2008 kasim ayi.. Roma’yi seller sular goturuyor.. Benim gozlerimde de bulutlar.. Tezim en iyi bakis acisiyla, teslim edilecegi zamani iki ay gecirmis durumda.. Gec kaldim demek icin bile, gec kalmis durumdayim..
Mehmet’ten her zamanki gibi iki satirlik bir mektup geliyor.. “Bu benim yayinevinde bekleyen kitabim, bir oku istiyorum” diyor.. O gune kadar hic sozu edilmemis bu “kitabi” cok merak ediyorum ama okumayi daha rahat bir zamana birakmaya karar veriyorum.
O gece bizim evde yeterince gece olup, el ayak ortadan cekilince, calismak icin bilgisayarin basina geciyorum. Yanlislikla silerim korkusuyla Mehmet’in henuz ismi konmamis kitabini bir dosyaya kopyaliyorum.. PDF formati bile koymadan yolladigi icin, bana duydugu bu guven basimin ustundeki bulutlari kovaliyor biraz.. Gulumsuyorum..
Kendime bir sutlu kahve hazirliyorum.. Kahvemden ilk yudumu alirken, ilk sayfalara gozum takiliyor..
Bir “ayri dusmusun” ve onun ayri dustugu “biricik” kentin hikayesi anlatilan..
Oykunun bittigi yerde efsaneler, anilarin tukendigi yerde tarih, hepsinin duslerle karistigi noktalarda titiz bir arastirma basliyor ve ilk satirlarini oylesine okuyuverdigim bu henuz basilmamis kitaptan gozlerimi alamiyorum.
Kitabi okumuyorum aslinda, karsimda oturan deniz yesili gozlu bir cocuktan, onun yasamini, annesini, babasini kardeslerini, Urfa’yi, yemek kulturunu ve ona bunu ogreten dedelerini, sira gecelerini, odalari, sevdigi oyunlari, hayatin insanin onune cikarttigi depremleri, dalga gecebildigi ya da boyunu asan korkulari gecenin sessizliginde dinliyorum...
Mehmet’ten her zamanki gibi iki satirlik bir mektup geliyor.. “Bu benim yayinevinde bekleyen kitabim, bir oku istiyorum” diyor.. O gune kadar hic sozu edilmemis bu “kitabi” cok merak ediyorum ama okumayi daha rahat bir zamana birakmaya karar veriyorum.
O gece bizim evde yeterince gece olup, el ayak ortadan cekilince, calismak icin bilgisayarin basina geciyorum. Yanlislikla silerim korkusuyla Mehmet’in henuz ismi konmamis kitabini bir dosyaya kopyaliyorum.. PDF formati bile koymadan yolladigi icin, bana duydugu bu guven basimin ustundeki bulutlari kovaliyor biraz.. Gulumsuyorum..
Kendime bir sutlu kahve hazirliyorum.. Kahvemden ilk yudumu alirken, ilk sayfalara gozum takiliyor..
Bir “ayri dusmusun” ve onun ayri dustugu “biricik” kentin hikayesi anlatilan..
Oykunun bittigi yerde efsaneler, anilarin tukendigi yerde tarih, hepsinin duslerle karistigi noktalarda titiz bir arastirma basliyor ve ilk satirlarini oylesine okuyuverdigim bu henuz basilmamis kitaptan gozlerimi alamiyorum.
Kitabi okumuyorum aslinda, karsimda oturan deniz yesili gozlu bir cocuktan, onun yasamini, annesini, babasini kardeslerini, Urfa’yi, yemek kulturunu ve ona bunu ogreten dedelerini, sira gecelerini, odalari, sevdigi oyunlari, hayatin insanin onune cikarttigi depremleri, dalga gecebildigi ya da boyunu asan korkulari gecenin sessizliginde dinliyorum...
Kucucuk bir el bana dogru uzanacakmis ta, gozluklu dedesiyle az once aldigi limonlu sekerlerle, “arap kizi” sakizi uzativerecekmis kadar gercek hersey..Hic gizlenmeyen, saklanmayi bilmeyen bir cocugun masumlugunda anlatilan bir hayati, onu cevreleyen dunyayla birlikte goruyorum..
