, kiz cocuklarina eziyet eden kulturler, kendini erkeklerle ayni seviyede gormemeye direnen yarim akillar varken, buyuk bir mucadelenin, kayiplarin, cekilmis buyuk acilarin sonunda kazanilmis haklarin gununu, yemege cikalim, bana parfum al, mimoza kopart getire ceviren yuzeysel kulturun karsisinda, bari askta esitlik olsun istiyorum... Kimse kimsenin ayaginin altina bu kadar serilmesin, bari askin basi dik olsun istiyorum...
Hic buyuk ve olaganustu kavgalarin, mucadelelerin ya da basarilarin kadini olmasam da, tarihin yazacagi hicbirsey yapmamis olsamda, sadece oldugum ve hic kimseden daha az olmadigim icin, calisan, ureten, emeginin karsiligini almak icin mucadelesini vermis, herkes icin esitlik isteyen calisan bir kadin, bir anne, bir sevgili-es oldugum icin 8 marti kutluyorum... Mimozalari gozlerimle oksayarak veriyorum kendime armaganimi...


Sizlere de...



Son aylarda yazdigim herseye aglayanlar, eger bu yazida da sizi huzunlendirecek birsey bulduysaniz, siz de bir S-P-I-N-N-I-N-G kursuna yazilin...
Insanin basinda dagilmamis bulut kalmiyor, ustelik zihniniz de aciliyor soylemedi demeyin...



7 Mart 2010'Roma

28 yorum:

Ayse dedi ki...

Bir harikasiniz Mehtap Hanim. Ne guzel ne sicak bir anlatimdir bu. Calismaya ara verip Boston'un Charles Nehri'ne karsi kahvemi yudumlarken bu satirlari okuyabildigim, sizi "kesfettigim" icin mutlu sayiyorum kendimi.

Selhan dedi ki...

Her zamanki gibi zevkle, bir solukta okudum yazini... Ellerine saglik...

Hepimizin Kadinlar Gunu kutlu olsun!

Sevgiyle kalin,
Selhan

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

oooo hemde SPİNİNGGGGG !!!
:)))))))))))))))))))))))
:)))))))))))))))))))))))))
VALLA NE YAZSAN HAKLISIN )))))))
*****
kadınlar günümüz kutlu olsun
sevgilerimle.....

mutfakcini dedi ki...

Yüreğinize sağlık,keyifle okudum yazınızı.Gönül ister ki....kendimiz çalıp ,kendimiz söyleyip ,kendimiz dinlemek zorunda kalmayalım...TÜM KADINLARIN GÜNÜ KUTLU OLSUN..

SPİNİNGGGGG tavsiyesi kafama takıldı aslında :)

Filiz dedi ki...

8 mart dünya emekçi kadınlar gününün bu yıl 100. yılı.ülkemizde yeniden mücadele etme, hak arama, vazgeçmemeyi bize hatırlatan tekel işçisi kadınlarımızın ,hepimizin 8 martı kutlu olsun.

berrin dedi ki...

mehtap sağol
sabah sabah çok güldürdün beni
spinning iyidir
ama
uzakdoğu sporlarınıda denemeni öneririm(yıllarca taekwondo yaptımış biri olarak) felsefe ve tekme atmayı birlikte öğretiyorlar

Leylak Dalı dedi ki...

Sevgili Mehtap,
Kutlamanıza anlam katan güzel sözleriniz beni duygulandırdı. Gerçekten hayatta en mutlu olduğum anlardan biri bir bankada arkamdan koşan müşteri temsilcisinin "Hocam, sizin yüreklendirmenizle üniversiteye gittim ve şimdi bu görevdeyim" demesiydi. Keşke bütün öğrencilerime bu şekilde katkıda bulunabilseydim.
Ben de sizin Kadınlar Günü'nüzü sağlığına, huzuruna katkıda bulunduğunuz tüm kadınlar adına kutluyor, sevgiler yolluyorum...

Zamandan Sızan dedi ki...

Mehtap ender sevdiğim müziğin çoşkusuyla hepten kendimden geçtiğim bir spor bu spining..Ama benim belim, bela belim anında sinyal veriyor bu tempoyu kaldıramzsın sen diye..Nitekim hız ayarları ve seleden kalkmadan hep oturarak yap deselerde ben müziğin çoşkusuyla her seferinde kendimden geçiyorum..
Niyette tekmek atmak varsa her biçimde atılıyor ;)
Örnek bir kadın olduğundan ve sana bayıldığımdan şahane anneliğinle gurur duyduğum senin keyifle mutlulukla gününü kutlarım..

MAVİ TUTKU dedi ki...

