Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

6 Mart 2009 Cuma

ISTANBUL'DAN MEHMET GELDI...

Konusuyorduk bir ogleden sonra Mehmet’le.. epeydir Roma’da.. “Benim omrum hazirlanip bozulan valizlerin sevincleriyle huzunlerinin arasinda gecti” diyorum.. Valizler ortaya cikar cikmaz karisir duygularim benim.. Kavusmaya mi sevinecegim, ayrilmaya mi uzulecegim bilinmez..

Babami anlatiyorum.. Ben, yolculuk vakti yaklasirken, gozumun ucunda yaslar, konusulamaz, soru sorulamaz olurdum.. Hircinlasirdim.. Annemle babam hazirlarlardi valizimi.. “Agir olmasin, hic birsey goturmek istemiyorum” derdim.. Tamam derlerdi uysalca..

Ankara’da valiz acilir.. Valizin koselerine saklanmis Ezine peynirleri, Kibris ay cekirdekleri, peksimetler, keteler, kuru yemisler cikardi ortaya.. Mutlaka bir de mektup olurdu, kendime iyi bakmami ogutleyen.. “Baban” diye ciddi ciddi imzalardi babam.. Annem mektup yazsa da, okuyamazdim hiyeroglif yazisini cogu kez ama cok iyi seyler yazardi, bilirdim..

Mutlaka ama mutlaka, keci boynuzu saklanirdi valizin bir yerlerine.. Gulumserdim o zaman.. Ne vakit alirlardi, neden evde degil de, Ankara’da yemek uzere saklanirdi bilmiyorum.. Ama her valiz acisimda sanki bir kese kagidinda keci boynuzlari cikacakmis gibi bekliyorum hala diyorum Mehmet’e.. Guluyoruz..

Mehmet, bir arkeolog.. Bir arkeologun yazabilecegi en ilginc doktora tezini secmis, bir yayinevinin editoru, bir sair.. Gencecik bir omre, bir kac omre sigmayacak ilgiyi, bilgiyi ve emegi sigdirmis, cok akillli ve cok keyifli bir insan..

Size Istanbul’dan ne getireyim diyor telefonda.. Aaaaaaa… Sen ne zaman gittin diyorum.. Aklina esmis, almis biletini bir sabah..

Sen Istanbul’un keyfini cikart diyorum, ben gelince Ciya’ya gidecegiz birlikte, zahter salatasi yiyecegim, soz verdin.. “O kolay” diyor.. Ciya’nin sahiplerini cok iyi tanirim, daha olmadi alip Roma’ya getiririm salatayi, ama siz gercekten ne istersiniz onu soyleyin” diyor..

Sonra bir daha ariyor.. Hala soylemediniz diyor ne istediginizi.. Ay cekirdegi diyorum.. Ama azicik… Bir de nar eksisi isterim o zaman diyorum.. Iki tane de sokak simiti.. Hepsi bu mu diyor..? Daha ne olsun diyorum.. Haa.. Ucaktaki gazeteleri sakin atma, bana getir.. Ben gazeteye dokunarak okumayi seviyorum..

Sonra ona bir mail gonderip, izlemeyi cok istedigim bir filmin DVD’si ciktiysa onu almasini rica ediyorum..

Dondugunde ariyor.. Bulusuyoruz.. Istanbul ona yaramis.. Keyifli gozukuyor.. Yuzune, renk gelmis Istanbul’da.. Konusuyoruz.. Konusuyoruz.. Konusuyoruz.. Sonra kocaman kirmizi bir canta cikartiyor..

Once bir Mudo cantasi cikiyor icinden.. Benim Turkiye’deyken en sevdigim, en cok alisveris yaptigim magaza.. Guzel, yesilli beyazli bir esarp cikiyor icinden.. Hic yuzunu bile gormedigim bir genc kadin, beni dusunmus, zaman ayirmis, benim icin secmis.. Hemen boynuma doluyorum..

