Sabah erkenden uyaniyorum…
Saat kacta yattigimin bir onemi yok… Gunesten onceki sabahi cok
seviyorum… Sessizce mayomu giyiyorum ve
deniz kiyisina iniyorum… Suya anlatacaklarim var… Kimseye soyleme
diyecegim, her zamanki gibi sessizce
dinleyecek…
Iskelenin ucuna oturuyorum…
Cocuklugumdan beri kac kez
ottuklerini saymadan duramadigim guguk kusu bana sayma artik, sadece dinle diyor…
Deniz dumduz, kipirtisiz, gunesi bekliyor isildamak icin… “ bana anlat” diyor… “Neler
oluyor?”Dilimin ucunda aksamdan kalan sarki… Haftanin 3 gunu program yapan genc, yakisikli, guzel sesli Serdar'in benim icin, bana soyledigi sarki…,
Gecenin bir vakti, alkislamaya mecali de niyeti de olmayan iki
musteriye huzunlu sarkilar soylerken, anneme
“gel oturalim surayi canlandiralim” diyorum tam eve donecekken artik…
Oyle de yapiyoruz… Alkisliyoruz, bravo
bravo diyoruz, gulumsuyor … Soyledigi sarkilari hic bilmiyorum… Artik biraz 40
yas ustu icin soyleseniz diyorum… Ruzgar’i soyluyor, Istanbul agliyor diyor,
baska masalar doluyor, alkislar cogaliyor… 50 yas icin diyorum… Aaaaaa, yok
artik diyor… Herkes gulumsuyor… Bunu sadece sizin icin soyluyorum, yasinizin
bir onemi yok diyor…
“Aklim
baska, duygularim baska yerde “ benim sarkim… Nasil da bana uyuyor iste tam da simdi...Ele avuca sığmazdı deli gönlüm
Bir zamanlar neredeydi şimdi nerde
İster güneş ol yak beni
Yağmurum ol
ağlat beni
Aklım başka duygularım başka yerde
Benim o
gercekten de… Sabah, gunesten de erken, tahta bir iskelenin ucuna ayaklarini
sarkitarak oturmus, suyla konusan o kadin…Aklım başka duygularım başka yerde
Aklim baska, duygularim baska bir yerde…
Arkadaslarimi dusunuyorum…
Arkadaslarimi… Ama ozellikle Halil'i... Simdi bu sabah, hepsini ama encok Halil'i...Cok azlar, cok nadirler, onun icin kiymetliler arkadaslarim…
Benim kadar zor arkadas edinen bir insana ne denir?
Secici? Huysuz? Yabani? Burnubuyuk?
Degilim ya da hepsiyim, hicbir onemi yok… Az arkadasim var, cok
az arkadasim var. Olanlar cok nadirler, cok degerliler benim icin…
Nilgun ve Halil’le 30 yili bulacak dostlugumuz… Hayatin dili
olsa anlatir kisacik bir zaman dilimde yasanan bir arkadaslik nasil bir omure
yayilir da, ayni zaman diliminde bana “seni seviyorum” diyen bir baska adamin sadece
tozu kalir hayatimda… Hatta o bile kalmaz.. Hayatin dili olsa anlatir Nilgun
ve Halil’le olan arkadasligimi… Nilgun'le Konya, Ankara, Roma, Istanbul'a sacilmis anilardan... Alihan'la Efe'nin, Federico'nun gelisleriyle taclanan yasanmisliklardan...
Hayatin dili vardir da, utanir bazen bize yasattiklarindan iste... Susar...
Hayatin dili vardir da, utanir bazen bize yasattiklarindan iste... Susar...
Hatice, ayni yillarin sevgili candan arkadasi… Hayati erkenden birakip gitmis, arkasinda buruk yurekler birakarak. Cep telefonumda numarasi, facebook sayfasi, dolabimda uclari cingirakli mor esarbi… Yuzlerce ani, gulumsenerek ya da kristal gozyaslariyla hatirlanacak… Bakakalmisizdir arkasindan… Kollarini acip gulumsuyordur bir yerden pembe elbisesiyle. Ask kadini, kotu gun dostu, hayatin korebesi...Son telefon konusmamizdaki gozyaslarim hala yuzumde… “Roma’ya gelecegim bu dert biter bitmez, guzel bir sarap icecegiz yine "ClaudioVelavevo detto'da” diyen sesi kulagimda...