Dünya Kadınlar Gününüzü kutluyorum. Yarınların herkes için ve kadınlar için daha güzel olmasını diliyorum.

hay sana ne dedi ki...

haftada 3 gün gidiyorum ben :))
giden kilolar, artan performans bir yana
pamuk gibi yapıyor insanı
ne gam ne kasavet
ama dizlere dikkat...

Güngör Ekinci Saglik dedi ki...

cSüper yazmışsın yine.
Seninde kadınlar günün kutlu olsun.
sevgiler.

Delfina ; dedi ki...

o bisikleti biliyorum bennn,5 dk dan sonra yapamıyordum bırakıyordum.yine mi gideceksin mehtapcım :) süpersin yaa,hem formdasın övgüleri al hem de azmet spora git....

kadınlık budur işte,her an ışık dolu...

kutlu olsun,mutlu olsun hepimize...

Lighter-N dedi ki...

Merhaba! Ben yaklaşık 4 aydır haftada 1-2 gün spinning yapiyorum...evet başlarda mahfoldum, dersten sonra 2 gün yürüyemedim...ama şimdi bağımlı oldum resmen...bir seansta deli gibi ter-toksin ve negatif enerji atıyorsunuz, sadece pedal çevirmek yetmiyor, kulağınız olmalı, ritme uyabilmeli, sınıfla birlikte aynı anda aynı bacakla pedal çevirebilmeli ve kol hareketlerini de bisikletten düşmeden yapabilmelisiniz....1 saatte 400-600 kcal yakılıyor olması da cabası:))))Bi de bizim spor salonunda ışıkları kapatıp disko ışıklarını açıyorlar iyi mi?:) aynı anda senkronize yapılan hareketlerle dans şova benziyor spinning dersi.....:)

beenmaya dedi ki...

her şeye rağmen
kutlu olsun
bu günümüz...
her günümüz...

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Ayse, hosgeldiniz.. Ben de siz burada oldugunuz icin mutluyum...

Sevgili Selhan, cok tesekkurler guzel sozlerin icin...

Sevgili NuNu, yazacagim tek kelime "perisanim" olacak... Kedinin olumu meraktanmis... Nasil olup ta boyle bir tongaya bastim ben de bilmiyorum...

Sevgili Ebruli, ben simdilik tavsiye etmesem daha iyi olur gibime geliyor... Sirtimin, belimin, kollarimin agrisi daha 48 saat gecmeden basladi.. yarin iyice tutulacagim muhtemelen... Sonra konusalim bu spinning konusunu bence...

Sevgili Filiz, sizinde kutlu olsun gununuz... Bana mailinizi birakin lutfen, tabii ki yayinlamiyacagim... Yaziya yollamak istediginiz fotograflar icin gerekli..

Berrin'cigim, hayatta yaptigi tek spor, seninle cikilmis uzun gol yuruyus-tirmanisi olan bir kadina tabii ki gulunur... Gul, sen de gul... Ben hepi yutmusum zaten...
Bu arada tekmeler savurmak istiyorum, felsefe ogrenmeden yapsam olmaz mi? Dovecek cok sey birikti sirada...

Sevgili LeylakDali, cok onemli, cok hassas, cok etkili bir meslektir ogretmenlik... Yazdiklarimda samimiydim..

Kiymet'cigim, son konusmamizda soylemistim ya, dunya mi uzerime geliyor ben mi ters yondeyim diye... Bakalim bu spor ne kadar zihnimi acacak, dayanabilirsem tabii... Ben de bana yazdiklarinin aynisini senin icin dusundugum icin, akilli, guzel ve cesur bir kadin, gercek bir arkadas, cok sevgili bir anne, hicbiri olmasa salt duyarli bir kadin oldugun icin seni kutluyorum...

Sevgili Onuncu Koyun Adami, dunya kadinlar icin daha guzel bir yer oldugunda erkekler icin de daha guzel olacak...

Sevgili Seden, haftada 3 gun oyle mi? Kutlarim... Ben kelimenin tam anlamiyla perisan oldum... Sonlara dogru selenin uzerinde duramiyacak haldeyim.. Inanin hem cok komik hem de cok acikliydi bence halim... Ustelik uzulme 6 haftada artik bize uyum saglarsin dedi bizim yunan heykeli... 6 hafta... 6 saat, 6 gun filan degil...

Sevgili Gungor, bu da boyle bir 8 mart yazisi iste.. Cunku her kadin kahraman degil, hepsinin cok buyuk cok onemli hikayeleri yok... Ben de siradan bir kadinim ama bilincli bir insanim... Onun icin siradan bir oykuyle kutlamak istedim kendimizi...

Sevgili Delfina'cigim..
Evet formdayim.. Ama uzerimde biriken negatif enerjiyi atmam gerek. Hic spor yapmadim hayatimda... Bilsem daha kolay birsey secerdim... Gidecegim, yunan heykeli "lutfen" dedi diye.. Ama kalack miyim bak orasini bilemem...

