Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

22 Temmuz 2013 Pazartesi

BIR TEBRIK, BIR ARAMA, BIN UMUTTUR INSANA....



Bugun benim dogum gunum...
Italyanlarin buyuk kutlamalar yaptigi bir yastayim...
Hic dusunmuyorum kac yasindayim diye...
Ya da sadece bazen, uzeri Mickey Mouse'li bir bluza ya da papatyali bir tokaya elim gittiginde aklima geliyor belki yasim...
Aliyorum, takiyorum yine de...
 
 
Hayati seviyorum ben...
Bilimezligi, tahmin edilemezligi, acimasizligi, alayciligi, kisaligina ragmen seviyorum hayati...
Cunku yasamak guzel bir sey...
Varolmak, arada varligin sebebini sorgulamak, sevmek, sevildigini hissetmek cok guzel...
Sosyal bilincin esiri olmak bile guzel bazen...
Anne olmak, evlat olmak, arkadas olmak, sevgili olmak, asik olmak...
Gulcin'in kardesi olmak cok guzel...
 
 
 
Hayat cok guzel...Herseye ragmen...
 
 
 
 
Varken degerini bilmek gerekiyor... cok cabuk geciyor zaman...
Ben kutlamalari sevmem, annem hep uzulur bu huyuma...
Bugun benim dogum gunum...
Iyi ki dogmusum, iyi ki varim, iyi ki yasiyorum...
Huyumu bir kenara birakip kutluyorum...
 

 
Beni var eden herseye minnet duyuyorum onun icin...
 
 
Bu gün dünyayı istediğin bir renge boya
Rengârenk batan günü al karşına
Bir renk de kendinden kat
Çocuklar gibi saf, temiz ve berrak
Kapat gözlerini bir hikâye yarat
Vazgeçme hissedilir biraz da sıcaklığını kat
Kalbindeki elleri bırakma sıkıca tut
Çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt
Yalnızlığın saltanatını sür, sür ama
Birikmiş sevginden, herkese bir parça ver
Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana
Mutlu yıllar, mutlu yıllar sana …

Can YÜCEL
 
 
P.S: Siir Seda'dan geldi... Gecen yil da yollamisti ayni siiri... Cunku sana yakisiyor diye yazmis mektubunda..
Iste onun icin guzel dunya...
 
22/7/2013'Roma



 

2 Temmuz 2013 Salı

KABUL....



Kabul etmekten baska carem yok... Haklisiniz ne deseniz... Hic oyle oturup cok yogun olmaktan, Federico'nun matematik notundan, bu yasa kadar hep yardimci ellerinde cekip cevrilmis bir evin, mecburen kontrolume gecip, ayni anda da kontrolden cikmasindan, oyle projelerden, universiteden, isten, gucten, alt ust olmus her turlu programdan, iptal edilmek zorunda kalinan Istanbul seyahatinden filan bahsedecek degilim... Yuzum yok... Seda hergun ama hergun nazikce soyledi bana "sozunu tutmuyorsun" diye.. Artik o da umudunu kesmis gorunuyor, hatta bu sabah bana, sen kendine iki gun soyle "glam" bir kacamak yaratsan,  dedi..

Sadece size karsi degil, kendim basta olmak uzere kimseye ve hicbirseye karsi sozumu tutmuyorum...Yani siz herseyden sonra gelmiyorsunuz, herseye vaktim var da bir size yok degil... Karisti biraz hayat, ben icinden cikamadim bir sure... Beni taniyanlar bilir, hic sevmem ozur dilemeyi, ama simdi butun ictenligimle sizden ozur diliyorum...

 En uzun yolculuklar bile bir adimla basliyor, siz o adimi coktan attiniz, yolu yariladiniz... Hicbiriniz sitem etmedi bugune kadar... Boynumun borcu ozur dilemek... Ve tabii tekrar merhaba demek...

2 Temmuz 2013'Roma