Tarihe bir goz atiyorum, efsaneleri ogreniyorum hepsiyle birlikte..
“Pesinden kossan yetisemezsin, bagirsan sesini duymaz, aglasan kimin umurunda?” diyor gecenin karanliginda..
Bu cumleyi birkac kez okuyorum.. Nasil bu kadar yureklice yuzlesir insan anilariyla, nasil bu kadar dik tutar basini yasama, yurege gomulmus bunca “zor” yasanmislik nasil bulunur cikartilir ustunu ortup sakladiginiz koselerden?
“Pesinden kossan yetisemezsin, bagirsan sesini duymaz, aglasan kimin umurunda?”.. diyor..
Yillardir gormezden, duymazdan geldikleri kapisinda, kurtulusun anlamini kavramaya calisan bu hayat, beni sonralarina da tanik ediyor. Guluyor bazen kendine, beni de gulumsetiyor.. Onunla istanbul’a, sonra tekrar Urfa’ya gidiyorum.. Baska sofralarda, baska baska yemekler yiyorum.. Herseyi yiyorum, tadiyorum seviyorum da, “kiymalinin kenarlari” bogazima dugumleniyor..
Basimi kaldiriyorum, neredeyse sabah oluyor.. Yagmur durmamis..
“Son soz” ’e gelmis sira.. Kendime dumani tuten bir sabah kahvesi hazirliyorum.. Benim gibi artik hicbir kitabi bir solukta okuyamiyan bir insan, eger burada durduysa bunca saat, o “son soz” de cok ozel birseyler vardir diye dusunuyorum icimden..
O son soz, benim icin kitabin kendisi kadar guzel, o kadar hep hatirlanmaya degecek, benim ruhumun sivri koselerini yumusatacak bir son soz oluyor..
Bilmem siz ne bulmak icin kitap okursunuz..?
Bu kitabi okuyun.. Aramadiklarinizi da bulacaksiniz..
Tarihe bir goz atiyorum, efsaneleri ogreniyorum hepsiyle birlikte..
“Pesinden kossan yetisemezsin, bagirsan sesini duymaz, aglasan kimin umurunda?” diyor gecenin karanliginda..
Bu cumleyi birkac kez okuyorum.. Nasil bu kadar yureklice yuzlesir insan anilariyla, nasil bu kadar dik tutar basini yasama, yurege gomulmus bunca “zor” yasanmislik nasil bulunur cikartilir ustunu ortup sakladiginiz koselerden?
“Pesinden kossan yetisemezsin, bagirsan sesini duymaz, aglasan kimin umurunda?”.. diyor..
Yillardir gormezden, duymazdan geldikleri kapisinda, kurtulusun anlamini kavramaya calisan bu hayat, beni sonralarina da tanik ediyor. Guluyor bazen kendine, beni de gulumsetiyor.. Onunla istanbul’a, sonra tekrar Urfa’ya gidiyorum.. Baska sofralarda, baska baska yemekler yiyorum.. Herseyi yiyorum, tadiyorum seviyorum da, “kiymalinin kenarlari” bogazima dugumleniyor..
Basimi kaldiriyorum, neredeyse sabah oluyor.. Yagmur durmamis..
“Son soz” ’e gelmis sira.. Kendime dumani tuten bir sabah kahvesi hazirliyorum.. Benim gibi artik hicbir kitabi bir solukta okuyamiyan bir insan, eger burada durduysa bunca saat, o “son soz” de cok ozel birseyler vardir diye dusunuyorum icimden..
O son soz, benim icin kitabin kendisi kadar guzel, o kadar hep hatirlanmaya degecek, benim ruhumun sivri koselerini yumusatacak bir son soz oluyor..
Bilmem siz ne bulmak icin kitap okursunuz..?
Bu kitabi okuyun.. Aramadiklarinizi da bulacaksiniz..
.
9 Haziran 2009'Roma
35 yorum:
Hoşgeldiniz Mehtap, hayatımızın bir parçası olmuşsunuz gerçekten de, özledik sizi.
