Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

22 Nisan 2010 Perşembe

VAR MI BUNDAN BASKA BIR DUNYANIZ?


Colosseum’un tam altindaki kucuk meydanda minicik bir sandalyede oturuyorum... Hemen sagimda, portatif bir masanin uzerindeki saksilarda ortancalar dizili... Aileleri tarafindan kotu davranilan cocuklarin bir kacis yolu olan mavi telefon icin duzenlenen bir kampanyaya, Federico’nun izci grubu, cicek satarak ve bagis toplayarak katiliyor.

Yol gosterici kurt Akela bana, “esiniz bugun sizin de bize katilacaginizi soyledi, cok memnun olduk” diyor... Bir anda sabah icin yapilan butun program suya dusuyor, yuruyusler, gunes altinda icilmesi planlanan kahveler, antika pazarinda vintage canta ve gozluk arama hesaplari, Kiymet’in yolladigi o guzelim mercan kupelere uygun ruj alma programi, spora gitmeler filan iptal oluyor ve koca grubun icinde bu anne, kendini Colosseum’un altinda cicek satarken buluyor...


Izci grubu, orman hayvanlarindan olusuyor. Anne oyle duvarin uzerinde kendi kendine otururken, Akela, butun kucuk hayvanlari ve yavru kurtlari etrafina toplayip kisa bir konusma yapiyor. Sonra ellerini cirpiyor ve beni davet ediyor. “Bugun bir konugumuz var ve umarim bu durum kalici olur”,diyerek “kaplumbaga Oo-Oo” diye beni cocuklara takdim ediyor...
.
Bayiliyorum bu duruma... Ben, tam da yavaslamak isterken, ama bu yavaslamanin tembellikten farkli bir yavaslama olmasini arzu ederken, baska hangi hayvana donusebilirdim ki zaten diyorum... Ismimi de cok seviyorum ve gunesin altinda daha da bir keyifle bakiyorum etrafima... Federico bana “anne” diye seslendikce, obur cocuklar, “Oo-Oo” diyeceksin diye duzeltiyorlar...
Ben Colosseum’a bakiyorum... Yorgun ihtisamina... Binlerce kitapta, binlerce albumde, binlerce anidaki tek tarafli ev sahipligine ve konukluguna...


Dunyadan gelinmis, gecilmis ve arkada birakilmis hersey... Simdi yeni gelenler ve gecmekte olanlar gelip bakiyorlar ve kimbilir onlardan geriye neler kalacak diye dusunuyorum...
Cop yiginlari mi, elektronik esya mezarliklari, eski araba daglari, plastik sise meydanlari mi? Heryil iclerinde yasayan bortu boceklerle yakilan ormanlarin kulleri mi kalacak geriye... Kuruyan akarsularin taslari mi? Radioaktif dalgalar, elektromagnetik ruzgarlar, asit yagmurlari mi?
Kalacak mi bizden birseyler geriye diye dusunuyorum?
Bugun “yeryuzu gunu”... Turkiye bugunu “Dunya gunu” olarak kabul ediyor ve bogaz koprusunun isiklarini sondurerek katilacak etkinliklere... WWF’in onayak oldugu isik sondurme eylemine, Roma Ask Cesmesi’nin (Fontana di Trevi) isiklarini, Genova, akvaryumun, Torino, Sforzesco Kalesi’nin, Paris Eyfel kulesi’nin, Pekin Sakli Sehrin, Kahire, Piramid’lerin isiklarini sondurerek katilacaklar diger 4000 sehirle birlikte.



1970 yilinda senator Gaylord nelson’un cagrisina uyan 20 milyon Amerika’linin baslattigi, bugun 175 ulkenin katildigi bu hareketi, daha baska bir cogunun oldugu gibi, havanda su dovmek olarak gorebilirsiniz, ya da yaklasik 35 milyon eco-hareketci ile gunluk yasaminizdan bir bag kurup, artiklarin geri kazanilmasi icin cop ayirmak, bir agaccik olsun dikmek, su ve elektrik tuketiminizi basit ama sonuc veren onlemler ile en aza indirgemek, faturalarinizi on-line odemek, temizlik icin ekolojik ve az miktarda deterjan tuketmek, tuketme arzunuza biraz gem vurmaya calismak gibi akilli davranislara katilabilirsiniz...
.
Bundan baska bir dunyaniz var mi yedekte?
.
“Batsin bu dunya” diye sarkilar soylerken, tek yonlu gidis biletinizi nereye aldiniz? Bu dunyanin dibi kavanoz da, obur dunyalarda, mor kadifeler mi serili ? Dunya bu kadar yalan da, siz cok mu dogrusunuz?
.
Hic mi vefa borcunuz yok bu soguyan ates kutlesine, milyonlarca yildir yasami barindirdigi icin uzerinde...? Hic mi sucluluk duygusu yok yureginizde, bu kadar arsizca tukettiginiz, tukettirdiginiz, seyirci kaldiginiz icin yok olup gitmesine...?

