Merhaba..
Ben Funda..
Yine pazartesi başlayıp Salı sona erdirdiğim bir diyet başlangıcıydı.. Mehtap, “ben seni zayıflatırım, hem de şu kibrit kutusu kadar ölçüleri hayatına sokmadan, hic bir besini tartmadan var mısın buna ?” dedi..
Ben sevinerek, ama onun vaktini alacağım duygusunun ağırlıyla da biraz ezilerek, “varım” dedim bu işe, heyecanla, sevinçle biraz da peki şimdi ne olacak endişesiyle....
İlk önce “yarın özlerim dediğin her şeyi ye” dedi bana. Ben sabırsızım, o ye diyor..Pek bişey anlamasam da ertesi gün özlerim dediğim her şeyi yiyerek başladım diyetime.. Bu arada Mehtap, bizim evde ne piser, nasil piser, haftada kac kere piser hepsini tek tek sordu..
Sonraki gün yaptırmam için bir tahlil listesi buldum posta kutumda.. Hastaneye gittim , sonuçlarımı aldım ve ona gönderdim. İlk listem geldi, hiç vakit kaybetmeden. İlk gün bir önceki gün yediğim depolarla sanırım, hiç açlık hissetmedim, “aman ne kolaymış bu iş” dedim hatta.. 2. gün biraz zor geçti itiraf etmeliyim.. Ama 2. ve 3. günü atlattıktan sonra sanki yıllardır bu şekilde besleniyormuşum gibi bir hafiflik hissettim bütün vücudumda.. Bedenimdeki onlarca paket margarinle vedalaşırken çok mutlu hissettim kendimi..
Mehtap, tartilmami istemiyordu.. Tartilmadim..(belki, bir kac kere yanlislikla tartinin uzerine cikmis olabilirim.. Ama sadece bir kac kere..) “Arkadaslarin soyleyecek zayifladigini” diyordu..
1 ayın sonunda daha önce giydiğim kıyafetleri giyememeye başladım..Pantolonlarım bol geliyor, eteklerim üzerimden düşüyordu. Bu çuvalımsı hali pek sevmesem de, hiç bişey almamaya çalıştım. Çünkü aldıklarım da bir süre sonra bol gelmeye başlıycaktı, biliyordum bunu..
1 ayın sonunda tartıya bindiğimde gülümsedim.. 5 kilo gitmişti bile, hatta arasıra yaptığım yaramazlıklara rağmen...
Bir de beni görenlerin tepkilerinden söz etmeliyim mutlaka. “Aaa sen ne kadar zayıflamışsın” diyenler, “yüzüne bişey mi yaptın cildin ne kadar iyi görünüyor?” diyenler..Nasıl yaptın bunu? diye soranlar…Ne yaptın sen böyle diye? inanamayanlar..Ne güzel şeymiş bunları duymak , daha önce neden duymamışım ki ben bunları…
4 Şubatta başladık bu diyet yolculuğuna. Bugün 29 Mart , iki ay bile olmadı daha ama ben yıllarca taşıdığım , ne yaptiysam bir türlü kurtulamadığım 8 kilodan kurtuldum bile..
Zorlandın mı ? derseniz eğer, arasıra tatlı krizlerim oldu evet..
Herkes tabağındakileri tıka basa yerken onları izlemek zor geldi mi? diye sorarsanız eğer , bazen derim bu soruya da..
Peki bu programı uygularken zorlandım mı?, bunun cevabı ise kesinlikle hayır..
Cünkü kendim için özel hiçbirşey yapmadım bu süreçte. Evdekiler için ne pişirdiysem onu yedim ben de , biraz tabağımı küçülterek, hiç mi hiç aç kalmayarak, sadece sık sık yaptığım kek, pasta türevlerini haftada birle sınırlayarak , ertesi gün ne yiyeceğim ben diye hiç düşünmeyerek , cunku ne yiyecegimi, nasıl yiyeceğimi bilmenin verdiği rahatlıkla vedalaştım yıllardır ağırlığından taşımakta zorlandığım kilolarımla..
