Yuregim binbir endiseyle dolu cikmistim yola..
Silmeye calisarak, dusunmemeye calisarak, iptal etmeye calisarak..
Belli etmemeye calisarak..
Soylemistim ya ben sansli bir insanim.. “Etrafimda duygusal kaliteleri yuksek insanlar buldugum icin, o insanlari tanima firsatim oldugu icin sansli bir insanim..”
Sandigimdan da sansliymisim.... Daha bazilarini tanimadan yasamimda yarattiklari farktan oturu..
Sefa, gece yarilarina kadar bilet bulmaya calisiyor benim icin.. Istanbul Ankara baglantisini bulamiyoruz.. Otobusle gitmek zorundayim.. “Ben araba yollarim seni hava alanindan almak icin” diyor.. Sefa’yi daha hic tanimiyorum..
Ozlem, “Federico’yu Istanbul’da bize birakabilirsin” diyor. “Annem cocuklari cok sever, cok sevkatli ve dikkatli bir insandir.. Inan, kendi torunu gibi korur, kollar gozun arkada kalmaz” diyor, babannenin Roma’ya gelemiyecegini duyunca.. “Seni gelip karsilayalim mi ?”diye soruyor sonra da.. Ozlem’i hic gormedim...
NuNu ve Delfina, bana onlarca mektup yaziyorlar.. Yapabilecekleri birsey olup olmadigini soruyorlar.. Sicaklar, arkadaslar, yanimda, yakinimda olduklarini hissettiriyorlar..
Kiymet, “saat kacta gelirsen gel, seni ben karsilayacagim” diyor. “Hatta o sabah, gidip beraber kahvalti yapalim, simit mutlaka olacak o kahvaltida, hem de eve endiseli bir yuzle ulasmamis olursun” diyor.. Kiymet’le hic karsilasmadim hayatimda..
Cheetos ve Batos, ilk gun geliyorlar bizi gormeye.. Fatma’nin elini getirmisler, bir de Issiz Adam muziklerini.. Cheetos, gunler oncesinden beni ariyor, bana dua ediyor, kardesinin de Istanbul’da gereken her seyi yapmaya hazir oldugunu iletiyor.. Ikisini de ilk kez goruyorum o gun, Cheetos’un kardesini kimbilir ne zaman gorecegim.. Sanki yillardir otururuz, sohbet ederiz gibi dogal hersey.. O kadar tanidigiz birbirimize.. Oylesine kucakliyorum onu..
Berrin, benim cok eski arkadasim.. Arkadasim derken yuregimde hissettiklerimden.. ariyor, geliyor, hadi gel artik seni 1 saat cikartayim, bak hersey iyiye gidiyor diyor.. O sirada Kiymet’te bizi ziyarete gelmis.. Hadi gel diyoruz, biz disardayiz.. Kiymet’in elinde kitaplar, cok zevkle secilmis armaganlar var.. Yuzunde blogunda gordugum sicacik gulumsemenin aynisi, sadece kendisi degil, kalbi de guzel bir genc kadin.. Konusuyoruz, tanisiyoruz.. birbirimizi daha onceden tanidigimiza hukmediyoruz..
Ertesi gun, Kiymet beni aliyor.. Federico beni hava alaninda aglayarak birakmis, benim yuregim hem orasi, hem burasi icin parca parca ama bulutlar her yerde dagiliyorlar.. Ona helikopter alacagim, Kiymet ben seni gotururum diyor. O sabah, Ankara Universitesindeki hocam Prof. Sema Yavuzer’i ariyorum.. Telefonla bile olsa merhaba demek icin.. “Mehtap’cigim, bugun arkadaslar beni yemege davet ettiler, mutlaka sen de gel” diyor..
Silmeye calisarak, dusunmemeye calisarak, iptal etmeye calisarak..
Belli etmemeye calisarak..
Soylemistim ya ben sansli bir insanim.. “Etrafimda duygusal kaliteleri yuksek insanlar buldugum icin, o insanlari tanima firsatim oldugu icin sansli bir insanim..”
Sandigimdan da sansliymisim.... Daha bazilarini tanimadan yasamimda yarattiklari farktan oturu..