Blogları okumaya ve takip etmeye yeni başlamamdan olsa gerek olan biteni izlemem, haberdar olmam, herkesin nasıl haberleştiğini kavramam zaman alıyor. Sizin de hayatınızda sıkıntılı ama dostlarla hafifleyen bir dönem geçti sanırım. Her ne olduysa sonu iyi gelmiştir umarım. Ben de etrafınızdaki ortamı ve dostlukları sizin yarattığınızı düşünenlerdenim. Hatta o kadar olumlu bir hava yaratıyorsunuz ki, benim gibi bugüne kadar sadece kendi çekirdek dostluklarında yaşayan birisini bile bloglar aracılığıyla tanımadığı insanlarla birşeyler paylaşır hale getirebiliyorsunuz. Benim için bunun bir sonraki adımı da kendi bloguna yazmaktır belki, kim bilir...
Bu sefer verdiğimiz kiloların yanında, ufkumu bu kadar açtığınız ve beni yeni bir dünya ile tanıştırdığınız için çok daha derinden ve gönülden teşekkür etmek istiyorum.
Bu konuda o kadar (b)ilgisiz kalmışım ki hala adsız olarak imzalamak durumunda kalıyorum, kusura bakmayın. Yasemin-Ada
Sen tavsiye edersinde, ben okumam mi:)) Not aldim:))
Sevgilerimle
İlk satırlarından başlıyor kökler,O özlem..oraların ailelerinin köklerini taşıyan bir çocuğum var benimde..Yaşam ritüelleri, yemekleri, vaz geçilmez kati saygı ölçüleri beni hep şaşırtmıştır..Binlerce yılda oluşan bir kültürün kökleride ancak böyle titretir insanı..
mutlak doğru yere,kitlelere ulaşacak olan bir kitabı sayende daha kısa süre de tanışmış oldum Mehtap..keyifle okunası bir kitap yaşmış Mehmet Saraç..satırlar daha ilk satırlarında yuttu beni..Senin aracılığınla teşekkür ederim ben de..
Mehtap,
Kitap için söyledikleriniz, kitabın sizde bıraktığı izler, en azından okuduğumuz harika kitap kadar gerçek ve içten.
Bu kitap okunmalı!
Başka söze gerek yok.
:))
Sevgiler size.
:)
Mehtap Hanim,
ne güzel yazmissiniz. Benim de ilgimi cekti bu kitap. Arastirdim ama buraya gelmemis henüz, gelecek Türkiye tatilinde alirim ben de.
Yazdiklarinizdan anladigim kadariyla saglikla ilgili bir probleminiz olmus. Neyse ki hersey yoluna girmis, buna cok sevindim. Cok gecmis olsun.
Sevgiler
Tam bana göre bir kitap, ilk Dost Kitabevi ziyaretimde alıp okuyacağım. Uzun zamandır sessiz takipçinizdim, şimdi blog alemine girdim, artık daha sıkı takipçiniz olacağım. Sevgiler...
Nurşen
ilk okunacaklar arasına alındı. tamamdır. :)
Mrb.Önce geçmiş olsun mu diyeyim.Hoşgelmişsinia mi diyeyim.Yada güle güle mi. bilemedin.Önce sanırım sağlıkla ilgili bir sorundu galiba.Geçmiş olsun diyorum.Sevdiklerinizle beraber sağlıklı mutlu başarılı bir yaşam diliyorum.Ama her şeyin başı sağlık.Ankaraya gelmişsiniz bilemedik.2 adım yanıbaşımızdamışsınız haberimiz olmadı.Türkiyeden ayrılmışsınız güle güle.Tekrar güzel sağlıklı bir günde geldiğinizde haberimiz olursa ğörüşmek üzere sevgiyle kalın.Yeşim G.
2 hafta sonra 3 yilin ardindan bir Kibris&Turkiye tatiline cikiyoruz. Alinacak kitaplar listesine eklendi...
Sevgiyle kalin...