Onlarla vedalaşmak çok kolay oldu aslında , hiç bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim, belki de hep bu yüzden ertelemiştim bunu yıllarca..
Ben böyle de mutluyum diyerek nasıl da kandırmışım kendimi, nasıl.. Asıl mutluluk gardrobımı yenilemek, hatta 5 yıldır takamadığım nikah yüzüğümü yeniden takabilmekmiş..Hepsi buymuş ve ulaşmak hiç de zor değilmiş işte…
Buraya kadar yazdıklarım benim başarım gibi görünüyor. Ama hayır öyle değil aslında. Bu Mehtap’la ikimizin başarısı.
Tam “şimdi ne olucak dediğimde, galiba kilo vermem yavaşladı, aman panik olmalıyım” diye düşündüğümde, Mehtap yetişti hep imdadıma..
Kıyamadı da çoğu zaman biliyorum. “Kendi doğum gününde sen pastanı yemiyceksin de kim yiyecek” dedi. “Cok özlediğin bişey var mı? ” diye sordu sık sık bana..
Yaptığım kaçamakları itiraf ettiğimde kızdı mı yoksa gülümsedi mi bilmiyorum ama , her zaman yanımdaydı , bazen doktorcum bazen de arkadaşımdı.. Fazladan yarim simit, oglumun tabaginda kalan pilavi yedigimde degil de, ogun atladigimda, vakitsizlikten ara ogunlerimi ihmal ettigimde, su icmedigimde kiziyordu daha cok.. Yani yiyerek zayifladim ben..
Beni hiç şaşırtmasa da varlığıyla, metabolizmamı benden daha çok şaşırttı . Zavallı metabolizmam “dur şu yediğin 1 dilim keki yağa çeviriyim ben hemen” derken , o “dur” dedi buna. Yavaşladığında onu hızlandırıcak formüller verdi , “gücü kaldıysa eğer son darbeyi indiriyoruz şimdi sabret” dedi..Hızına ben bile yetişemez oldum bir süre sonra…İyi ki de yetişemedim..
Aslında ben zayıflamayı öğrenmedim. Sağlıklı nasıl yaşanır, suçluluk duymadan 1 dilim pasta nasıl afiyetle yenir. Şu metabolizma denen canavar, ne menem bişeydir, kilometrelerce uzakta da olsa, cismen hiç tanımadığın bir dostun seni nasıl iyileştirir ben bunu öğrendim..
Artık hiçbir zaman eski kilomda olmayacağımı biliyorum. Yeni sezonda daha önce vitrinde görüp de cesaret edemediğim birsürü şeyi giymek için sabırsızlanıyorum şimdi sadece..
Eğer siz bir tercih yapmazsanız, sizin yerinize başkaları yapar bunu . Ben bu şansı kendimden başka birisine vermek istemedim. Ben daha ince, daha sağlıklı, daha güzel ve daha mutlu olmayı tercih ettim. Ve umduğumdan da kolay oldu bu..
Peki şimdi bitti mi her şey, diye soruyorsanız, 18 yaşımdaki kilomda olmama çok az kaldı, o kiloya ulaşmayı sabırsızlıkla bekliyorum. Az kaldı , hissediyorum..
Bu bir diyet yazısı değil , mutluluk hikayesiydi aslında..
Gökten düşen elmaların birini kapıyorum ben Mehtapcım izninle :-)
Ben sevinerek, ama onun vaktini alacağım duygusunun ağırlıyla da biraz ezilerek, “varım” dedim bu işe, heyecanla, sevinçle biraz da peki şimdi ne olacak endişesiyle....
İlk önce “yarın özlerim dediğin her şeyi ye” dedi bana. Ben sabırsızım, o ye diyor..Pek bişey anlamasam da ertesi gün özlerim dediğim her şeyi yiyerek başladım diyetime.. Bu arada Mehtap, bizim evde ne piser, nasil piser, haftada kac kere piser hepsini tek tek sordu..