Bunlar ay cekirdeklerinizi dedigi paketin icinden, cevizler, kirmizi kabuklu findiklar, bademler, sam fistiklari ve ay cekirdekleri cikiyor..

Sonra simitler bir baska paketten.. Hemen koskocaman isiriyorum simitten.. Nar eksisi, fistik ezmeleri.. Istedigim DVD… Bayram cocuklari gibi seviniyorum..

Sonra bir baska kucucuk paketi aciyorum.. Avuclarim acik kaliyor.. Pakete bakakaliyorum..

Unutmamissin diyorum.. Nasil geldi aklina Mehmet’cigim..? Nasil hatirladin, uzun surmus bir sohbetin bir satirini..? Bu, bir insanin “duygusal kalitesinin”* gostergesi diyorum..

Gozlerim doluyor..

Keci boynuzlari var paketin icinde..


Ben sansli bir insanim..


Etrafimda duygusal kaliteleri yuksek insanlar buldugum icin, o insanlari tanima firsatim oldugu icin sansli bir insanim..


umarim sizler de..

37 yorum:

funda dedi ki...

seni düşünenlerin nasıl olduğunu bulmak öyle kolay ki aslında , aynaya bak sadece , hepsi bu :)

Brajeshwari dedi ki...

Ah Mehtapcım, bu nasıl bir duygudur.Ben bu özlemi 1 yıl İngilterede yaşadım.Her sabah cornflakes yemekten bıkmıştım. Ankara'ya döndüğüm sabah annem harika bir kahvaltı hazırlamıştı, ağlayarak peynir yemiştim.

Sen böyle özledikçe bize yaz.Mektup yazar içine iliştiririz özlediklerini...

Zamandan Sızan dedi ki...

çok özel dostlarım vardır seninkiler gibi..
sarf edilen onlarca cümlelerin içinden sıyırıp alırlar yüzümü gülümseten incelikleri.. bilmem belki ben de öyleyimdir biraz da ondandır..
hatırlatın dostları ben de karalamalıyım sevdiklerimle ilgili bir şeyler çünkü fazlaca içim istedi satırları okurken..
Mehmet sağ olsun ama resimdeki Ankara simidi değil Mehtap.. Bilirsin görüntüsü bile bambaşkadır..Bakarsın ben de getirim bir gün neden olmasın..Kaşar simit fırınlayıp çayla yemesi kalır..

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Funda'cigim, bak ne guzel bir mart ayi geldi.. Soguk ama buram buram Turkiye kokuyor.. Sabahlari arabamda bile.. sayende.. (bugunlerde biraz makyajim dagilmis gidiyorum ama neyse, bazi sarkilar, gozler yasarmadan dinlenmiyor..

Sevgili Brajeshwari'cigim.. oyle mektupla kurtulamazsiniz.. gelecegim.. berrin'in evinde manti-pijama-bogurtlenli cay partisi verecegiz.. Kiymet'in de sozleri var.. Sonra Istanbul'a.. Dut Masali ile macun sekerci arayacagiz.. babis'e kahvaltiya konuk olacagiz.. ya da once Dut masalinda kahvalti edip, babise cig kofte yemege gidecegiz.. Unuttum sanmayin.. Hic unutmam..

Sevgili Kiymet, bir insana arkadasim diyebilmek zaman ister ama bir kez dedin mi.. sirtini daglara dayamissin say kendini..
simitler Istanbul simidi ama, ozlem giderdim yine de.. gazete, cay, simit ve peynir.. ne guzel keyif yaptim..
bu arada sen gel Roma'ya.. Elin bos gel. onemli degil..

Mehmet Altun dedi ki...

İnsanın kendine ait olanı özlemesi kadar buruk bir duygu daha yoktur belki de, lakin esas bu duruk duygunun dokunduğu sembollerdir tir tir titreten.
Ne diyebileceğimi bilemiyorum.
Hiç kimsenim memleket özlememesini umarak, bütün hasretlerin bittiği bir düş için, sağolun...