Ilk zamanlar; hepsini okumaliydim.
Sonralari; hepsi benim olmaliydi.
Simdi; anlatana ulasip, anlatilanla butunlesip, baskalarina anlatiyorsam 'bu kitap amacina ulasti' diyorum. (Bazen de butun ogrendiklerimi kendime sakliyorum, cunku bazi kitaplari okuyunca aklim basima geliyor, kendime ceki duzen veriyorum, hehe!)
Ne guzel degil mi, bizler de buradan yazisarak-okuyarak iletisim kuruyoruz, tipki kitaplar gibi.
Bir de benim bugun aklima ne geldi biliyormusunuz, eskiden bir suru mektup arkadasim vardi, artik yok, cok severdim mektup yazmayi ve okumayi. Simdi ise hergun onlarca mektup okuyorum :-) Sizin ve diger takip ettigim bloglara yazan insanlari okumak bana, eksikligini hissettigim mektup arkadaslarimi hatirlatiyor. Cok mutlu oluyorum.
Öncelikle geçmiş olsun. Kitaı öyle anlatmışsın ki insanın hemen alıp okuyası geliyor :) Güzel bir gün/hafta geçirmen dileğiyle...
suspect
Son soz basligi birden panikletti beni tam yeni bulmusken ve ilk kez basariyorken mehtabi kaybedecem sandim.meger yazinin anafikriymis. Mevsimlerden romayi bir arkadasim tavsiye etti 20 gundur bu blogdayim diyetin 3. Haftasi yani. Ilk iki hafta 2 kg verdim. kendimi iyi hissediyorum.cok tesekkurler son soz: sakin bizi birakmayin. Biz hep burdayiz elinize yureginize saglik Ayse
Çeok geçmiş olsun Mehtap Hanim, umarim yaşadığınız zorlukları tamamen arkanizda birakmissinizdir. Sesinizi yeniden duymak çok güzel. Önerdiğiniz kitabi da ilk firsatta okuyacagim.
Sevgili Mehtap,öncelikle büyük geçmiş olsun.seni özlemiştik,sen yokken biz yola devam ettik,çevremden sürekli sen nekadar zayıflamışsın lafları duymaya başladım,çok mutluyum,çok sağol,iyiki varsın,sevgiler:)
Yemek hayatın ölümle içiçe devam ettiğini gösteriyor bize.Bu nedenle ölülerimizin ardından yemek yiyerek gideni uğurlamak ritüeller arasında.Kitap da galiba böyle bir şeyleri anlatıyor.Neyse uzun lafın kısası okumak gerek
Yemek hayatın ölüme rağmen devam ettiğini gösteriyor.O yüzden ölülerimizin ardından yemek yemek ritüeller arasınsa.Sanırım önerdiğiniz kitap da bunu anlatıyor.Okumak gerek...
Yaşanmışlıklar, yaşama çok şey katar diye düşünüyorum..
her yaşanmışlığı özenle akıl hazineme almayı sever, adeta bir ışık gibi görürüm..
bana çok şey katan şeylerde mutlaka bu insanlardı..
eminim mEHMET bEYİN YAŞAMIŞLIKLARIDA BENİM GÖKKUŞAĞIMIN RENKLERİ ARASINDA yer alacaklardır..
sevgiler mehtapcığım...
hep çiçekler......
hep güzellikler......
Sevgili Mehtap, önceki hafta dr. randevum vardı, verdiğim kilolar 14,5 'a ulaştı :) Herşey için teşekkür ederim sana. Bu aşamada meyve olarak kavun karpuz tercih edebiliyor muyuz? Sana sormadan yemeyeyim dedim :)Sevgiler...
merhaba sevgili Mehtap Hanım. ben şu anda 6.haftamın 5.günündeyim 7.haftaya nasıl devam edeceğimi bilemediğim için 6.haftayı 7 güne tamamlayacağım. ama şu anda ne yapacağımı nasıl devam edeceğimi bilemiyorum. 6.hafta listesinin öğle yemeklerine tam olarak uyamadım bile nasıl bir liste hazırlayacağım?çok karmakarışığım. kaçamak yapmadım ama az yemek zorunda kaldığım zamanlar çok oldu. yarın tartılıp sonuçlarımı tekrar yazacağım.en iyisi baştan herşeyi yeniden okumak ve bir liste oluşturmaya çalışmak. işlerinizde kolaylıklar ve sağlıklı,mutlu haftasonları diliyorum.sevgilerimle.