Sonraki gün yaptırmam için bir tahlil listesi buldum posta kutumda.. Hastaneye gittim , sonuçlarımı aldım ve ona gönderdim. İlk listem geldi, hiç vakit kaybetmeden. İlk gün bir önceki gün yediğim depolarla sanırım, hiç açlık hissetmedim, “aman ne kolaymış bu iş” dedim hatta.. 2. gün biraz zor geçti itiraf etmeliyim.. Ama 2. ve 3. günü atlattıktan sonra sanki yıllardır bu şekilde besleniyormuşum gibi bir hafiflik hissettim bütün vücudumda.. Bedenimdeki onlarca paket margarinle vedalaşırken çok mutlu hissettim kendimi..
Mehtap, tartilmami istemiyordu.. Tartilmadim..(belki, bir kac kere yanlislikla tartinin uzerine cikmis olabilirim.. Ama sadece bir kac kere..) “Arkadaslarin soyleyecek zayifladigini” diyordu..
1 ayın sonunda daha önce giydiğim kıyafetleri giyememeye başladım..Pantolonlarım bol geliyor, eteklerim üzerimden düşüyordu. Bu çuvalımsı hali pek sevmesem de, hiç bişey almamaya çalıştım. Çünkü aldıklarım da bir süre sonra bol gelmeye başlıycaktı, biliyordum bunu..
1 ayın sonunda tartıya bindiğimde gülümsedim.. 5 kilo gitmişti bile, hatta arasıra yaptığım yaramazlıklara rağmen...
Bir de beni görenlerin tepkilerinden söz etmeliyim mutlaka. “Aaa sen ne kadar zayıflamışsın” diyenler, “yüzüne bişey mi yaptın cildin ne kadar iyi görünüyor?” diyenler..Nasıl yaptın bunu? diye soranlar…Ne yaptın sen böyle diye? inanamayanlar..Ne güzel şeymiş bunları duymak , daha önce neden duymamışım ki ben bunları…
4 Şubatta başladık bu diyet yolculuğuna. Bugün 29 Mart , iki ay bile olmadı daha ama ben yıllarca taşıdığım , ne yaptiysam bir türlü kurtulamadığım 8 kilodan kurtuldum bile..
Zorlandın mı ? derseniz eğer, arasıra tatlı krizlerim oldu evet..
Herkes tabağındakileri tıka basa yerken onları izlemek zor geldi mi? diye sorarsanız eğer , bazen derim bu soruya da..
Peki bu programı uygularken zorlandım mı?, bunun cevabı ise kesinlikle hayır..
Cünkü kendim için özel hiçbirşey yapmadım bu süreçte. Evdekiler için ne pişirdiysem onu yedim ben de , biraz tabağımı küçülterek, hiç mi hiç aç kalmayarak, sadece sık sık yaptığım kek, pasta türevlerini haftada birle sınırlayarak , ertesi gün ne yiyeceğim ben diye hiç düşünmeyerek , cunku ne yiyecegimi, nasıl yiyeceğimi bilmenin verdiği rahatlıkla vedalaştım yıllardır ağırlığından taşımakta zorlandığım kilolarımla..
Onlarla vedalaşmak çok kolay oldu aslında , hiç bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim, belki de hep bu yüzden ertelemiştim bunu yıllarca..
Ben böyle de mutluyum diyerek nasıl da kandırmışım kendimi, nasıl.. Asıl mutluluk gardrobımı yenilemek, hatta 5 yıldır takamadığım nikah yüzüğümü yeniden takabilmekmiş..Hepsi buymuş ve ulaşmak hiç de zor değilmiş işte…
Buraya kadar yazdıklarım benim başarım gibi görünüyor. Ama hayır öyle değil aslında. Bu Mehtap’la ikimizin başarısı.