Metroda donerken, Federico, bir Rus turistin verdigi 1 para avucunda, basini omuzuma dayiyor... “Artik sana anne diyebilir miyim ?” diye soruyor? Karmakarisik saclarindan opuyorum onu... Ikimiz de yorgunuz...
Kucucuk yavru kurt, kaplumbaga Oo-Oo’nun omuzunda uyuyakaliyor...

Gozlerimizin onunden dunyanin insanlari gecmis, tarihin en eskilerine bakmisiz ve bugun icin, simdi icin yardim istemisiz insanlardan, tarihin onunde durup, samimiyetle...

“Ah Dunya” diyorum icimden, “Ah Dunya”... Biz geciyoruz ama galiba sen de geciyorsun iste...
“El vurup yaremi incitme tabip” diyor...
Incitmem diyorum...
Incitemem...

22 Nisan 2010’Roma

24 yorum:

Adsız dedi ki...

mehtap hanim yazdiginiza cok sevindim sizi coook özledim

Ebru Ancient dedi ki...

İşte bu!!!!Sen olmazsan olmaz Mehtap.SEN LAZIMSIN...

minik dedi ki...

Sevgili Mehtap,
Hoşgeldiniz.Çok haklısınız.Hepimizin bir borcu var bu dünyaya.
Bu arada ben sizi ve yazılarınızı özledim.Ben kimmiyim.Son 7 aydır yazdığınız herşeyi okuyan bir okurunuz.Aynı zamanda sitenizdeki sağlıklı beslenme önerileriyle 8 kilo vermiş ve öylece (62-8:54)devam eden biriyim.
Çok yoğun çalıştığınızı biliyorum.Bu nedenle yazıya sevindim ama ara verme isteğinizide saygıyla karşılıyorum.Herşeyin gönlünüzce olmasını diliyorum.
Saygı ve sevgiyle kalın.

fatmakökdilgökçe dedi ki...

günaydın,,bir 23 nisan sabahı Ankara'dan....
bu anlamlı yazıyla sizinle buluşmak ne güzel....
daha dün akşamüstü yoklamıştım blogu,var mı bir haber diye...
bilmem ki,damlaya damlaya göl olur mu,hızla dönmekte olan yokedilme çarkına karşı....
bizler göçüp gitsekte ,ŞU KOCA DÜNYAMIZIN nice 22 nisan ve 23 nisanlara ulaşması dileklerimle....SEVGİLER...HOŞGELDİNİZ...

Adsız dedi ki...

burdasin...sana hosgeldin diyemem kendi evin burasi ama kalpten bir MERHABA diyebilirim.. zehra

iffet dedi ki...

Sizi ve yazılarınızıçok özlemiştim tekrar hoşgeldiniz.dünya görüşünüze birkere daha hayran bıraktınız bu yazınızla teşekkürler selamlar.

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Merhaba Meltem hanım, öncelikle iyi
dinlendiğinizi ve enerji depoladığınızı düşünüyorum.

"Bundan başka bir dünyamız yok."

M.Ferguson demiş ki,"herhangi bir yerden veya her
yerden başlayabiliriz.
Yeter ki orada bir değişim olsun ve bu benimle başlasın."

İyi, sağlıklı, mutlu bir hafta sonu
dilerim. Sevgilerimle

bengü dedi ki...

hoşgeldinnnn ne güzel geldin sevgili mehtap.....çok özledik seniiiiii

GZNTPSEDA dedi ki...

Hoşgeldiniz,
Özlemişim yazılarınızı.

Anna dedi ki...

Merhaba Mehtap Hanım,
Yazınızla karşılaşınca çok mutlu oldum..Ben sizi hamileliğimin son aylarında tesadüf eseri buldum.Çok zarif,dolu ve olumlu yazılarınız pırıl pırıl bir kalbin ve beynin eseri olduğu belli..İyi ki dünyayı yaşanır hale getiren sizin gibi insanlar var da, iyi ki bırakmıyorlar(!) kalemi de elini tutacak bir dost var diyebiliyoruz..Sağlıcakla ve sevgiyle kalın.
Umarım yine görüşürüzü.