Ü.A.A.
Sevgili Ü.A.A, Mehtap elbette ki cevap verecektir ama öneri olması açısından; ben Mehtap listeyle ilgili herhangi bir değişiklik yapmadıkça temel listenin çeşitli versiyonlarını uygulayarak devam ediyorum, kilo verme durumum da gayet iyi gidiyor. Hergün yediklerimi yazıyorum, böylece önceki haftalara dönüp aynı günlük listeyi uyguluyorum. Herkese sevgiler. Sevgili Mehtap, işine karışmış olmadım umarım. sevgiler :)
Sevgili Mehtap, uzun zamandır yoktum dolayısıyla bloğunuza da bakamadım. Ne kadar zor, üzücü, telaşlı ama aynı zamanda sıcak ve samimi şeyler yaşamışsınız öyle.Üzüldüğünüze üzüldüm. Sanırım babanızla ilgili bir sağlık sorunu yaşamışsınız.Çok geçmiş olsun. Biz büyürken anne babalarımız da yaş alıyorlar. Yıllarla birlikte onların hayatımızdaki yerleri ve önemleri de giderek büyüyor yada biz büyüdüğümüz ve çoluk çocuk sahibi olduğumuz için onların fedakarlıklarını daha iyi anlar oluyoruz. İnşallah onlar bilgelikleriyle ve tontonluklarıyla uzun yıllar yanımızda olurlar.Çok geçmiş olsun tekrar. Dönmenize çok sevindim.Siz yokken bu sanal alemin ne tadı var nede tuzu.
Merhaba Mehtap Hanım öncelikle babanız için çok geçmiş olsun diyorum Allah acil şifalar versin.Ben kronik sessizlerdenim ama sitenizin en sıkı takipçilerindenim aynı zamanda.Diyet yazılarınızla ilgimi çektiniz bir daha kopamadım.Yaklaşık altı aydır diyet yapıyordum 10 kilo vermiştim fakat vücudum direnmeye başlamıştı son iki ay dogru düzgün kilo veremedim tam bu esnada sizi fark ettim 15 gün gecikmeyle takip etmeye başladım 5 kilo verdim proteinsiz haftayı da bitirdim çok ama çok mutluyum size ne kadar teşekkür etsek azdır.Allah razı olsun sizden bunca insana umut oldunuz bize başarabilecegimizi gösterdiniz.Şu anda günlük sebze protein dengesiyle devam ediyorum ara ögünleri hiç atlamıyorum hatta ben ögleden sonraki arayı da ikiye böldüm ben de çok işe yaradı sabahı zaten ikiye bölüyorum hiç açlık çekmiyorum.Yeni listeyi merakla bekliyorum.Aslında ne yapmamız gerektigini az çok ögrendik ama siz söyleyince daha bir güven duyarak yapıyoruz.Bu arada ben yalnız degilim bir grup arkadaşım ve ailem de benimle birlikte aynı diyeti uyguluyor herkes çok memnun tekrar teşekkürler.özlem
Çok geçmiş olsun Mehtap Hanım...
Merhaba Mehtap Hanım;
Öncelikle çok geçmiş olsun.Acil şifalar diliyorum.
Benim de merak ettiğim birkaç konu var.Ben de sitenizi sonradan keşfedenlerdenim. Geriden de olsa listeleri takip ediyorum.Fakat aklıma takılan bazı sorular var.
İlk olarak funda Hanım'ın ve Bahar Hanım'ın hikayelerinde okuduğum kilo vermenin yavaşladığı hatta duruduğu durumlarda özel birşeyler yapmamız lazım mı?
Bu tip durumlarda vücudun kilo verme direncini kırmak için ne yapmak lazım ?