Tam “şimdi ne olucak dediğimde, galiba kilo vermem yavaşladı, aman panik olmalıyım” diye düşündüğümde, Mehtap yetişti hep imdadıma..
Kıyamadı da çoğu zaman biliyorum. “Kendi doğum gününde sen pastanı yemiyceksin de kim yiyecek” dedi. “Cok özlediğin bişey var mı? ” diye sordu sık sık bana..
Yaptığım kaçamakları itiraf ettiğimde kızdı mı yoksa gülümsedi mi bilmiyorum ama , her zaman yanımdaydı , bazen doktorcum bazen de arkadaşımdı.. Fazladan yarim simit, oglumun tabaginda kalan pilavi yedigimde degil de, ogun atladigimda, vakitsizlikten ara ogunlerimi ihmal ettigimde, su icmedigimde kiziyordu daha cok.. Yani yiyerek zayifladim ben..
Beni hiç şaşırtmasa da varlığıyla, metabolizmamı benden daha çok şaşırttı . Zavallı metabolizmam “dur şu yediğin 1 dilim keki yağa çeviriyim ben hemen” derken , o “dur” dedi buna. Yavaşladığında onu hızlandırıcak formüller verdi , “gücü kaldıysa eğer son darbeyi indiriyoruz şimdi sabret” dedi..Hızına ben bile yetişemez oldum bir süre sonra…İyi ki de yetişemedim..
Aslında ben zayıflamayı öğrenmedim. Sağlıklı nasıl yaşanır, suçluluk duymadan 1 dilim pasta nasıl afiyetle yenir. Şu metabolizma denen canavar, ne menem bişeydir, kilometrelerce uzakta da olsa, cismen hiç tanımadığın bir dostun seni nasıl iyileştirir ben bunu öğrendim..
Artık hiçbir zaman eski kilomda olmayacağımı biliyorum. Yeni sezonda daha önce vitrinde görüp de cesaret edemediğim birsürü şeyi giymek için sabırsızlanıyorum şimdi sadece..
Eğer siz bir tercih yapmazsanız, sizin yerinize başkaları yapar bunu . Ben bu şansı kendimden başka birisine vermek istemedim. Ben daha ince, daha sağlıklı, daha güzel ve daha mutlu olmayı tercih ettim. Ve umduğumdan da kolay oldu bu..
Peki şimdi bitti mi her şey, diye soruyorsanız, 18 yaşımdaki kilomda olmama çok az kaldı, o kiloya ulaşmayı sabırsızlıkla bekliyorum. Az kaldı , hissediyorum..
Bu bir diyet yazısı değil , mutluluk hikayesiydi aslında..
Gökten düşen elmaların birini kapıyorum ben Mehtapcım izninle :-)
Funda, 29 Mart 2009, Turkiye
P.S: Bugun sozu Funda'ya biraktim.. Zaten birsey soylememe gerek yok.. O gercekten harikalar yaratti.. istenirse daglarin devrilecegini, kilolarin gidecegini, gardroplarin yenilenebilecegini gosterdi..
Carsamba gunu de ben, bu oykunun benim tarafimdaki goruntusunu yazacagim...
Kendinize iyi bakin..
31 yorum:
:))))
İKİNİZİDE CANI GÖNÜLDEN KUTLUYORUM..
BEN NAPSAM Kİ, HEMEN BİR UÇAK BİLETİ ALIP YARIN ORAYA KONMALIYIM :)))
SEVGİLER İYİ HAFTALAR...
arkadaşım merhaba,
siz ne kadar uzakta olursanız olun ama bizim kalbimizde bir taht kurdunuz.Bilgisayarımı her açtığımda mehtap bugün ne yazdı diye merak ettirdiniz.İyi ki varsınız.İyiki de ben sizi keşfettim.Sizi tanımadan bu kadar sevdim.Benim henüz bir blogum yok ama sizin takip ettiklerinizi bende takip ediyorumm.Kucak dolusu selamlar Manisadan sizlere AYFER
Mehtap`cim, Fundayi ve seni kutluyorum, bu cok güzel bir basari ve bizleride motive etmek icin cok güzel bir yazi.