Nilambara dedi ki...

Mehtap'cığım her açtığın paketle benim gözlerim biraz daha doldu... senin kadar olması mümkün değil ama benzer duyguları yaşattın kelimelerinle... sen gel artık lütfen, çok zaman oldu...

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Mehmet, ben sana tesekkur ederim.. Gercekten..

Sevgili Nilambara'cigim, bence de ben geleyim artik.. Ozlemisim degil mi iyice..?

Adsız dedi ki...

Sevgili Doktor Hanim,
Bence siz yine su diyet yazilariniza donun.Ben her sizin blogunuzu ziyaret ettikce aglamak istemiyorum.Siz bizi aglatmak icin mi yaziyorsunuz??

Gozu Yasli Takipciniz

Tijen dedi ki...

Ne güzel mutluluklar bunlar Mehtap! Simitler, keçiboynuzları... İnsana geçmişi, insana sevdiği yerleri getiriyor. (Ah Roma anılarım çok yaşlı Mehtap, bir daha yolum düşerse -ki çok isterim- söylediğin kafeyi ziyaret ederim!)

laleninbahcesi dedi ki...

böyle dostları olunca hayat bazen masal gibi geliyor insana. Sevgiler size ve hep dostlarla hep güzel anılarla dolu bir hayat dileğiyle

Adsız dedi ki...

baykuş koleksiyonumuzu göstermeden, bir bardak çay içirmeden, iki laflamadan gönderir miyim sanıyorsun mehtapcım :)

Unknown dedi ki...

çok beğendim bu sözü "duygusal kaliteli insanlar"...
çok nadir çevremdeler çokça olmasını dilerdim oysa :)

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

sevgili Gozu yasli takipcim, ben aslinda cok komik bir kadinimdir.. Siz buralarda kalin lutfen.. guleriz de birlikte..

sevgili Tijen'cigim..
sen gelirsen hem tanisiriz hem de seni ben gotururum o kahveye.. yanlis yazmadigimi umarim adini Caffè Eustacchio olsa gerek..

Sevgili Lalenin bahcesi, hayattaki en buyuk sansimdir benim dostlarim.. Arada yanildiklarim da olmustur ama, onlar da iyilerin kiymetini daha cok anlama islevi gormuslerdir herhalde..

Sevgili Cheetos, benim o aksam icin pijamam hazir.. hatta bir de bigudi edinmeyi dusunuyorum.. Nihayet seni cisim olarak ta taniyacagim ve berrin'e buna vesile oldugu icin, sarilacagim..

Sevgili Funda, bu benim buldugum bir tanim degil aslinda.. IQ yani intellectual quality ve EQ yani emotional quality. Bildigim kadariyla insan kaynaklari artik akil kadar, duygusal kalitenin de onemli oldugunu anladilar ve onun pesinden gidiyorlar artik.. Hele yonetici rolundekiler icin bence cok onemli..

Adsız dedi ki...

bende bigudi var merak etme, ayy çok heyecanlııı... :)))))

funda dedi ki...

benim bigudilerim yok ama onları sarıcak saçım da yok zaten.. yani mantık kurallarına göre ben bu geceye katılamam gibi bir sonuç mu çıkıyor yoksa ..

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Funda'cigim, ben sana yuzune surecek bir maske getirsem..? O da olur..

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

allahımm allahımm.
noel paketi gibi :)))
mükemmel bir enerji gerçektende.
SEVENLER, DÜŞÜNENLER ,SAĞOLSUN MEHTAPCIĞIM.
BİN YAŞASINLAR SEVDİKLERİYLE..
*
''BENde seve seve gelirim ORALARA, hiç sorun olmaz,
AMA: SEN GELİRSEN,
HAYAT BAYRAM OLUR :)
SU BÖREĞİ OLUR :)
TAZE SİMİT-PEYNİR OLUR.
BOĞAZ OLUR,MARTI OLUR,
EMİRGAN BEYLERBEYİ DE OLUR.
HEMDE BALIK-RAKI DA OLUR,
VE TABİİ ANKARA da,
OLUR OLUR...
HAYAT VATAN OLUR
MASAL OLUR :)
:)

New York Muhtari dedi ki...