Sefa, gece yarilarina kadar bilet bulmaya calisiyor benim icin.. Istanbul Ankara baglantisini bulamiyoruz.. Otobusle gitmek zorundayim.. “Ben araba yollarim seni hava alanindan almak icin” diyor.. Sefa’yi daha hic tanimiyorum..
Ozlem, “Federico’yu Istanbul’da bize birakabilirsin” diyor. “Annem cocuklari cok sever, cok sevkatli ve dikkatli bir insandir.. Inan, kendi torunu gibi korur, kollar gozun arkada kalmaz” diyor, babannenin Roma’ya gelemiyecegini duyunca.. “Seni gelip karsilayalim mi ?”diye soruyor sonra da.. Ozlem’i hic gormedim...
NuNu ve Delfina, bana onlarca mektup yaziyorlar.. Yapabilecekleri birsey olup olmadigini soruyorlar.. Sicaklar, arkadaslar, yanimda, yakinimda olduklarini hissettiriyorlar..
Kiymet, “saat kacta gelirsen gel, seni ben karsilayacagim” diyor. “Hatta o sabah, gidip beraber kahvalti yapalim, simit mutlaka olacak o kahvaltida, hem de eve endiseli bir yuzle ulasmamis olursun” diyor.. Kiymet’le hic karsilasmadim hayatimda..
Cheetos ve Batos, ilk gun geliyorlar bizi gormeye.. Fatma’nin elini getirmisler, bir de Issiz Adam muziklerini.. Cheetos, gunler oncesinden beni ariyor, bana dua ediyor, kardesinin de Istanbul’da gereken her seyi yapmaya hazir oldugunu iletiyor.. Ikisini de ilk kez goruyorum o gun, Cheetos’un kardesini kimbilir ne zaman gorecegim.. Sanki yillardir otururuz, sohbet ederiz gibi dogal hersey.. O kadar tanidigiz birbirimize.. Oylesine kucakliyorum onu..
Berrin, benim cok eski arkadasim.. Arkadasim derken yuregimde hissettiklerimden.. ariyor, geliyor, hadi gel artik seni 1 saat cikartayim, bak hersey iyiye gidiyor diyor.. O sirada Kiymet’te bizi ziyarete gelmis.. Hadi gel diyoruz, biz disardayiz.. Kiymet’in elinde kitaplar, cok zevkle secilmis armaganlar var.. Yuzunde blogunda gordugum sicacik gulumsemenin aynisi, sadece kendisi degil, kalbi de guzel bir genc kadin.. Konusuyoruz, tanisiyoruz.. birbirimizi daha onceden tanidigimiza hukmediyoruz..
Ertesi gun, Kiymet beni aliyor.. Federico beni hava alaninda aglayarak birakmis, benim yuregim hem orasi, hem burasi icin parca parca ama bulutlar her yerde dagiliyorlar.. Ona helikopter alacagim, Kiymet ben seni gotururum diyor. O sabah, Ankara Universitesindeki hocam Prof. Sema Yavuzer’i ariyorum.. Telefonla bile olsa merhaba demek icin.. “Mehtap’cigim, bugun arkadaslar beni yemege davet ettiler, mutlaka sen de gel” diyor..
Kiymet’le beraber 1 saatligine ugruyoruz. Kiymet bizi gulumseyerek seyrediyor.. Yillarca beraber calistigim arkadaslarimla 15 yil sonra karsilasiyoruz ve ben “bizim bolum” diye konusuyorum, onlar da duzeltmiyorlar.. Gulerek, gulumseyerek, keyifle geciyor o kisacik zaman dilimi.. Prof. Sema Yavuzer'in uzerimde cok buyuk emegi, profesyonel hayatimda cok buyuk izleri vardir. En yorgun anlarimda, onun hic vaz gecmedigi bakimliligini, butun toplantilarda son ana kadar korudugu dikkatini ve en kizgin oldugu anlarda bile kaybetmedigi kontrolunu hatirlayip, kendime ceki duzen vermisimdir butun bu yillar boyunca..