Ne güzel, insanin senin gibi bir dostu olmasi:)
Sevgilerimle
funda hanım ve mehtap hanım coook tebrık ederım.. cok zor bır ısı basarmıssınız hem de bu kadar uzaklıktan.. bu tıp ıslerde pıskolojı cok onemlı bence.. bende ona yenık olarak moral bozukluguyla yasıyorum 4 ayda aldıgım 8 kılo yuzunden.. mehtap hanım hıpotroıdı olanlar ıcın de soyleyecegınız bırseyler var mı?
Vayy süper bir dayanışma..Gökten düşen 3 elma da benim başımda Haberiniz ola..
Aslında şaşırmadımda Mehtap gibi birinin cesaretle aslında sağlıklı ve keyifli bir yaşam sürmeniz sürpriz değil dediyse altındada imzası varsa..olur başka çıkarı olmaz..İşte ilk örnek geldi bile..Tebrikler Funda'ya da..
tebrik ediyorum sizi:)
Mehtaaaaap..bana yardim lütfen...
bende ayni dertten muzdarip tombis bir pastaciyim :))))
Şaka bir tarafa imrenerek okudum Funda'nın yazısını. Bilemiyorum ama bana da verebileceğin ipuçları olabilirmi? segilerimele
zehra
Önemli olan karar vermek sanırım. Ben de 10-13 kilo vermek istiyorum. 2005 yılında sigarayı bıraktım ve hiç farkına bile varmadan 8-10 kilo aldım :(
Bir süredir yediklerime dikkat ediyorum. Hayatımda hiç diyet yapmadım o yüzden başladığım bütün diyetler pazartesi sabahı başlayıp, akşamına bitiyor :)
Yediklerime dikkat etme konusunda şimdilik iyi gidiyorum, bakalım başarabilecek miyim?
Funda'yı tebrik ediyorum.
Aslında ben de sizinle irtibata geçsem hiç fena olmayacak :)
İnsanın aynaya bakıp, görüntüsünden keyif alması çok önemliymiş meğer... Kilo alınca anlıyor insan...
Fundacım bu harika bir haber yaa,öyle çok duygulandım öyle çok mutlu oldum ki..Mehtap zaten çok yardımcı oldu hepimize,onca işinin arasında bize yol gösterdi.Ben de ben de başlamalıyım çünkü kilolar aldı başını gidiyor ve sağlıklı yaşamaya çoook ihtiyacım var...
Mehtapım çarşamba günkü yazını heyecanla bekliyor olacağım.
Her ikinize de kucak dolusu sevgiler,
ben de istiyoruum nolur nolur nolur!
Nasıl keyifle ve imrenerek okudum yazıyı. Haftanın okuduğum en güzel yazısı. Ben de öğrenmek istiyorum. Ben de başarmak istiyorum. Fundacım tebrik ederim. Yazının devamını da büyük bir heyecanla bekliyorum. selamlar
Mehtapcım ben de istiyorum, 2 ileri 1 gerilerden bıktım artık, benim için de bi güzellik yapar mısın :))
bu yorum aramızda kalsın olur mu?
funda'nın dediği gibi şahane bir dostluk ve mutluluk hikayesi bu. ikinizin de eline gönlüne sağlık.
Funda'cığım, benim diyetim de iyi gidiyor ama talı krizlerinin altından kalkamaz oldum bana bir akıl versene!!!
bir mim var size...:)
Okurken içim gitti :( üzüldüm kendi iradesizliğim ve dengesizliğimi düşünüp...sabah ve akşam arasında hiçbirşey yemeyip sonra tatlı krizine düşmemi düşündüm..şu 8 ayda aldığım kiloları..alt karındaki simidimi,zayıfken ne kadar kendimle barışık olduğumu..