Sevgili Lighter-N, benim yorgunluktan muzik, isi filan gorecek halim kalmamisti.. devam eden arkadaslarim da sizin soylediklerinizi soyluyorlar ayrca cardio fitness en dogru secimdir spor icin de, ben cok formsuz bir insanim, mahvoldum orada.. suyum cikti..

Beenmaya'cigim.. Haklisin, hergunumuz kutlu olsun bence de.. sadece kadin degil insan oldugumuz icin...

MELİS dedi ki...

Ulusumuzun,dünyanın ve sizin "Dünya Kadınlar Günü"nü kutlar,deprem kayıplarına rahmet dilerim.

Sevgiler

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Melis, tesekkurler...
Hayat hicbir gun aci vermeyi durdurmuyor ne yazik ki... Her an biryerlerde mutluluklar varken, bir yerlerde acilar cogaliyor...

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Bugün çok sinirliyim Mehtap hanım çok..

Bugün "Dünya Kadınlar Günü" diyorlar.Kınıyorum,kızıyorum.yine isyanlardayım arkadaş.Ne demekmiş kadınlar günü?Onlar olmasaydı kimi dövüp,eziyet,naz yapacaktık.Onlar olmasaydı,biz kahvede,meyhanede zevk yaparken,kim tarlada çalışıp ekinimizi biçecek,paramızı cebimize koyacaktı?Onlar olmasaydı,bebelerimizi kim besleyecek,büyütecek,önümüze aş koyacak,gece koynumuza girecekti?Onlar olmasaydı,kim sabahın beşin de kalkıp fabrikalarda çalışacak,otuzuna gelmeden göçüp gidecekti?Onlar olmasaydı,bizim suçumuzdan erkek çocuk vermedi diye kimin üzerine kuma getirecektik?Onlar olmasaydı,kimi beşikkertmesi yapıp,daha on ikisine gelmeden kuzen oğlunun koynuna sokacak veya berdele verecektik?Onlar olmasaydı,kim pazarlarda,çarşılarda,şirketlerde ezen erkeklerle omuz omuza çalışacaktı?Onlar olmasaydı,öfkemizi,hırsımızı kimden çıkartıp,ölesiye kimi dövecektik?Onlar olmasaydı,et pazarında kimler dört ekmek parasına delikanlılarımıza hizmet verecekti?Onlar olmasaydı,kimin emeğini bu kadar kolay sömürebilecektik?Onlar olmasaydı,kimler Kur'an kurslarına,hacılara,hocalara,falcılara gidip Arap sermayesine katkıda bulunacaktı?

Hadi bunlardan da geçelim arkadaş;onlar olmasaydı Kurtuluş Savaşı'nda emperyalistlere kimler şamarı nasıl atacaktı?...Vatan kurtuldu da iyi mi oldu sanki?Şimdi yönlerimizde rengarenk bayraklar,bulvarlarımızda rengarenk yabancı bayanlar dalgalansaydı kötü mü olurdu yani?Çok kızıyorum,çok kınıyorum bu kadınlarımızı arkadaş.İşte bunun için karınlarından bebeyi,sırtlarından sopayı eksik etmeyelim.Suçu olsun olmasın her gece basalım sopayı,nasılsa bilmediğimiz bir suçu vardır onların.

Çünkü onlar bizim kadınlarımız,
doğuştan suçlu kadınlarımız!

Jivago

beggie dedi ki...

Sevgili Mehtap,
Ben de tesaduf eseri ocak ayinda blogunla ve seninle tanistim.. Daha birkac cumle okudugum anda farkli bir seylerle karsi karsiya oldugumu anlamistim. Daha guzel bir tesaduf olamazdi cunku tam da tez yazarken aldigim 5 kiloyu vermeye niyetlenmistim. Seninle birlikte o 5 kiloyu verdim, daha da durmak yok 4-5 kilo daha verip incecik oldugum hallerime donmek istiyorum. Bu yasima kadar diyet, vb konularda cok sey okudum, izledim ama senin verdigin kadar yararli ve kolay uygulanabilir bilgilerle ilk defa karsilastim. Daha once hic bir diyet listesine uymaya calismamistim ama seninki mucizevi bir sey :) Master icin 1 yil Milano'da yasamistim, bu sarki tam da benim orda oldugum zamanlarda radyolarda sikca caliniyordu. Duyar duymaz artik bugun yazmaliyim diye dusundum sana. Blogunu okurken o gunlere gidiyorum sanki. Seninle tanistigim icin cok mutluyum, kisacasi bunu soylemek istedim... Birkac sorum da olacak ama bu tanisma post'um olsun :) Bu arada annem de doktor ve yazilarini ona da print edip veriyorum, severek okuyor ama bir turlu duzgun bir sekilde uygulatmayi basaramiyorum malesef :) Sevgilerimle...
Begum

Adsız dedi ki...