Ayrıca diyetin 6 hafatasında tatilde olacağız ve eminim pek uygulayamayacağım.Acaba tatil dönüşü kaldığım yerden mi yoksa baştam listeleri uygulamak daha doğru olur?
Zaman ayırıp sorularımı yanıtlarsanız çok sevinirim.
Tekrar babanıza çok geçmiş olsun.En kısa sürede sağığına kavuşması dileğiyle
Sevgiler
Fatoş
Merhaba Mehtap Hn. öncelikle geçmiş olsun dileğimi geç de olsa belirtmek istedim.Babanızla ilgili sağlık problemi olduğu öğrenince üzüldüm.Sanırım şimdi daha iyidir. 15 gün tatilde olmam nedeniyle sanal alemden de uzak kaldım. Bu arada beni en çok üzen de sizin Türkiye'ye kısa süreli gelişiniz esnasında benim de sizinle aynı tarihte aynı şehirde olmam, fakat sizi görme ve tanıma şansımın olmaması.Kimbilir belki başka bir tarihte ve başka yerlerde sizinle karşılaşır ve sizi tanıma fırsatı bulurum. İnanın bunu çok istiyorum. Ayrıca anlatmaya çalıştığınız kitabı en kısa zamanda okumak isterim.Çünkü gerçek yaşam öyküleri ve şehir hikayeleri, değişik örf, adetler , değişik toplumların folklörü benim her zaman ilgimi çekmiştir.
Bize km.lerce uzakta olsanız da çok yakınımızda olduğunuzu hissediyorum. İnanın bu da bana ve sanırım sitenizi okuyan çoğu kişiye iyi geliyor. Bunu yorumlardan anlıyorum.Güzel insan, bize vermiş olduğunuz her şey için tekrar tekrar teşekkürler. Sağlık ve mutluluk kapınızdan eksik olmasın. Sevgiler :))
Gülsüm
sevgili suspect, öncelikle önerin için teşekkür etmek istiyorum. ama bende aynen senin gibi başladığım günden beri herşeyi yazıyorum. yazmama rağmen geri dönüp okumam imkansız o kadar yoğunumki bazen yemeğe uyumaya vakit bulamıyorum yada o vakiti ayırmayı beceremiyorum. uyuduğum zaman vakit kaybediyormuşum gibi geliyor 24 saat yetmiyor, tatil ise uzak bir hayal .bilmiyorum yorgunum biraz 3.haftadan sonra tartılmamıştım. 6.haftada tartıldım en az 3 kilo vermem gerekirdi ama adet dönemime denk geldi hatta geciktiğimden 3 gündür davul gibi şiştim ve sadece 2 kilo verebilmişim biraz moralim bozuk.birde işten sonra hergün tamamen alakasız yemek yiyenler için iki kere yemek yapmam beni daha çok yoruyor. yani anlayacağın bu hafta artık bir düzene girip kendimi toparlamam gerekiyor, bunun içinde arkadaşların mektuplarını ve sevgili Mehtap Hanım'ın yazılarını okumam gerekiyor:) artık kısmetse öğle yemeğinde okurum.teşekkür ederim destek olmaya çalıştığın için.
Ü.A.A.
Mehtap hanımcığım geçmiş olsun..sevgiler.
merhaba sizi yeni tanıdım çok değişik geldi siteniz ama çok beğendim sizi takip ediciğim bundan sonra :)))
Tamamen senin görüşü paylaşıyoruz . Bu fikir hoş bir şey bana da . Bengenel bir tartışma için yaptırmanızı öneririz .
Mutlu Noeller! :)
Hatta zevk okuma . Teşekkür ederim.
Howdy. Very cool blog!! Guy .. Excellent .. Superb .. I will bookmark your website and take the feeds
Always glad to read amazing articles.. Will be back for more for sure! Thank you for sharing
If you could e-mail me with a few suggestions on how you made your website look this great, I would be grateful.
The author deserves for the monument:0)
Among the best to mention I’m brand new for you to weblog and honestly savored your blog post website.
Yorum Gönder