Ve Funda'nın sizin gibi bir beslenme koçunun olmasının nasıl bir şans olduğunu..
Darısı başıma...
o kadar gıptayla okudum ki yazını :(
senin adına sevindim öyle de güzel anlatmışsın ki...
öffff darısı sadece 5 kg fazlam olan ve iki senedir veremeyen bana :(((
her ikiniz de harikasınız, başka söze gerek yok:)
Bu gerçek bir motivasyon hikayesi olmuş Mehtapcım.. Oralardan bile dokunuşun hissediliyor.E biz ne olacağız..Bize de sihirli değnek değdirmeni bekliyoruz :) Özellikle metobolizma hızlandırma konusundaki formüllerini bekliyorum.Bir de bu yazının senin tarafından yazılanını...
Fundacım, simdi senin bloguna gecip, sanada bir laf atacağım...
(iyi oldu bu, tek yazı iki yorum..)
Merhaba,
Okuyuculariniza umut veren onlari yasama baglayan,herseyden onemlisi onalara basarabilirsiniz duygusunu kazandiran yazilarinizi buyuk bir keyifle okuyorum.Ozellikle beslenme ve diyetle ilgili yazilariniz bizim eve yeni beslenme aliskanliklari getirdi.Esim ve ben size tesekkur ediyoruz.Ikimizin de kilolarimizda degisiklikler olmaya basladi.Ozellikle relax muscle diye takildigimiz gobegim erimeye basladigi icin size bu tesekkur mesajini yazmak istedim.
En iyi dileklerimizle
Kaan
gösterdiğiniz çabanın geri dönüşünü görmek muhteşem olmalı hem bu kez iki taraflı bir dönüş olmuş. Sevgiler ve her ikinize de tebrikler
selamlar,
sizi bir süre önce farkettim, okumadan geçemiyorum. Ayrıca müzik seçimlerinizde çok güzel. Funda Hanımın yazısınada bayıldım bu gün, insanlara asla ulaşamıyacakları şeyleri vermenin hazzı eminim çok onur verici bir duygudur. Benimde dikkatimi çekti sağlıklı beslenmeye dair yazılarınız, biraz daha bilgiye ihtiyacımız var sanırım. Özellikle metabolizmamızı hızlandırma konusunda. Vakit ayırıp yazarsanız sevinirim.
Sevgiyle kalın.
Canan
öncelikle her ikinizide tebrik ediyorum. sonrasındaysa bu işe ciddi elle sarılmaya karar veriyorum...
1 Nisan'da okuyunca,... şakadır herhalde ;-) Haydi bakalım, yine kafaya takayım şu 'ne yersen yarısını ye' meselesini. Sağol Mehtap. Hattâ ara sıra bana gelip, "Oyaaaaa ne yersen yarısı haaaa, yoksa karışmam," deyip gidebilirsin.
Sevgili Mehtap,
Bir meslektasin olarak yazilarini buyuk bir keyifle okuyorum.Her aksam is donusu yaptigim salatanin renklerini sayarken (ki daha once marul mu eksik havuc mu derdim) farkinda olmadan gulumsedigimi gorunce sana yazmak lazim diye dusundum.Sadece iyi bir doktor degil iyi bir ogreticisinde.
Iyi sanslar
Levent
Ps.Butun bekar erkeklere tavsiye bu blogtaki ONCE SAGLIK yazilarini kacirmayin.Hem bildiklerinizi hatirliycak hemde bilmediginiz cok seyi ogreniceksiniz.