Allah sana iyilikler ve güzellikler versin sevgili mehtap.sen bizi güldürdün Allahta seni güldürsün.demek okadar güzel ve fit görünüyorsun herkes farkediyor bu güzelligi.ben biliyorum o bisiklete binme işini gerci ve yazıkki roma heykelleriyle hiç yapmadım ama neyse.yerlerde süründügüm günler cok olmuş hatda kendime bir daha binmeyecegi diye söz verip kac günlerce spor yaptım bilmem.bu kadar eziyet niye bilmem belki heykellere özenmişizdir.ama umut yok.cok sevgiyle ve mutlu kal.herkese selam ve sevgiler.

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Jivago, ben sinirinizi gecirmenin tek yolunun, egitimli, kendi ayaklari uzerinde durabilen, yasamini bir erkegi eksen almadan da surdurebilen kadinlarin cogunlukta oldugu bir topluma ulasmak oldugunu dusunuyorum...
Cok mu zor? Cok mu uzak hala bize?
Cok mu imkansiz, siz cevap verin?

Sevgili Beggie, hosgeldiniz.. Guzel bir haberle geldiniz... Ben bana ulasan oykuleri biliyorum ama bana ulasmayan daha nice oykuler oldugundan da cok eminim cunku soylediklerimden eminim aslinda...
annenize de cok selam ve sevgiler, size de...

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Selinka, eger yasiyorsak ikinci bir secenegimiz her zaman vardir... Onun icin umut yok demek yerine, yolunda gitmeyen ne olabilire kafa yormamiz gerekiyor. Bir cozum mutlaka vardir, bunu hic aklinizdan cikartmayin...
Benim spor hikayem aslinda komik otesidir, birgun yazacagim mutlaka...

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Siz ne diyorsunuz Sevgili Meltem,
Biz Türk erkekleri akıllı kadınları
hiç sevmeyiz!

Yapmayın allahaşkınıza.......

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Jivago,
butun Turk erkekleri ile ilgili konusamam ama babam sizin taniminizin disinda kalan bir turk erkegidir. Kiz cocuklarini aslanlar gibi buyuten, evlendikleri kadini sevginin otesinde sayan arkadaslarim vardir.
sadece Ataturk'un varligi bile, bazi Turklerin, kadinlara verdikleri degerin olcusudur bence..

hay sana ne dedi ki...

:))
yunan abartmış biraz

5. dersten sonra tam yapılabiliyor.
hatta şöyle söyleyeyim, ben spinning desinden çıkınca 50 dakikalık crunch dersine giriyor, üzerine 45 dakika sarkmamak için ağırlık çalışmalarını yapıyorum.

kaldı ki bizim sınıfta daha önce hiç spor yapmamış, 55 yaşlarında ve oldukça kilolu bir bey var. Azmetti ve şimdi gayet güzel yapıyor, incelmesini de biz zevkle seyrediyoruz

hay sana ne dedi ki...

salı nasıl geçti?
:)

Adsız dedi ki...

Mehtap hn.,

yaklaşık 2 aydır günde 8 saat bloğunuzu okuyorum. Bütün yazılarınızı ve yorumları adeta ezberledim.Ben bulimia hastasıyım, tedavi oluyorum ve hastalığımın çözümünün kilo almadan doğru beslenmeyi öğrenmek olduğunu biliyorum. 40 yaşında, 1.60 boyunda 50 kiloyum. Yardımınıza ihtiyacım var. Biliyorum ki çok yoğun ve başarılı bir insansınız, zamanınız çok kıymetli, ben size çok inandım, ne tavsiye edersiniz, Kilomu korumak için nasıl beslenmeliyim, çok çaresizim. Onlarca doktor ve diyetisyenle görüştüm, tatmin olamıyorum.Eğer Türkiye'ye gelirseniz, nerede olursa olsun sizle görüşmeyi çok arzu ederim.Ben Ankara'dayım, düzenli bir iş hayatım var,eğitimli ve bilinçli bir insanım, bekarım ve ailemle yaşıyorum, ismim ayşe.En büyük hayranlarınızdan biriyim.

Saygılar sunuyorum.

P.S.:mesajımı yayınlamamanızı rica edeceğim, e-mail: aohattat@yahoo.com)

Figen dedi ki...

Çoook güldüm:))) Ne yapayım yeni yeni tanıyorum Mevsimlerden Roma'yı ama geçmiş tarhli de olsa bir şeyler yazmadan geçemiyorum... Öylesi güzel...