
Eve gelen 3 adet günlük gazetenin, son bir yıldır isteyerek gözlerimi kapattığım sosyo politik olayları düşünmeye zorlamasının,
En korku veren olayları anlattıktan hemen sonra, herkesin şakır şakır oynadığı televizyon programlarının, kendi tarihini 'ondan esinlenmiş' dizilerden öğrenmeyi kabullenmiş birçok arkadaşımın da hiç ama hiç suçu yok...
Babamın klavyesini çözemediğim bilgisayarı ne yapsın bana... Yavaşlığı yüzünden onca azarı Federico'dan duyduğu yetmiştir çoktan...
Hatice, benim canım arkadaşım doğum gününü hastanede kutlayıp, sessizce gittiğinde yüreğime saplanan acı ellerimi bağladı mı diyeyim... Demem... İnanamadiğım bu gidişe kesinlik kazandırır diye...
Ne peş peşe gidilen seyahatlerin suçu, ne uzamış çalışma saatlerinin, ne birikmiş yorgunlukların, ne ana babaya kavuşunca çocukluğa geri dönmelerin...
Siz kusura bakmayın... Mahkeme raporuna fazladan yazılan zavallı 'R' nın de suçu değil, ha blogspot ha blogsport ne fark eder diyecekseniz yine de deyin...
Sadece MEA CULPA... Hem de MEA MAXIMA CULPA...
Beklediniz, merak ettiniz , sabır gösterdiniz. Kusura bakmayın... Cumartesi Roma'ya dönüyorum... Hayatta kaybedilen zamanın telafisi yok ama biz zaten zaman kaybetmedik. Yeniden birlikte devam edeceğiz bu kez böyle aralar vermeden...
Mayıs yeniden başlamak için çok güzel bir ay...
Sevgilerimle...
P.S Bu güzel fotoğraf kısa bir süre sonra hem öyküsünü okuyacağımız hem de çok özel bır nedenle konuğum olacak sevgili Seda'dan..
28 Nısan 2011' Türkiye