Ferat dedi ki...

Merhaba,

Gelisinde gidisin kadar tatli ve icten olmus.

Seninle gecen blog vaktinin kiymetini bilecegiz..:)

Sevgiyle

Terazi dedi ki...

Mehtap merhaba...

Seni bekliyordum, 'bugün yarın bir ses vermeni' umuyordum... Çok sevindim :))

2. yaş gününü bugünden kutlarım... Nice zamanlarda beraber olmak dileğiyle, kucak dolusu sevgiler :)

dobruca dedi ki...

Hoş Geldiniz Mehtap Hanım.
Sizin tennefüsten yenilenmiş dönüşünüz çok mutlu etti beni, çok özlemiştim içten yazılarınızı. Yoğun iş dönemimde çöldeki serap gibi geldiniz bana, tüm içteğimle size sevgi ve mutluluklar yolluyorum.

nesrin dedi ki...

Mehtap Hanim hic dönmeyeceksiniz sanmistim.Sizi cok gec buldum erken kaybettim derken yazinizi farkettim.Güzel ve önemli bir konuya deginmissiniz.Size yürekten katiliyorum.Kendi hayatimda cevrecilik adina kücük ama önemli ayrintilara dikkat ediyorum.Daha da cok ayrintilar var ki bunlarla yasamaya kendimi alistirmaya calisiyorum.Cöpleri ayirmak,naylon poset kullanmamak,sivi yag artiklarini lavaboya dökmemek,kirmizi isiklari söndürmek gibi ne kadar cok ayrinti var.Sevgiler...

hale dedi ki...

Merhaba,ben Hale.Blogunuzun yeni hayranlarindanim,yazilarinizi zevkle okuyorum.Son yazinizdaki dusuncelerinize cani gonulden katiliyorum ve tum insanlik icin daha mutlu bir dunya,yuzu hep gulen cocuklar diliyorum.Bu arada zayiflama proraminiza da bu gun basladigimi belirtmek isterim.67.600 kg. dayim,boyum 1.64 cm,yasim 36.Bakalim iki hafta sonra neler olacak,beraberce gorecegiz.Sevgilerimle...

İpek Kuscu dedi ki...

Sevgili Mehtap,senin yol göstericiliğine ihtiyacım var diyet ile ilgili.Buradan sana ulaşabildim.Mail adresini göremediğim için.Benim mail adresime boş mail gönderebilirsen sorularımı iletmek istiyorum .Şimdiden çok teşekkürler,Sevgiler.
miscilekk@gmail.com

Tülay Öcal dedi ki...

Merhaba Mehtap, bir ara vermiştiniz, bir süredir blogunuzu ziyaret etmiyordum, bugün yeni yazınızı görünce bir dostu görmüş gibi sevindim. Doğaya, sağlıklı yaşama, katkısız doğal yiyeceklere duyarlı yazılarımı blogumda paylaşıyorum. İzmir'den sevgiler.http://www.gelinciksurubu.blogspot.com

Adsız dedi ki...

Merhabalar simdilik haftasonlari cumadan bozmaya devam ettigim icin iki haftami tamamlayamamis olsamda sizi burda gormek yazilarinizi tekrar okumak cok guzel.

Amerikada yasiyorum ve geridonusumle bu ulkede tanistim. Artik geri donusturulebilir bir copu normal cope attiysam korkunc vicdan azabi duyuyorum. Bir duzen tutturdum ve elimden geldigince geri donusturmeye calisiyorum. Kocam bazen deli oldugumu dusunuyor. Bu geri donusum sayesinde urettigimiz atik okadar azaldiki haftada kucuk bir poset geri donuturulemiyen coplerimiz var artik. Evet belki biz bu hale getirmedik dunyayi ama biz birseyler yapmazsak dunya elimizden kayip gidecek.

Esra

Tijen dedi ki...