Berrin her zamanki gibi, cok hos hazirlanmis bir masanin etrafinda topluyor bizleri ayni gun.. Nilambara’yi goruyorum orada.. Tam dusundugum gibi.. Cok olculu, cok nazik, cok sakin ve huzurlu bir insan.. “Senin icin birsey hazirliyorum ama bitiremedim” diyor..Sonra Brajeshwari geliyor.. Sanki gecen hafta gorusmusuz gibi dogallikla konusuyoruz herseyden.. Onu da, tam dusundugum gibi buluyorum, muzip bir cocuk var icinde saklanmayan, uslu uslu otursa da yerinde.. Cheetos’la Bato’u tekrar gorme sansim oluyor.. Subhankari’de orada.. Berrin cok guzel seyler hazirlamis.. Sarap iciyoruz, konusyoruz, ozlem gideriyoruz.. Kiymet’le tanisiyorlar bu vesileyle onlar da..
Sonra eski arkadaslarim.. Boyle zamanlarda arkadaslar ne kadar cok yakin olabilirlerse, ondan daha da cok yakinlar bize.. Daha ben gelmeden, bircok seyi organize etmisler.. Aylin, hergun bizimle, sadece gulumsemesini gormek bile babama iyi geliyor.. Belgin, Gulriz, Fatih, Muharrem, Ethem agbi.. Geliyorlar, soruyorlar, ariyorlar.. Iyi ki varlar..
Mehmet hergun ariyor.. Babam icin kitabini ariyoruz, Kiymet’in esi buluyor Bilkent’te.. cok sozunu ettigim bu guzel kitabi, okumaya basliyoruz hemen babamla.. II. Mehmet ’de ariyor.. Onun ikinciligi kidemden, baska degil.. Donuste Istanbul’da kalin biraz diyor.. Ozel olarak gelecegim diyorum.. Onun siirlerinden birini Italyancaya cevirdim ama soylemiyorum daha.. Bahar’la da konusuyoruz telefonda..
Roma’daki guzel arkadaslarim Cihan ve Beyhan’la da gorusuyorum.. Nurcan’da var.. Onun bir ayagi zaten hep Roma’da.. Cihan kisa bir sure icin Ankara’da ve o gun onun dogum gunu.. Sagliklara kaldiriyoruz kadehlerimizi.. Nurcan’in telefonu hic susmuyor.. Guluyoruz haline.. butun arkadaslarimi Ankara’da oldugum bu 8 gunun iki gununun 3’er saatine sigdirilmis, kisacik zaman dilimlerinde goruyorum..
Berrin her zamanki gibi, cok hos hazirlanmis bir masanin etrafinda topluyor bizleri ayni gun.. Nilambara’yi goruyorum orada.. Tam dusundugum gibi.. Cok olculu, cok nazik, cok sakin ve huzurlu bir insan.. “Senin icin birsey hazirliyorum ama bitiremedim” diyor..Sonra Brajeshwari geliyor.. Sanki gecen hafta gorusmusuz gibi dogallikla konusuyoruz herseyden.. Onu da, tam dusundugum gibi buluyorum, muzip bir cocuk var icinde saklanmayan, uslu uslu otursa da yerinde.. Cheetos’la Bato’u tekrar gorme sansim oluyor.. Subhankari’de orada.. Berrin cok guzel seyler hazirlamis.. Sarap iciyoruz, konusyoruz, ozlem gideriyoruz.. Kiymet’le tanisiyorlar bu vesileyle onlar da..
Sonra eski arkadaslarim.. Boyle zamanlarda arkadaslar ne kadar cok yakin olabilirlerse, ondan daha da cok yakinlar bize.. Daha ben gelmeden, bircok seyi organize etmisler.. Aylin, hergun bizimle, sadece gulumsemesini gormek bile babama iyi geliyor.. Belgin, Gulriz, Fatih, Muharrem, Ethem agbi.. Geliyorlar, soruyorlar, ariyorlar.. Iyi ki varlar..
