Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

13 Mayıs 2008 Salı

BAGLANMIYACAKSIN..

Uzun zamandir siir kitaplarimi ellemedigimi farkettim bugun postama gelen bu siiri okudugumda.. Ankara aksamlarini, ogrenci harcligi ile alinmis, kopru alti sarapcilarinin bile begenmeyecegi Fettu sarabi ve peynirle hazirladigimiz siir aksamlarini, mumlari ve damarlarmizda dolasan misralari hatirladim..

Siir insanin kendi ana dilinde guzel, kendi anadilinde konusanin yazdigi siiri okumak daha da guzel..

Ankara'daki arkadaslarimi ozledim..

Siir okumayi, sayfalara isaret koymayi, isaretlenmis sayfalardan koparilmis misralarla yazilmis ask mektuplarini ozledim..
Ben baglanmayi bilseydim kalir miydim acaba yoksa gidince daha mi cok baglandim bilmiyorum..
Artik gec.. Bu sorulari hic sormuyorum..
Sarap iciyoruz essiz peynirlerin esliginde, muzik dinliyoruz, gunlerden, gunlerin getirdiklerinden, yeni hukumetten, kadin bakanlardan, bu yazin modasindan filan konusuyoruz..
Ben icimden siir okuyorum..

Mehtap Pasin Gualano

12/V/2008'Roma



Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

CAN YUCEL

4 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

ne demeli bilmiyorum..
Can Yücel'in en sevdiğim şiiriydi..hatirlamam gerekiyormuş ki karşıma çıktı sayfanda..
Peynir yoktu ben okurken şiiri, şarapta, mum da ..Ama yinede keyif aldım bu paylaşımdan... ben o özlediğin Ankaradayım..Sen Roma 'da...Ama bak paylaşıyoruz işte bir şekilde de olsa..:)

berrin dedi ki...

ankara daki
arkadaşlarını özledinse
neden gelmiyorsun...
bu şehrin demirbaşıyım
biryerlere gidersem
döndüğümde
ankara yı yerinde bulamamak gibi
bir korkum var...

Nilambara dedi ki...

Mehtap'cığım, Berrin'e katılıyorum gelmelisin artık...
hem sevgili Berrin'in Ankara'nın demirbaşı olduğunu en iyi bilenlerdenim, emin ol sen geldiğinde o buralarda olmasa bile hemen dönecektir :)))
umarım yakında gelirsin...

Benim de Brajeshwari gibi çok sevdiğim, her mısrası feyz alınacak, yaşam düstüru olacak bir şiir... çok teşekkürler tekrar hatırlattığın için...

sahi, bu yazın niye "tofu grup"ta yok :(

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Keske gelsem degil mi?
Benden once Gulcin gelecek.. Ben umudumu kesmedim..