Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..
24 Ekim 2011 Pazartesi
EDREMIT VAN'A BAKAR...
Ne soyler insan boyle anlarda, ne gecer yureginden…?
Kisacik bir omre, kac boyle aci manzarasi sigdirir?
Kac aksam yedigi bir lokma ekmek bogazinda kalir?
Atesin sonunda hep dustugu yeri yaktigini kac yasinda anlar bir insan?
Konusulanlarin, yazilanlarin, tartisilanlarin omru kisa hafizalardan, hangi gundemlerle silinecegini nereden bilir?
Van...
Dedemin soyadi, otlu peynir, kavut, gendime, delikli mermerde kirilan findiklar, erik pestili benim icin...
Hic karsilasilmamis akrabalardan gelen yedi delikli nazar boncuklari, uzun tuylu battaniyeler, bayram kartlari, piriltili esarplar, kucucuk cay bardaklari...
Yikilmis, dokulmus, alt ust olmus...
Olan gidene oluyor, biten omure oluyor, sonen hayatlara oluyor...
Canimiz yaniyor, tadimiz kaciyor, kasigimiz elimizde kaliyor haberleri izlerken, yazik yazik, hepsi can, hepsi evlat, bitsin artik teror diyoruz, doga bu dinlemez diyoruz, trafik canavari diyoruz, hastalik aldi goturdu diyoruz...
Olan giden omurlere oluyor, ben duydugum aciyi yazsam ne olacak...?
25/10/2011
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Oğlumla kargolar hazırlıyoruz, imkan dahilinde yaralarına merhem olmak istiyoruz, çevremde sarfedilen çabaları görüyorum ama neden geçen haftadan beri boğazım düğüm düğüm Yunus'un gözleri hiç silinmiyor hafızamdan, olan gidene oluyor dediğin gibi ateş düştüğü yeri yakıyor.
Seda
Edremit'in Van'a baktığı herkes tarafından anlaşılana kadar daha çok ateşler düşecek daha çok canlar yanacak gibi görünüyor.
Yaşanan üzüntüler her gün bir diğerini aratırken sizin de kendinizi çok çaresiz hissettiğiniz oluyor mu?
nc
siz hissetiğiniz acıyı yazarken ve biz onu okurken koşa koşa yaşadığımız hayatta bir an durup bakacağız çevremizdeki sahip olduklarımıza. ateşin düştüğü yerler için dua ederken henüz solmayan çiçeklerimiz için şükredeceğiz...
Yediğimiz lokmalar boğazımızda kalıyor.Kar yağmasın diye dua ediyoruz.Ve toparlamaya çalışıyorum toplayabildiğim kadar çorap mont battaniye...
Yorum Gönder