Dönüşünü görmek ne güzel sevgili Mehtap. Evet, ben de rica ediyorum bir süreliğine de olsa kaplumbağa(ymış) gibi yapmanı.

beybii dedi ki...

cok sevıyorum ben senı cokkkkk, guzel mehtap,dertlere derman mehtap..ınanamadım eskı yazı mı dıye bakım dedım ve yenı yazı,yuppiiiiiy:)
bu dunya varya bu dunya, senın gıbı ıyı ve guzel ınsanlarla guzel, anlamlı,ınan bana.senın gıbı ıyı nıyetlı,hersekılde faydalı,ınsanı nıtelıklerı tasıyan bırısıyle karsılasmak bana guc verıyor,guc verıyor kı cahıl,akıllı deli,cırkef ınsanlarla kırlenen dunya da dırenerek hakkımı arama ve yasama ıstegı duyuyoorum..vallahi en yapamadıgım seydır komplıman mı derler o..ben hıssetmedıgım hıcbır seyı yazamam da soyleyemem de..taa ordan bana bunları hıssettırdıgıne gore ıyıkı varsın..hep ol,sevıyorum senı cookk yıne..:)cok sevgıler ıstanbuldan..

cilek dedi ki...

Sevgili Mehtap,
Harika diyet programının ilk haftasına başladım oğlumla beraber.
Benim yaş:43 Boy:1.60 Kilo:63
Oğlum yaş:13 Boy:1.65 Kilo:76
Şimdi ilk hafta ile ilgili sorularım var bana yol göstermenizi istiyorum.
Yoğurt ile pek aram yok. Süt içemiyorum laktoz sorunu var.
Onun yerine neyi ikame edebilirim.
Ben diyet öncesinde çok uzun aralıklarla yediğimi farkettim.
Ara öğünler fazla geliyor açıkçası.
Hele bisküvi hiç yemezdim.Şimdi zoraki yedim ama yiyemeyeceğim galiba .
Bunun yerine ne olabilir?
Bir de kahvaltı sonrası kaç saat sonra ara,kaç saat sonra öğle yemeği olmalı.
İşlerim sebebiyle ne zaman nerede çalışacağım belli olmuyor.Yanımda götürebileceğim şekilde öğünleri hazırlamayı düşünüyorum.
Oğlum sabah programdaki kahvaltıyı yapıyor.Arkadaşlarının yanında komik duruma düştüğünü sanıyor ve ara öğünleri götürse bile yemiyor.
Öğle yemeklerini ben hazırlıyorum.Sandwwcihler yapıyorum.
Mayonez ve soslar kullanıyorumİşlenmii etleri de kullanmıyorum.Haşlanmış tavuk,ev ve yeşillik ve bazen peynir,domates,salatalık ilaveli yada sadece böyle sandwcihler hazırlıyorum.Eve saat 17.00'de geliyor.Akşam yemeğini yiyor hemen.
Her akşam dondurma yemek istiyor.
Siz ne dersiniz?ben taze meyveler yesin istiyorum ama çikolata ve dondurma onun vazgeçilmezi.
Evde yasaklasam biliyorum ki,okulda daha fazla yemeye kalkışacak.
Benim ve oğlumun kaç kilo vermesi gerek sizce?
Çok soru sordum ama çok da kararlıyım.
Sizin desteğinizi yanmdaymışcasına hissediyorum.Ve biliyorum ki,başaracağz.
Umarım sorularım çok olmamıştır.
Müsait bir zamanınızda cevalarsanız çok sevinirim.
Mail adresini olmadığı için buradan yazdım.

Lütfen ,yorum olarak burada yayınlanmasın.

Buradan şimdi yazdığınız yazı ile alakasız bireysel sorularım çünkü.

Benim mail adresim miscilekk@gmail.com
Cevaplandırırsanız çok çok mutlu olacağım.

Sonsuz sevgilerimle.

İlknurundünyası dedi ki...

Merhaba Mehtap hanım; gelişinize çok sevindim.
Yazınız çok anlamlı ve duyarlı, ben de elimden geldiğince dünyamıza, çevremize zarar vermemek için çabalıyorum.
Su, elektrik kullanımı, çevre temizliği konularında çocuklarıma da iyi bir örnek olmaya çalışıyorum.
Kaplumbağa Oo-Oo, ben çok beğendim bu ismi...
Aaa bu arada beş haftadın programınızı uyguluyorum ve beş kilo verdim :)) Bizimle bilgilerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
Tekrar görüşmek dileğiyle.

Esma Ercengiz dedi ki...

Sizi tekrar okumak çok güzel..
Herkesin dünyamız için birşeyler yapma zamanı.
Sizin yaptığınız gibi..
Sevgiyle

Güngör Ekinci Saglik dedi ki...

Hoşgeldiniiiiiiiizzzz.
Çok özlemiştim, gerçekten çok sevindim.sevgiler.