Mehtap Hanım bir süre yazılarınızın yenilenmediğini görünce duyduğunuz özlemden dolayı Türkiye'ye geldiğinizi düşünmüştüm. Ben de bir süredir blogunuzu severek takip ediyorum. Funda Hanım için hazırladığınız program ve başarısı benim de çok hoşuma gitti. Kendimi bildim bileli şişmandım. 17 yaşında çok sıkı bir diyetle zayıf bir genç kız oldum ama pırıl pırıl gür güzel saçlarımı geri dönüşü olmayacak şekilde kaybettim. Yine de her zaman diyetteyim ve 40 yaşındayım.Artık sağlıklı besleniyorum. Kış mevsiminden kendime göre 3-4 kg fazla ile çıkıyorum. Gelin görün ki metabolizmamı küstürdüğüm için artık kilo veremiyorum. Aç kalmak istemiyorum. Benim gibilere söyleyecek sözünüz varsa ben seve seve dinlerim. Çok şey istediğimi biliyorum ama yazılarınızla bilgilendirmeye devam edeceğinizi yazdığınız için. Şimdiden teşekkürler,selamlar.
Mehtap,
Salatanin renklerini saymaya baslayan bir tek ben degilmisim demekki...
Ben de kendi yemegini kendi yapan bir meslektasin olarak Dr.Levent'in butun yorumuna katiliyorum.
Murat
Mehtap Hanım,
Çok severek izliyorum blogunuzu. Çok yoğun çalıştığınızı da biliyorum ama sormadan geçemeyeceğim.Benim gibi 17 yaşından bu yana saçma sapan diyetler yapan bu uğurda saçlarını kaybeden ama artık bundan yorulan ve metabolizması durma noktasına gelenler için de bir umut ışığı var mıdır? Teşekkür ederim.
ikiniz de harikasınız :)
ne üstüme vazife ama galiba ben de iki dostumun gururundan kendime pay çıkarıp, sizler adına gururlandım :))
ve tabii ki cesaretlendim :)
Başarınızı tebrik ediyorum.Bu kadar insanı motive etmek hiç kolay değil çok büyük başarı.
Bende Mehtap Hanım ve sınıfındaki
danışanlarının sayesinde 119000inci
diyetime başlıyorum ama size saçma gelecek belki ama bu sefer olacağına inanıyorum.Ne derler bilirsiniz''Hayatta 1 tek kişi bile yapabildiyse herkes yapabilir''.İki haftam bugün doluyor.Tartılmıyorum.Daha önce beni tökezleten şeylerin ne olduğunu iyice düşündüm.Bunlardan biri tartılmak ve hayal kırıklığı yaşayarak her şeyi bırakmaktı.
Diğeride aç kalınca çok matah bir başarı elde ettiğimi sanmaktı.
Açlık hissettiğimde önce birşey içiyorum ve biraz bekliyorum.
Eğer açlığım geçmediyse bir galetanın 1\2 veya 1\3 kadarını yiyorum ve yarım çay bardağı kefir içiyorum.Bunu ara öğünler dışında
bazen ana öğünlerimin arası çok açılıp ara öğünler yetmeyince
nadiren yapıyorum.Asıl önemlisi açlık sinyalini her zaman ciddiye alıyorum ve yokmuş gibi davranmıyorum.Bu nedenle sağlıklı beslenme proğramımın başarısından eminim.Henüz hiç kaçamak yapmadım ama bir kaçamak yaparsam ne kadar iradesiz ve başarısız olduğumu düşünüp her şeyi bırakma saçmalığını da bu kez yapmamaya karar vedim ama hala korkuyorum ve her ihtimale karşı kaçamaklarımı erteliyorum.Bu konuda bir yazı varsa okumayı çok isterim.Zaten genel olarak ya hep ya hiç yaklaşımı insanı ne kadar kısıtlayıcı aslında.En kısa (pardon kısa değil de uygun desek daha doğru) zamanda eski halim yeni halim falan diye fotoğraflarımı sizlerle paylaşmak
üzere.Hepinize sağlıklı günler diliyorum.
tebrik ederim sizi ne kadar güzel bir duygu kıyafetleri değiştirmek yada daraltmak. umarım bende Mehtap hanımdan yardım alma şansına sahip olabilirim.
Yorum Gönder