Mehmet bey'e soylesek bir de NY'a ugrasa Istanbul sonrasi :-))

simit hayali ile yasiyorum su aralar da..

Brajeshwari dedi ki...

Berrin nerede ?

Evet bence de gel Mehtap sen..Ama yine de ben sen buralara gelip, kız kıza pijama partisi yapsakta, İtalyada yaşayacağın sonraki özlemlerin hatrina sana mektuba iliştirilmiş birşeyler yollarım..Söz..

Esra'nın Mutfağı dedi ki...

Blogun çok güzel orjinal ve kişisel. tebrikler. Görüşmek üzere:)

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili NuNu, ben macun sekerci arayacagiz derken, onun federico'ya bayrami ogretmek icin oldugunu hatirladim.. Kendi adima ben Balik-raki ve senin sohbetini seciyorum.. Ama artik herseyi yiyebildigin bir zamanda gerceklestirmek uzere tabii ki..
:-))Benim seni ilk kesfettigimde vardi bir dostlarla balik sofrasi.. Belki hatirlarsin.. cok ozendim diye yazmistim..

Sevgili New York muhtari, Mehmet eminim bunu aklinin bir yerlerine yazmistir bile.. Aslinda Amerika herkesin ulkesinden bir seyler bulabilmesi icin biraz daha sansli gibi geliyor bana.. Bilmem yaniliyor muyum?

Sevgili Brajeshwari.. Ben posta kutusundan sadece fatura ve bilimsel dergiler cikartmaktan yorgun bir insanim.. Cocuklugumdan beri mektup severim.. Mektubu posta kutusundan alirim, acmadan eve gelirim.. Ellerimi yikarim, ustumu degistiririm, bir fincan birsey hazirlarim.. Koltuga oturup, mektup acacagiyla yavas yavas acarim.. Ahh.. ne guzel bir duygudur o..

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Mutfaktaki Deli, tesekkur ederim.. Hos geldiniz..

Belgin dedi ki...

Mehtapcim inanki sanki paketler buradaymis ve ben de onlara dokunabilecekmisim gibi geldi, yazdilarini okurken. Cok severim Keciboynuzunu, aycekirdegini, hele hele simiti. Mehmet beye söylesek, Romadan sonra bir de Almanyaya dogru cevirse yolunu, bana da mis gibi bir Izmir gevregi getirse...mis gibi burnumda tüttü simdi kokusu.

Sen gelenleri benim yerimede ye, tadini cikara cikara:)
Sevgiler

ella dedi ki...

Böyle güzel, iyi dostlarının olması insana daha bir yaşama sevinci veriyor. İnsanın düşünüldüğünü ve önemsendiğini hissetmesi çok güzel, çok sevindim sizin için.

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili belgin, Mehmet New York'tan da bir davet aldi.. Eminim yaziyordur bir yerlere simit goturecegi ulkelerin adlarini.. :-))

Sevgili Owl, paylasacak dost olmayinca hayatta "sahip olmanin" pek bir degeri olmuyor..Ben bu acidan sansli bir insanim..

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

DUALAR ÜZERİNDE HAYIRLI KANDİLLER,
DEĞERLERİN ÜZERİNE ÇOK YAKIŞACAĞI NİCE HAK'LI KADINLAR GÜNÜ DİLİYORUM.
SEVGİLER.

MAVİ UMUT dedi ki...