Nurcan, Italya ile hayatima girmis, artik bir omure degmis,
arkadas otesi arkadasim…
Ne cok taniklik etmisiz birbirimizin yasantisina,
gidenlere, kalanlara, oylece durup kapidan bakanlara… Guclu, cesur, akilli, gercekci ,
guzel ve zevkli bir kadin… Ne zaman yaninizda olacagini boylesine bir dogallikla bilen bir insan... Kaderin karakterindir diyen, bunu kendi hayatinda gosteren, sirdasim, arkadasim... Roma'dan giderken, beni niye birakiyorsun tam da simdi demisim aglayarak, mesafelerin hicligini bana her firsatta gostermis, hep eli omuzumda, hep bana ayracak zaman bulmus, hep yanimda olmus... Bir fotograf karesindeyiz iste Nurcan, Hatice ve ben ficolarin barinda Eur'da... Dun gibi...
Berrinle,
Betul Ankara yillarimin bugunlere tasinmis arkadaslari… Nerede biraktiysak
elimizden fincani, yillar sonra ayni
yerden alip, cayini tazeliyeyim mi diye sorup devam edecegimiz , sevgili,
keyifli, deger bilen, deger verebilen iki kadin… Oran sehrindeki evimde aksamlara tasan, geceleri asan sohbetlerin, zorla goturuldugum kus gozlemlerinin ve yemeklerin degismez menusu pilav, tavuk, barbunyanin tadi, hala damagimda...
Bahar’la Guler… Mesafeli olmanin yakin olmamak anlamina gelmediginin kanitlari, anlatmak istemediginizi sormayan, sormadiginizi anlatmayan, degismeyen, sasirtmayan, aldatmayan arkadaslarim… Bahar yillardir donus vakti geldiginde, Kamil Hoca ile beraber Korfez havaalaninda gozyaslarimi silen, son dakikalarin buyuk huzunlerini benimle yasayan, benimle beraber suyla konusan sevgili dostum...
Seda … Tekne kazintisi… Kardesim, arkadasim, dinlemeyi bilen, anlayabilen, kaliteli, guvenilir, hassas,
dikkatli ve nazik … Milano-Roma hizli treninde gozlerimiz kapali konusmustuk
hayattan, hala gulumseyebildigimize gulumseyerek… Bizi nereye koysalar gulumseriz diye devam ettik arabanin bagajindaki kisa yolculugumuzda... Oyle canim, oyle candan arkadasim...
Mutluluk
nedir diye sormuslar bana bir vakitler...
“
Mesafelerle sinirlanmamis dostluklara, yillarla tukenmemis asklara, zamanin
yorgunluklarinda kaybedilmemis arkadasliklara sahip olmak mutluluk.. “ demisim,
baska bir suru bilmis bilmis cumlenin yaninda…
Iste o sevgili
arkadaslarimdan biri, neredeyse 30 yili bulan bir arkaslik, hayata sacilmis
yuzlerce ani, sevginin kendinden utanmayacagi kadar gercek bir sevgi, hayranlik
ve saygi ile bezenmis bir iliskinin kahramani arkadasim, meslektasim Dr. Halil Ozbayrak sizlerle konusmak istiyor. Basarili bir goz hekimi, yakisikli ve sportmen bir erkek, Nilgun'un sevgili kocasi, hayata asik bir insan son yillarda ALS isimli cok zor bir hastalikla mucadele ediyor. Onun gosterdigi dirence, sakinlige, akli basindaliga bir kez daha hayran oluyorum ve onumuzdei iki gun onu burada konuk edip, sizlerle paylasacagim soylemek istediklerini…
Hayat cesitli vesilelerle cok ozel insanlarla karsilastiriyor hepimizi… Ozel ve sevgi dolu iliskiler kuruluyor bazilariyla…
Kimininse pek de umurunda olmuyorsunuz, hicbir nedenle… Akliniz bir yerde, kalbiniz bambaska bir yerdeyken, sadece suya anlatilacak bir huznu paylasmak isterken … Beklerim diyorsunuz icinizden, sen de vaz gecilemiyecek kadar arkadasim olana kadar beklerim belki, belki de beklemem…
Onun icin sularla konusuyorum ben… Onun icin arkadasim demeden once boyle cok zaman geciyor… Onun icin degerliler ve ozeller arkadaslarim… isimleri bu sayfada var ya da yok... Esma da bilir, Soner de, Yavuzcan da... Roberto herkesten cok bilir de turkce anlamaz...
Iyi ki varsiniz...