Mehmet hergun ariyor.. Babam icin kitabini ariyoruz, Kiymet’in esi buluyor Bilkent’te.. cok sozunu ettigim bu guzel kitabi, okumaya basliyoruz hemen babamla.. II. Mehmet ’de ariyor.. Onun ikinciligi kidemden, baska degil.. Donuste Istanbul’da kalin biraz diyor.. Ozel olarak gelecegim diyorum.. Onun siirlerinden birini Italyancaya cevirdim ama soylemiyorum daha.. Bahar’la da konusuyoruz telefonda..
Roma’daki guzel arkadaslarim Cihan ve Beyhan’la da gorusuyorum.. Nurcan’da var.. Onun bir ayagi zaten hep Roma’da.. Cihan kisa bir sure icin Ankara’da ve o gun onun dogum gunu.. Sagliklara kaldiriyoruz kadehlerimizi.. Nurcan’in telefonu hic susmuyor.. Guluyoruz haline.. butun arkadaslarimi Ankara’da oldugum bu 8 gunun iki gununun 3’er saatine sigdirilmis, kisacik zaman dilimlerinde goruyorum..
Nilambara ve Berrin, son gun yine ugruyorlar bize.. Nilambara bana cok guzel bir canta hazirlamis.. Tam benim sevecegim bir sey.. Kirmizi.. icinde Melih Kibar besteleri ve bir de Hilal Calikoglu’nun piyano Cd’si.. Amcalarimiz arkadaslarmis megerse.. Berrin kendi yaptigi kolyeleri, bilezikleri getirmis.. Cok guzeller.. Hem de cok guzeller.. Zuhal Olcay ile Nil’in de Cd’leri var.. Brajeshwari, bir zarf birakmis Nilambara’ya, Roma’da acarsiniz yazmis uzerine.. Roma’da aciyorum.. Icinden her duyguya, her ruh haline hazirlanmis Cd’ler cikiyor, “cakirkeyif, siyah-beyaz nostalji, mutluluk,karisik duygular.. “Zaman zaman sarkilara eslik edecegini hayal ediyorum” diyor notunda.. Ucunu kirmizi bir kordonla bagladigi bir kagida yazmis, guzel yazisi ile..Bir de Federico icin hazirlamis.. “Cocukca, for Federico Emre”.. Federico, kendi adini gorunce heyecanlaniyor ve “beni nerden taniyor ?” diye gelip gidip soruyor.. Hemen bilgisayarda dinliyoruz onun Cd’sini..
Son gun eve valizimi almak ve Edibe teyze ile vedalasmak icin donuyorum.. Orada beni kocaman bir paket bekliyor.. O da sizlerden.. Roma’ya yollanamayan paket, nihayet elime ulasiyor.. Haklilar postaya kabul etmemekle.. Icinden, “bu kadar ince bir seyi, insan eli nasil yapar” dedirten guzellikte bir beyaz vazo cikiyor.. Dokunmaya kiyamaz insan.. O kadar zarif, o kadar guzel, o kadar “sanatci elinden cikmis”.. dahasi var ustelik.. Rengarenk akide sekerleri, mis gibi kokan kahve, sakizli lokum.. Ve bir de..
Bir de keci boynuzlari...
Son gun eve valizimi almak ve Edibe teyze ile vedalasmak icin donuyorum.. Orada beni kocaman bir paket bekliyor.. O da sizlerden.. Roma’ya yollanamayan paket, nihayet elime ulasiyor.. Haklilar postaya kabul etmemekle.. Icinden, “bu kadar ince bir seyi, insan eli nasil yapar” dedirten guzellikte bir beyaz vazo cikiyor.. Dokunmaya kiyamaz insan.. O kadar zarif, o kadar guzel, o kadar “sanatci elinden cikmis”.. dahasi var ustelik.. Rengarenk akide sekerleri, mis gibi kokan kahve, sakizli lokum.. Ve bir de..
Bir de keci boynuzlari...
Gulumsuyorum..
Ben sansli bir insanim.. Boylesine zor bir zaman dilimi, sayenizde kolaylasiyor.. Paylastiginiz, anladiginiz, yakin oldugunuz icin..
Duygusal kaliteleri yuksek insanlarsiniz cunku.. Arkadassiniz.. Gerceksiniz.. Sahicisiniz.. Sahidensiniz.. Varsiniz..