Tüm dünya da ve ülkemizdeki kadınların insanlığa yakışır bir hayat,eşitlik, daha huzurlu bir yaşam hakkına sahip olabilmesini diliyorum.
Kadınlar günü'nüzü kutluyorum.
Kandiliniz mübarek olsun.

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili NuNu ve Ufuk cizgisi, her ikinize de tesekkur ediyorum.. sevgilerimle

Unknown dedi ki...

Merhaba Mehtap hanım,
Handan Ben. İsmimi iki kişiden işittiğiniz (Lale ve Mehmet), yüzümü henüz görmediğiniz..
Gönül ortaklığımız ise zaten mevcutmuş, burada gördüklerim öyle söylüyor.
Varlığınız için teşekkürler.
Sizi tanımak güzel. Sevgiyle.

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Handan,
bazen bir insani yakin hissetmek icin mutlaka karsilasmak gerekmiyor.. guzel sozleriniz icin cok tesekkur ederim..
yine de bir gun burada veya orada karsilasmak, ortak dostlarimizla birlikte bir kahve icmek firsati buluruz umarim..
Sevgilerimle

Mehmet Altun dedi ki...

Ne zaman kar yağsa; benim üstüm başım Sarıkamış olur. Sarıkamış kar olunca, kimse başka kışlara gitmemelidir bence. Orada kış herkese yeter.

Ben çocukken bayram olunca Almanya'dan dayım gelirdi. O zamanlar altı kalın Alman markası Epa ayakkabilar vardı.
Dayım her geldiğinde benim bu ayakkabılardan bir çift yeni ayakkabım olurdu.
Çok sevinirdim. Sanki Almanlar onları Sarıkamış'ta kışı seven çocuklar için yapmışlardı.
Sonra boyum uzadı ve dayım bir daha bana o ayakkabılardan getirmedi. Oysa çok bekledim. Üstelik o ayakkabilardan alacak parayı kendim kazanmaya çoktan başladım; lakin hiç bir zaman kendim için bir tane daha alamadım.

Şimdi bedenim büyüdü. Onu Roma'ya bile getirdim. Ama ben bir daha hiç Epa ayakkabı giymedim. Çünkü anladım ki; ben o ayakkabıları değil Sarıkamışta, O deli kışta, O kalın tabanlı ayakkabıları giyen çocuğu seviyormuşum. Ben o kışı seviyormuşum.

Mehtap Hanım'ın yazdığı muhteşem duyguyu okurken bütün bunları asla tasarlamamıştım. Meğer ne büyük hasretmiş insanın kendi dağında üşümesi. Meğer ne yaman sevmekmiş insanın kendine gitmesi.

Almanya'dan Belgin Hanım ve New York Muhtarı dostumuza söylemem gerekir ki; gücüm ne kadarına yeterse o kadar geleceğimi unutmayınız lütfen.
Zira özlemek, anlamaktan daha derin bir çatlak açar içine insanın...

Sevgimle...

beenmaya dedi ki...

birşeylerin, yerlerin, insanların, şehirlerin değerlerini bilmek için hep böylesine uzak kalıp özlemek mi gerekiyor acaba...neden içindeyken, yanındayken, burnumuzun dibindeyken bu kadar değer verip, sevip, özlemiyoruz...

çok utandım şimdi kendimden....

Oyku dedi ki...

Italyada yasayan turklerde gordum yazini Mehtap, merak ettim gecenin bu saatinde..
Heyecanlandim.. Sezen, simit, mektup..istanbul..
Vakit buldukca okuyacagim yazilarini.. Sonra sanirim gunun birinde arayacagim seni..

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili ...
memnun olurum.. o vakte kadar, kendine iyi bak..

Oyku dedi ki...

Login olamamisim pardon:(
Oyku ben.. http://oykuyener.blogspot.com/

Adsız dedi ki...

:) gülümsüyorum, Mehmet.
ne hoş hatırlanıyor olmak.
mudo çok iyi ve keçiboynuzu çok çok iyi