Benim icin sizin degerinizi anlatacak bir olcu yok.. Tanimlamaya yetecek kelimeler de..
Yasamin, yasanilirligi artiyor sayenizde.. Bulutlar aralaniyor kendiliklerinden..
Ben sansli bir insanim.. Boylesine zor bir zaman dilimi, sayenizde kolaylasiyor.. Paylastiginiz, anladiginiz, yakin oldugunuz icin..
Duygusal kaliteleri yuksek insanlarsiniz cunku.. Arkadassiniz.. Gerceksiniz.. Sahicisiniz.. Sahidensiniz.. Varsiniz..
Benim icin sizin degerinizi anlatacak bir olcu yok.. Tanimlamaya yetecek kelimeler de..
Yasamin, yasanilirligi artiyor sayenizde.. Bulutlar aralaniyor kendiliklerinden..
Butun bilyeleri kazanmis cocuklarin mutlulugu doluyor hep yuregime sizlerle birlikte..
Iyi ki varsiniz..
Iyi ki varsiniz..
8 Haziran 2009'Roma
32 yorum:
Kahve molasını ankarada verdiğinizi bilseydim, duysaydım mutlak bir çay içimlikte olsa beraber olurduk.Çok mutlu olurdum..sevgilerimle..belki bir gün....neriman
iyi ki var olan sensin güzel insan.sen iyi olduğun,sen kaliteli olduğun için etrafına doluşuyor senin gibiler.
Hep mutlu kal,tekrar geçmiş olsun...
Mehtap Hanım,
Umarım iyisinizdir ve her şey yoluna girmiştir. İnanın sizin duygusal kalitenizin yüksekliği herkese yansıyor. Bunu hissetmemek mümkün değil. İnsansınız, samimisiniz ve hissederek yaşıyorsunuz. İyi ki sizi tanımışız!
Merhaba Mehtap hanım,
Ne kadar güzel bir mola olmuş sizinkisi. Okudukça kendim yaşamış kadar mutlu oldum. Sizi tanıma fırsatı bulan arkadaşlara da özendim. Kimbilir belki birgün buralarada düşer yolunuz. Birlikte mutlu ve sağlıklı bir yaşama kadeh kaldırma şansımız olur belki.
Hediyenizi beğendiğinize sevindim. Güle güle kullanın.
Selamlar
sadece şimdi değil
her zaman...
ve sen de öyle...
:))))
Ama niye benim gözlerim doluyo durmadan ... ??????
:))))
hoşgeldin
geçmiş olsun
güle güle
MERHABA MEHTAPCIĞIM.
Megtap'cığım burada herkes için söylediğin herşey aslında "sen"...
bir arkadaşım "ne verirsen elinle döner gelir seninle" derdi... :)
Karşılaştığın her güzellik, incelik, zerafet, huzur senin ruhunun yansıması...
Bu güzel buluşmanın en kısa zamanda uzun uzun tekrarı dileğim ile ve içten sevgilerimle... :)
ben de vardım sırada sarılmayı bekleyen ama olamadı ya, üzgünüm çok..nilgüne benim için sarılırmısın demiştim benim için de sarılmış olmalı sana..
sizinle tanışmak isterdim olumlu enerjinizinden faydalanmak bir dahaki türkiye seferinizde inşallah
Mehtap hn,
Geçmiş olsun. Yazınızı bir solukta okudum. Ama herşeyin yoluna girdiğini görünce rahatladım.
Hoşgeldiniz ve güle güle. Kendinize iyi bakın.
Sevgiler,
Seda
hani sana yazmıştım ya; bizim için söylediğin her ne varsa, hepsi sende olduğu için bizde de gördüklerindir..
sen de iyi ki varsın Mehtapcım..
sevgimle kucaklarım..
Keşke benim de haberim olsaydı..Tanışma fırsatını kaçırdığım için çok üzüldüm. Umarım her şey yolundadır.Geçmiş olsun..
Sevgiler
Guzel insanlar hep beraber, her zaman beraber. Ne guzel :-)
İcinde ne varsa, dişarida da onları selamlarsın..Tüm bunlar senin zenginliğin...senin dostluğunun yansımaları...ve herşeyin başı sağlık gerçekten...Güzel günlerde, sağlıkla tekrar birlikte olalım isterim.
Daha hediyelerimiz var ayrıca..:) Bir ara gelip alman gerekecek yanlız...
Güzel görüşlerin için teşekkür ederiz.Bizde senin yüreğinin güzelliğini yüzünde gördük.
bi fotograf cektirseydik keske beraber..
Sanki hep buralardaymıssın gibi, boş bulunduk belki de..
Hoşgeldin Mehtap ve de çok geçmiş olsun..
Meraklanmaya başlamıştım, inşallah herşey yoluna girmiştir..
Çok geçmiş olsun Mehtap Hanım, Umarım sorunlar çözümlenmiştir ve gönül rahatlığıyla gitmişsinizdir evinize. Çok sevgiler
hoşgeldin.özlettin kendini.Alışkanlıklar sevgiye dönüşüyor sanki hergün gördüğüm günaydın dediğim sıcak gülümsemesiyle içimi ısıtan bir komşu gibisin.
yokluğu fazlasıyla belli olan,aranılan ,özlenilen ...
özledik seni ...
bir solukta okudum sonunda inşallah kötü birşey olmadı diye beklediğim ...
anlaşılan sizin için pek koşturmacalı geçmiş burada hayat.Gıpte ettim ,imrendim bu güzel dostluklara...ne mutlu ki seviyor seviliyorsunuz.sizin pozitif elektriğinizden bizlerde etkileniyoruz.
bir de insanlar sanal alemde dostluk olmaz derler ....inanırmısın yerine göre hiç tanımadığımız bir insanın derdine üzülüyoruz bu sanal dünya denilen yerde .sanal yada yalan bilmem ne denirse denilsin yürek varsa işin içinde işte budur en gerçek.
sevgiler
Bende tüm arkadaslara katiliyorum sevgili Mehtap...SEN´sin tüm olanlar aslinda...Gönlünden ne geciyorsa etrafinda olup biten de paralel... Güzel insansin, sevgi dolusun... bak bunca insani bir araya topluyorsun, bu büyük bi meziyet..bence SEN secilmis bir insansin...Özelsin...tüm aklimdan gecen güzel sözler, kelimlere hepsi sana olsun...her ne yasaniyorsa... saglikla yasansin... senin güzel gönlün üzülmesin...sevgilerimle
zehra
Dostluk çok güzel,Öyle içten ve samimi anlatmışsınız ki,gözlerim dolmadan okumaya engel olamadım.Bir dahaki sefere tanışmak umuduyla ....
Mehtapcim, gecmis olsun. Iyi ki varsin, iyi ki seni tanimisiz:))
Güzel ve saglikli günler senin ve ailenin olsun.
Yolun Almanya`ya düserse, bizede bekleriz:)
Sevgilerimle
Çok geçmiş olsun Mehtap. İnşallah her şey yolundadır. Güzellik senin kalbinde. İyi ki sen varsın canım.
Hoşgeldin.
Sevgiler...
mehtab merhaba
yazdiklarini heyecanla ve yüzümde kocaman bir tebesüm ile okudum. hatta yorumlarda gecmis olsun dedigini okudugumda ben bir seymi kacirdim diye bütün yaziyi tekrar okudum.
umarim seni istanbul ve ankara'ya götüren neden, önce olmasa'da simdi tamamen positife dönmüstür ve kocaman bir arti olarak kisacik zamanda görüstügün/tanistigin arkadasliklar olmustur.
bence'de arkadaslarin bahsetigi gibi önce SEN'sin mehtab'cigim, hepimize o kadar hos bir isik bir enerji verdinki eminim benim seni kendime cok yakin hissetigim gibi sanal manal demeden burdaki herkes ayni duygulari paylasiyordur - onun icin senin iyiligin cok önemli.
yazini okurken keske bende orda olsaydim diye öyle sik icimden gecirdim'ki... benim bölgeme gelince bana'da haber verisin degilmi? cok seviniriz:-) federico'nun saskinliklarina, yani beni nerden taniyor dediklerine hep gülümüyürum bende. ilginctir kizim arkadasina,yani federica'ya seslenirken artik hic tanimasamda bende her seferinde senin yakisikli oglunu aniyorum - ona selam söyle lütfen.
hayatindan sevdiklerin ve mutluluklar hic eksilmesin.
sevgilerimle
nese sahin - zurih
babanıza geçmişolsun,acil şifalar!
HOŞGELDİNİZ:))
Sevgili Mehtap,anladığım kadarıyla babanın sağlık sorunu için Ankara'ya geldin. Öncelikle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.İst.da iken keşke haberim olsaydı da hem karşılasaydım hem ben de ilgilenseydim senle.Ne güzel hem de yüzyüze görüşmüş tanışmış olurduk,umarım bir gün tanışırız.Sema hocanın ya asistanı oldun ya da sen de Ank.Tıptan mezunsun,Ben 1984 AÜTFmezunuyum.Sema hoca disiplinli,çalışkan çok cici bir hoca idi.Sevgili Mehtap eğer yeniden yolun düşer ise bu taraflara lütfen önceden organizasyon yapalım eminim birbirimizle ve senle tanışmak isteyen bir sürü sınıf arkadaşı kelebek çıkacaktır.Sevgiyle kal,babacığına da yeniden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.Lale Göl
Merhabalar Mehtap Hanım, biraz heyecanlı bir ziyaret te olsa, anladığım kadarıyla herşey yoluna girmiş. Dilerim bundan sonra da hep yolunda gider. Size sevgilerimi gönderiyorum. Hoşgeldiniz, iyi ki geldiniz. Dilek
Merhaba,
Herkes kendisine benzeyen insanları kendisine çekermiş...
Asıl siz iyiki varsınız, çünkü... Arkadassiniz.. Gerceksiniz.. Sahicisiniz.. Sahidensiniz.. Varsiniz..sevgilerimle.
He bu arada ben beş haftada 5 kilo verdim :-)
gungorekinci.blogcu.com
Cok gecmis olsun... Dilerim hersey yoluna girmistir...
Sevgiyle kalin...
çok çok geçmiş olsun, bende tatil sanmıştım. inşallah herşey yolundadır. çok özlemişiz sizi hoşgeldiniz.
ne güzel dostluklar kurmuşsunuz çok imrendim size doğrusu. sevgilerimle..
Ü.A.A.
Merhaba Mehtap,
Aslında gerçekten yazdığın gibi olmasını, ben de orada olabilmeyi çok istedim... Ama başka sefere... Ya da belki Roma'da kimbilir... Baban için geçmiş olsun dileklerimi kabul et lütfen...
Yaşadıklarınla ilgili yazdıkların duygulandırıyor beni her okuduğumda, çok sık okumasam da... Bu defa epeydir okumamışım sanırım ki, şu "diyet" kısmı... Fena, çok fena hissettim kendimi.. Aslında başlangıcını takip ediyordum, sonrası kayıp biraz... Sanırım ben de en geriden de olsa yola çıkıyorum... Sevgilerimle...
mehtab'cigim
bu hos kitab istanbul'dan alanacaklar listesine eklendi bile....eminim seninde öyle bir listen vardir.... bir daha'ki gidisim beli olmasa'da o liste kendi kendine uzar gider...sonunda umut olmasi, sevdigim kent'te ve sevdiklerimi görecek olmam da cabasi oluyor her seferinde....
güzel bir gün gecirmen dileginle
sevgilerimle
nese sahin
Seni tanımak benim içinde büyük zenginlikti, yorucu bir amaçı olsa da Ankara'da olmandan memnunluk duydum ki netice itibarıyla da güzel bitti. Yakın gelecekte tekrar görüşebilmek dileğiyle diyorum sevgili Mehtap, belki seneye Karadeniz turumuza katılırsın :)
Baykuşumuda aldım, teşekkür ederim. Baykuşluğa koydum, ilk gün biraz yabancılık çekti. Malum bizim kuşlar İtalyanca bilmiyor ama seninki yavaş yavaş Türkçeyi sökmeye başladı..
Yorum Gönder